Cilt 2 Sayı 1Cilt 2' e ait sayılar bu alt bölümde listelenir.http://hdl.handle.net/11616/47042024-03-29T15:25:43Z2024-03-29T15:25:43ZProf. Dr. Alâeddin Yavaşca’nın eserlerinin estetik temelleri: öz-biçim ilişkisi, tem ilerlemeleriFeyzioğlu, Nesrinhttp://hdl.handle.net/11616/47452016-10-08T00:00:31Z2016-01-01T00:00:00ZProf. Dr. Alâeddin Yavaşca’nın eserlerinin estetik temelleri: öz-biçim ilişkisi, tem ilerlemeleri
Feyzioğlu, Nesrin
Bu makale, bestekâr Alâeddin Yavaşca’nın husûsiyle şarkı formundaki bestelerinden birini esas
alarak gelenek bağlamında, başlıkta zikr edilen açılardan ele alıp incelemeyi hedeflemektedir.
Beste söz konusu olduğu vakit, araştırıcı üç fiille muhataptır. “yaratmak”, “bilmek” ve
“yapmak.” Bestekârın yaratma ameliyesi, üzerinde herhangi bir bilimin ya da bilimsel ölçeğin
tasarrufunun olamayacağı bağımsız kısımdır. Ancak yapmak her şeyden evvel özün
görünebilirliğini sağlayacak bir biçim endişesini zorunlu kılar. Nitekim bir sanat eseri öz, biçim
ve üsluptan mürekkeptir ve “estetik beğeni” sanatın bir biçim içinde varoluş ve sunuluş
sebebidir. Yaratma serüveni bir fikrin açınlanması uğruna girişilen bir serüvendir, bir fikirden
ya da herhangi bir nesneden kalkıp nereye denk düşerse oraya gitmek serüveni değildir.
Estetik eleştiri, estetik bir nesneyi gerçek yerine oturtmak, ona gerçek değerini vermektir.
Sanatkârı anlamak, onun bütün eserlerini anlamakla doğru orantılıdır. Bunun için bestekârın
beslendiği kaynaklara doğru yelken açmak gerekir. 640-650 eseri değerlendirmeden bütünlüklü
bir Alâeddin Yavaçca değerlendirmesi yapamayız. Yavaşca’yı bir bütün olarak kavramanın,
bütünlüklü bir Yavaşca eleştirisi yapmanın şartı, onu baştan sona okumuş, eserlerinin öz-biçim
ilişkisine vâkıf olmuş ve çağına, geleneğe ve Türk Mûsıkî tarihine yerleştirmiş olmaktır. Itrî’yi
bilmeden, Dede’yi bilmeden, Z. Ârif Ataergin’i, Saadeddin Kaynak’ı bilmeden Yavaşca’yı
kavramak mümkün değildir. .
Yavaşca’yı (dönemi içinde) diğer bestekârlardan ayıran en mühim fark, geleneğin taşıyıcısı
oluşudur. O, tarz-ı kadîm ile tarz-ı cedîd arasındaki köprünün sahibidir
Yavaşca, müzikal öyküleri kendi içinde sürekli artarak çoğalan, bu bakımdan yeryüzünde bir
başka örneği bulunmayan kadim mûsıkî mirasımızı bugüne, bugünle çatıştırmadan taşımıştır.
Bu, başlı başına bir metod bilgisi, geleneğin bugün içinde inşa ediliş bilgisidir.
Gerek üzerine hazırlanan kitaplarda ve gerekse kendisi ile yapılan çeşitli röportajlarda ve hatta
estetik eleştirmen için bizzat her eserinde, sanatının besin kaynaklarını ve yürüdüğü yolu
göstermiştir. Biz de gelenek bağlamı içinde, onun gösterdiği yollardan yürüyerek gelenekten
yararlanışını bestelerinin öz ve biçim ilişkisi düzeyinde incelenmeye, bestekârın güftesi
Müeyyed Bekman’a ait Nihavend şarkısını, sabit, çizgisel ve türeyen tem ilerlemelerini
kapsayan “tem ilerlemeleri” yöntemi ile inceleyerek değerlendirmeye çalışacağız.; This article, aims to examine Mr. Yavaşca’s work, his song compositions in particular, within
the context of tradition and from the perspectives mentioned in the title.
Researchers examining musical compositions have to deal with three different acts: “To create”,
“to know”, and “to compose”. The act of creation by a composer is an autonomous act to which
no science or scientific measurement applies. The act of composing, on the other hand, requires
a concern with the form that will make essence visible. Works of art consist of an essence, a
form and a style, and “aesthetic taste” is the reason art is a form of existence and presentation.
Creation is a journey undertaken so that an idea can be revealed, it is not a random journey that
starts from any object and has no destination.
Aesthetic criticism aims to put an aesthetic object into its proper place, to appraise its real value.
Understanding of an artist is possible to the extent the works of the artist in question are
understood. For that, one needs to be ready to go all the way to the sources that inspired the
artist. A holistic evaluation of Alâeddin Yavaçca is not possible without taking his 640-650
works into consideration. The prerequisite for understanding Yavaşca and for making a holistic
criticism of his works is to have read all of his works, to have a good grasp of the relationship
between essence and form in his works, and to place him into the context of his age, tradition,
and the history of Turkish Music. It is not possible to understand Yavaşca without a good
knowledge of Itrî, Dede, Z. Ârif Ataergin, and Saadeddin Kaynak.
The distinguishing characteristic of Yavaşca, compared to other composers of his age, is that
he was a bearer of tradition. He stands right on the bridge between the ancient style and the new
style.
Yavaşca carried the ancient tradition of Turkish music, which is unique in that its musical
stories are propagated through constant reproduction, to this day without bringing it into conflict
with the contemporary. This in itself requires a solid knowledge of methods and of how to build
the tradition in today’s conditions.
It is possible to trace the sources of his art and the course he charted, in the books on his work,
in the interviews he gave, and for the aesthetic critic, in each one of his works. Using these
traces and focusing on the relationship between essence and form, this study aims to examine
Yavaşca’s use of tradition as reflected in his Nihavend song, the lyrics of which were written
by Müeyyed Bekman, using the method of “thematic transformation” that covers constant,
linear and derivate transformation.
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi. (2016). Cilt: 2, Sayı:1, 113-124 ss.
2016-01-01T00:00:00ZGTSM bağlamında saz müziğinde karşılaşılan sorunlarKahyaoğlu, Yılmazhttp://hdl.handle.net/11616/47442016-10-08T00:00:29Z2016-01-01T00:00:00ZGTSM bağlamında saz müziğinde karşılaşılan sorunlar
Kahyaoğlu, Yılmaz
Bu çalışmada GTSM bağlamında saz müziğinde karşılaşılan sorunlar ele alınmıştır. Betimsel
bir modelle ve tarama yöntemiyle yürütülen bu çalışmadan çıkan sonuçlara göre; GTSM de
başlangıçta kullanılan nota yazım sistemlerinden başlayan sorunlar bugün bazı
akademisyenler tarafından gtsm nin tanımlanmasına bile etki etmiştir. Bu sorunlar, icrada
karşılşılan sorunlar, Saz müziği formlarında karşılaşılan sorunlar, notasyonda karşılaşılan
sorunlar, çalgı standartlarında karşılaşılan sorunlar, eser adlandırması ve eser üretimi gibi ana
başlıklar altında ele alınmıştır. Fakat bütün bunlara rağmen GTSM nin önemli bestecileri ve
eğitimcileri, GTSM’nin icrada karşılaşılan sorunlarının, kendi karakterinde yer alan nota dışı
icra özelliğinden kaynaklandığını göstermektedir ve icracılar bunu farkında olmadan
yapmaktadırlar diyerek, Türk müziğinin gerçek duygusunun ancak dinleyerek, meşk ederek
ve eser ezberleyerek elde edilebileceğini açıkça ifade ediyor. Diğer sorunların ise alanında
uzman kişilerin birlikte yapacakları çalışmalar ile giderilebileceği kanısına varmışlardır.; This study is intended to deal with the problems in playing the saz in the context of GTSM.
According to the results of the study conducted on a descriptive model and with the screening
method; the problems starting from the note-writing systems initially used in GTSM have
influenced the definition of GTSM by some academicians even today. These problems have
been examined under the group titles of problems in performing, problems in saz music
forms, problems in notation, problems in instrumental standards, problems in the naming of
the work and in the production of the work. For all these issues, however, important
composers and trainers of GTSM show that the problems in performing GTSM result from
the performance quality in its own character out of the note and say that performers do it
unawares. In a way they put it clearly that the real feeling of Turkish music can only be
acquired by listening, practicing and memorizing the work. They have also got the opinion
that the other problems could be eliminated through the collaborative studies and works of the
experts in their fields.
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi. (2016). Cilt:2, Sayı:1, 107-111 ss.
2016-01-01T00:00:00ZTürk halk çalgı yapımcılığında yenilikçi denemeler; “cümba”, “yaylı bağlama”, “bas kabak kemane”, “kabak tekneli cura”Haşhaş, Sinanİmik, Ünalhttp://hdl.handle.net/11616/47432016-10-08T00:00:30Z2016-01-01T00:00:00ZTürk halk çalgı yapımcılığında yenilikçi denemeler; “cümba”, “yaylı bağlama”, “bas kabak kemane”, “kabak tekneli cura”
Haşhaş, Sinan; İmik, Ünal
Bu araştırma; çalgı yapımcıları tarafından kişisel çabalarla üretilen yeni/yenilikçi çalgıların
tespit edilerek incelenmesini ayrıca organolojik ve icra özelliklerinin kayıt altına alınmasını
konu almaktadır. Araştırmada; Kütahya/Tavşanlı yöresinde hem organolojik hem de icra
özellikleri açısından mevcut Türk halk müziği (THM) çalgılarından çeşitli yönlerden
farklılıklar gösteren özgün çalgıların varlığı tespit edilmiştir. Ardından alan araştırması
kapsamında bu çalgıların yapımcısı ve icracılarına ulaşılarak kişisel görüşmeler
gerçekleştirilmiş ve adı geçen çalgıların genel karakteristiklerinin (organolojik ve icra
özellikleri) belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Araştırma doğrultusunda; yörede,
“Cümba” , “Yaylı Bağlama”, “Kabak Tekneli Cura” ve “Bas Kabak Kemane” adı verilen dört
adet çalgının varlığı tespit edilmiş ve bu çalgıların kendilerine has karakteristikleri kayıt altına
alınmıştır.; This study aims to determine and examine new/innovative musical instruments made by
instrument producers with individual efforts, and recording their organologic and performance
properties. It has been determined that there are specific musical instruments that differ from
the current musical instruments both in terms of organologic and performance properties in
Kütahya/Tavşanlı area. In the scope of field study, the makers and performers of these new
instruments have been contacted, and individual interviews have been made, and the general
characteristics (organologic and performance properties) of the abovementioned instruments
have been determined. In the scope of the study, the existence of four instruments, “cumba”,
“bowed baglama”, “bass pumpkin violin”, “pumpkin hull cura”, and the characteristics of
these instruments have been determined.
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi. (2016). Cilt:2, Sayı:1, 93-106 ss.
2016-01-01T00:00:00ZKuruluşundan günümüze kadar geçen süreçte TRT Erzurum radyosu Türk halk müziği çalışmalarına genel bir bakışAlcan, RaciHaşhaş, Sinanhttp://hdl.handle.net/11616/47422016-10-08T00:00:31Z2016-01-01T00:00:00ZKuruluşundan günümüze kadar geçen süreçte TRT Erzurum radyosu Türk halk müziği çalışmalarına genel bir bakış
Alcan, Raci; Haşhaş, Sinan
TRT Erzurum Radyosu; kuruluş tarihi olan 1960 yılından günümüze kadar geçen süreçte Türk
halk müziği (THM) için önemli çalışmaların yapıldığı bir kurum olarak yöre için önemli bir
değere sahiptir. TRT Erzurum Radyosu ulusal ölçekte kendini kanıtlamış birçok THM saz/ses
sanatçısının yetişmesinde ayrıca 250’ye yakın türkü derlemesinin de direkt veya dolaylı
olarak gerçekleştirilmesinde sağladığı katkılarla hatırı sayılır bir başarı serüveniyle öne
çıkmaktadır. Bu araştırmada, TRT Erzurum Radyosu bünyesinde gerçekleştirilen THM
çalışmaları genel bir bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamında, TRT Erzurum
Radyosu THM çalışmaları titizlikle incelenmiş, kuruluşundan günümüze kadar geçen
süreçteki çalışmalarda yer alan saz/ses sanatçıları ve bu sanatçılar tarafından yapılmış olan
faaliyetler genel başlıklar altında tasnif edilmiştir. Araştırma doğrultusunda başlıca, TRT
Erzurum Radyosu’nun yöre türkülerinin derlenme/kayıt altına alınma aşamalarına önemli
katkılar sağladığı, yöre türkülerinin geniş kitlelere ulaşmasında özverili çalışmalar
gerçekleştirdiği, bünyesinde yer alan gençlik korosu, çocuk korosu çalışmaları ile
yöredeki/bölgedeki genç neslin THM’nin temel dinamiklerini öğrenmelerine vesile olan bir
okul niteliğinde olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.; TRT Erzurum Radio, which was established in 1960, is an important institution for the area
where important works for Turkish Folk Music (TFM) have been performed since the date it
was established. TRT Erzurum Radio has an important success adventure and a contribution
directly or indirectly in collecting nearly 250 Turkish songs and in training TFM artists who
have proven them in national level. In this study, the TFM works, which are performed in
TRT Erzurum Radio, have been assessed with a general viewpoint. In the scope of the study,
the TRT Erzurum Radio TFM works have been examined in detail, and the instruments/artists
and their works performed so far have been classified under general titles. In the scope of the
study, it has been concluded mainly that TRT Erzurum Radio has the quality of being a school
for the young generation in the area to teach them the basic dynamics of the TFM with the
activities like Youth Chorus, and Children Chorus; and provides important contributions in
collecting and recording the songs of the area, and in transferring these songs to great masses.
İnönü Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi. (2016). Cilt:2, Sayı:1, 83-91 ss.
2016-01-01T00:00:00Z