Cilt 3, Sayı 2Cilt 3' e ait sayılar bu alt bölümde listelenir.http://hdl.handle.net/11616/32442024-03-29T15:33:18Z2024-03-29T15:33:18Zİsviçre federal mahkemesinin eser sahipliğinin tespitine ilişkin kararının incelenmesiApaydın, Bahar ÖcalKazancı, İdil Tuncerhttp://hdl.handle.net/11616/32542016-05-13T00:00:23Z2012-01-01T00:00:00Zİsviçre federal mahkemesinin eser sahipliğinin tespitine ilişkin kararının incelenmesi
Apaydın, Bahar Öcal; Kazancı, İdil Tuncer
Karar incelemesi kapsamında, İsviçre Federal Mahkemesinin 1
Nisan 2010 tarihli ve 4A_638/2009 sayılı eser sahipliğinin tespitine ilişkin
kararı ele alınmıştır. Söz konusu karar Cenevre Kenti bünyesinde
oluşturulmuş “Cenevreli İtfaiyecilerinin Turuncu Rehberi” isimli fikri
ürünün eser sahipliğinin tespiti talepli davanın, Cenevre Kanton
Mahkemesi Hukuk Dairesi’nde reddedilmesi üzerine bu ret kararının
temyizen incelenmesine ilişkindir. Bu kapsamda söz konusu kararda,
öncelikle temyiz incelemesi bakımından temyiz talep edenin tespit davası
açmakta hukuki menfaati olup olmadığı, eser sahipliğinin tespiti talebi
bakımından zamanaşımı ve iyiniyet olguları tartışılmıştır. Bu konuları
aydınlatmak içinse eser sahibi olarak tanıtılma hakkının hukuki niteliği ele
alınmıştır. Ardından temyiz incelemesi kapsamında “Cenevreli
İtfaiyecilerinin Turuncu Rehberi”nin, “eser” olarak kabul edilip
edilemeyeceği hususu tartışılmış ve eser sahipliği ile ortak eser sahipliği
olguları değerlendirilmiştir. Karara ilişkin incelememiz, Federal
Mahkemenin çizdiği sınırlar dâhilinde İsviçre Hukuku ile karşılaşmalı
olup, Türk Hukuku kapsamında yapılmıştır.; The decision number 4A_638/2009 of 1st of April 2010 of Swiss
Federal Court about declaratory action of authorship is examined in this
paper. After the Civil Department of Canton Court of Genève declined the
claim of authorship on the “Orange Guide of Firemen of Genève” which
was created under the direction of City of Genève; the claimant filed an
appeal to the Federal Court. First of all, the Federal Court discussed
whether the appellant has a legal interest to bring a declaratory action of
authorship; secondly the prescription and goodwill were discussed with
respect to the claim of the declaratory action. The legal characteristic of
right of attribution was taken into account in order to illuminate these
facts. In the appellate review, it is discussed whether the “Orange Guide
of Firemen of Genève” can be considered as an intellectual work and then
the phenomenon of authorship and co-authorship were examined. Our
court decision study which is limited in the framework of the Federal
Court is not only within the context of Turkish Law but also Swiss Law in
a comparative way.
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 3 (2).
2012-01-01T00:00:00ZTip gemi inşa sözleşmelerinde garanti borcuErbaş Açıkel, Aslıhanhttp://hdl.handle.net/11616/32532016-05-13T00:00:26Z2012-01-01T00:00:00ZTip gemi inşa sözleşmelerinde garanti borcu
Erbaş Açıkel, Aslıhan
Tersanecinin, teslim tarihinden itibaren başlayacak belirli bir süre
için gemide ortaya çıkabilecek ayıplara karşı garanti taahhüdünde
bulunması, gemi inşa sözleşmelerinde sıkça başvurulan bir uygulamadır.
Bu taahhüt kapsamında tersaneci, tüm masraflar kendisine ait olmak üzere
ayıpları gidermeyi ve gerekli tamiratı yapmayı üstlenmektedir. Bunun
karşılığında ise, kâr kaybı gibi zararlar da dâhil olmak üzere, geminin
kullanılamamasından kaynaklanan, tüm zararlara iş sahibi katlanmakta ve
iş sahibinin sözleşmeden dönme ve bedelin indirilmesini talep etme
hakları kaldırılmaktadır.; Under most of the shipbuilding contracts, the builder provides a
warranty of quality against defects for a certain period starting from the
date of delivery of the vessel. Under warranty of quality the builder
undertakes to rectify the defects at his own cost. In return for the owner
shall bear any incidental expenses and losses, including loss of profit
resulting from the loss of use of the ship. Furthermore the owner shall not
be entitled to use his rights of termination and reduction in price.
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 3 (2).
2012-01-01T00:00:00ZAmerikalılar arası insan hakları sistemiAslan, Volkanhttp://hdl.handle.net/11616/32522016-05-13T00:00:29Z2012-01-01T00:00:00ZAmerikalılar arası insan hakları sistemi
Aslan, Volkan
İnsan haklarının bölgesel örgütler eliyle korunup güçlendirilmesi
açısından Avrupa Konseyi, Amerikan Devletleri Örgütü ve Afrika
Birliği’nin çalışmaları dikkat çekmektedir. Bu çalışmada Amerikalılar
arası sistem ele alınarak, sistemin işleyişi açıklanmaya çalışılmıştır. Bu
bağlamda öncelikle, çalışmanın konusunu teşkil eden Amerikalılar arası
insan hakları sistemi açısından 3 farklı seviyenin bulunduğunu baştan
ifade etmek gerekir. İlki, Amerikan Devletleri Örgütü’ne üye devlet
vatandaşları açısından Amerikalılar Arası İnsan Hakları Komisyon’u
eliyle Amerikan İnsan Hak ve Ödevleri Bildirisi’nden ve Örgüt Şartı’ndan
kaynaklanan haklara ilişkin olarak minimal koruma sağlanmasıdır. İkinci
seviyede ise Amerikalılar Arası İnsan Hakları Sözleşmesi’ne taraf olup da
Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetkisini kabul etmeyen
devletler bulunmaktadır. Üçüncü seviyede ise hem Sözleşme’ye taraf
olan, hem de Mahkeme’nin yetkisini kabul eden devletler bulunmaktadır1
.
Çalışmada öncelikle Amerikan Devletleri Örgütü hakkında genel
bilgiler verilmiş ve Örgüt çatısı altında kabul edilen insan hakları
belgelerine ilişkin kısa açıklamalar yapılmıştır. Sonrasında ise
Amerikalılar arası insan haklarını koruma mekanizmalarından
bahsedilmiş; Amerikalılar Arası İnsan Hakları Komisyonu ile
Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi’nin işleyişi ele alınmıştır.; In the context of protection of human rights by regional
organizations, the works of the European Council, Organization of
American States and African Union constitute salient examples. This
study examines the Inter American System and its mechanism. Primarily,
it must be known that there are three level of protection under the
framework of this system. First one is minimal protection provided by the
Inter-American Commission on Human Rights related to the rights arising
from The American Declaration of the Rights and Duties of Man and the
Charter of the Organization of American States. On the second level there
are states which have ratified The American Convention on Human Rights
but haven’t recognized the jurisdiction of the Inter-American Court of
Human Rights. Lastly, the states which have ratified The American
Convention on Human Rights and recognized the jurisdiction of the InterAmerican
Court of Human Rights generate the third level.
This study begins with the general information about the
Organization of American States and the human rights instruments
accepted under the framework of this organization. Then, protection
mechanisms of the system and operation of both of the Inter-American Commission on Human Rights and the Inter-American Court of Human
Rights are mentioned. In this context, knowledge about the Commission’s
and the Court’s composition, application requirements, procedures before
the Commission and the Court and the other activities of the Court are
explained. Moreover, the differences between American and European
systems are discussed in some matters. In the conclusion part, the
deficiencies of the system and recommendations are provided by
evaluating the system generally.
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 3 (2).
2012-01-01T00:00:00ZUluslararası hukukta savaşa varmayan kuvvet kullanma yollarıEren, M. Yusufhttp://hdl.handle.net/11616/32512016-05-12T00:00:22Z2012-01-01T00:00:00ZUluslararası hukukta savaşa varmayan kuvvet kullanma yolları
Eren, M. Yusuf
Uluslararası toplum çok dinamik bir yapıya sahiptir. Devamlı
şiddet ve savaşa eğilim vardır. Birleşmiş Milletler örgütü, bu olumsuz
durumu bir nebze engelleyebilmek için, uluslararası hukuka “kuvvet
kullanma yasağı” adı altında çok önemli bir ilke kazandırmıştır. Ancak
uygulamaya bakıldığında, söz konusu yasağın tam olarak hayata
geçirilemediği görülmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden birisi,
“misilleme”, “zararla karşılık” ve “karışma” olarak ortaya çıkan savaşa
varmayan kuvvet kullanma yollarının, uluslararası hukuka uygun olup
olmadığı hususunda tam bir görüş birliğinin sağlanamamış olmasıdır.
Misilleme yöntemi, kuvvet içermediğinden dolayı söz konusu kuvvet
kullanma yasağına aykırılık teşkil etmez. Zararla karşılık yöntemlerinin
birçoğu kuvvet kullanma eylemleri bulundurur. Bu bakımdan kuvvet
kullanma içeren zararla karşılık eylemleri uluslararası hukuka aykırıdır.
Karışma yöntemi ise, egemen ve bağımsız devletlerin içişlerine
karışmama ilkesine aykırı olmasına rağmen, insani gerekçelerle yapılan
müdahalelerin uluslararası hukuka göre uygun olduğunun kabul edilmesi
gerekmektedir.; The international community has a very dynamic nature. There is a
continuous trend of violence and war. To prevent this negative situation,
The United Nations, gained a very important principle to international
law, called "the prohibition of the use of force". However, in practice, we
can see that the prohibition had not been implemented at all. One of the
most important reasons for this, is there is no complete consensus whether
to accordance with international law in the use of force not amounting to
war such as retorsion, retaliation and intervention. Because of not
containing any force, retorsion does not constitute a violation of the
prohibition of the use of force. Retaliation methods contains many of the
acts of use of force. In this regard, acts of retaliation which are involving
the use of force, are contrary to international law. Although the
intervention method is contrary to the principle of non-interference in the
internal affairs of a sovereign and independent states, interventions for
humanitarian reasons must be presumed to conform to international law
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 3 (2).
2012-01-01T00:00:00Z