Araştırma Çıktıları | TR - Dizinhttp://hdl.handle.net/123456789/170322024-03-29T02:09:20Z2024-03-29T02:09:20ZTIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TEDAVİ KONUSUNDA BİLGİ, TUTUM VE DAVRANIŞLARIGüneş, GülsenAylaz, RukuyeBasatemür, Meryemhttp://hdl.handle.net/11616/875662023-09-21T08:58:24Z2020-01-01T00:00:00ZTIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN GELENEKSEL VE TAMAMLAYICI TEDAVİ KONUSUNDA BİLGİ, TUTUM VE DAVRANIŞLARI
Güneş, Gülsen; Aylaz, Rukuye; Basatemür, Meryem
Bu çalışmada, Tıp Fakültesi öğrencilerinin Geleneksel ve Tamamlayıcı Tedavi (GTT) konusunda bilgi, tutum ve davranışlarını değerlendirmek amaçlanmıştır. Tanımlayıcı kesitsel tipteki bu çalışma, Aralık 2017- Mart 2018 tarihleri arasında İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerine yapılmıştır. Ağırlıklı Basit Rastgele Örnekleme yöntemi ile minimum örneklem 311 kişi olarak hesaplanmıştır. Sınıf mevcutlarına orantılı olarak örneklem seçilmiştir. Çalışmaya katılmayı kabul eden 299 öğrenciye araştırmacılar tarafından literatür taranarak oluşturulan anket formu uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS istatistik programında, sayı, yüzde ve ki-kare testi kullanılarak analiz edilmiştir. Anlamlılık değeri p<0.05 olarak kabul edilmiştir. Çalışmaya katılan öğrencilerin %50.2’si kadın ,% 89.3’ü 18-25 yaş arasındadır. Öğrencilerin %68.6’sının herhangi bir GTT yöntemini kullanmadığı ve %80’inin herhangi bir GTT eğitimi almadığı belirlenmiştir. GTT eğitimi alma durumu ile GTT yöntemlerini kullanma durumu arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Öğrencilerin en fazla bildikleri GTT yöntemleri masaj (%66.6), bitkiler (%61.2) ve hacamat (%60.9) iken en az bildikleri yöntem akupresör olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin en fazla kullandığı GTT yöntemlerinin masaj (%15.4), diyetler (%10.4) ve fitoterapi (%10.4) olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin %73.9’u Geleneksel ve Tamamlayıcı Tedavi uygulamalarının tıp fakültesi müfredatında yer alması gerektiği görüşüne katılmaktadır. Erkek (%14.7) ve kadın (%8.7) öğrenciler Geleneksel ve Tamamlayıcı Tedaviler kişilerin tam bir tedavi almasına engel olduğu için tehlikelidir görüşünü desteklemektedir (p<0.05). Genel olarak GTT yöntemleriyle ilgili tutum ve düşüncelere erkek ve kadın öğrenciler benzer şekilde cevap vermişlerdir. Sonuç olarak çalışmamızda öğrencilerin çoğunun; GTT yöntemlerini duymalarına rağmen kapsamlı bir şekilde bilmediği, GTT yöntemlerini kullanma oranlarının düşük olduğu ve GTT konusunda eğitim almak istedikleri görülmüştür.
2020-01-01T00:00:00Z"Romatoid artrit tedavisinde kullanılan abatasept tedavisinin subkütan ve intravenöz uygulamaları benzer etkinlik sergilemektedir"ÖZ, BurakYOLBAŞ, ServetKOCA, SüleymanKARATAŞ, AhmetYILDIRIM, Ahmethttp://hdl.handle.net/11616/875652023-09-20T09:30:41Z2020-01-01T00:00:00Z"Romatoid artrit tedavisinde kullanılan abatasept tedavisinin subkütan ve intravenöz uygulamaları benzer etkinlik sergilemektedir"
ÖZ, Burak; YOLBAŞ, Servet; KOCA, Süleyman; KARATAŞ, Ahmet; YILDIRIM, Ahmet
Amaç: Bu çalışmada, romatoid artrit (RA) tedavisinde kullanılan abataseptin intravenöz (İV) ve subkütan (SC) uygulamalarının etkinlik bakımından karşılaştırılması amaçlandı. Yöntem: Çalışmaya, Fırat Üniversitesi Romatoloji Bölümü’nde 2014- 2017 yılları arasında takip edilen, İV ve SC abatasept verilen RA hastaları dahil edildi. Hastaların hastalık aktivite indekslerini [DAS28- CRP (DAS; Disease Activity score), CDAİ (Clinical Disease Activity index), fonksiyonel durum [HAQ (Health Assessment Questionnaire), ağrı için Görsel Anolog skalası (VAS-ağrı), hasta global değerlendirme (VAS-global), hekim global değerlendirme (VAS-hekim), şiş eklem sayısı ve hassas eklem sayısı] içeren klinik ve laboratuvar verileri, geriye dönük olarak, hasta dosyalarından tarandı. Bulgular: Abatasept tedavisi alan hasta sayısı 35 idi. Hastaların %57,1’i İV (n=20) ve %42,9’u SC (n=15) abatasept kullanmıştı. Abatasept tedavisine devam etme oranı İV abatasept grubunda (n=12) %60, SC abatasept grubunda (n=8) %53,3 idi (p=0,693). DAS28-CRP, CDAİ, VAS-ağrı, VAS-global, VAS-hekim ve HAQ skorlarında iki grup arasında istatistiksel olarak farklılık yoktu. Sonuç: Çalışmamızda, RA tedavisinde abataseptin İV ve SC uygulamaları arasında etkinlik bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır.
2020-01-01T00:00:00ZPEPPSI Tipi Palladyum-N-Heterosiklik Karben Komplekslerinin Sentezi ve Direkt C-H Bağı Arilasyonundaki Katalitik Uygulamalarıİsmail Ö.Murat K.http://hdl.handle.net/11616/875642023-09-20T09:16:57Z2020-01-01T00:00:00ZPEPPSI Tipi Palladyum-N-Heterosiklik Karben Komplekslerinin Sentezi ve Direkt C-H Bağı Arilasyonundaki Katalitik Uygulamaları
İsmail Ö.; Murat K.
PEPPSI-tipi palladyum-N-heterosiklik karben (NHC) kompleksleri son zamanlarda C-H bagı arilasyonu tepkimelerinde katalizör olarak yogun bir ilgi görmektedir. Yapılan çalısmaların çogunda, benzimidazol-2-iliden ve imidazol-2-iliden ligandı içeren palladyum-NHC kompleksleri kullanılmıstır, ancak imidazolidin-2-iliden ligandı içeren palladyum-NHC komplekslerinin kullanıldıgı çalısmaların sayısı oldukça sınırlıdır. Bu nedenle, bu çalısmada imidazolidin-2-iliden ligand öncülü olarak on altı yeni imidazolinyum tuzu ve bunların on altı yeni PEPPSI tipi palladyum-NHC kompleksleri sentezlenmistir. Sentezlenen tüm yeni bilesiklerin karakterizasyonu uygun spektroskopik ve analitik yöntemlerle yapılmıstır. Daha sonra sentezlenen palladyum komplekslerinin, izoksazol, furan, tiyofen, tiyazol, imidazol ve pirol gibi hetaroaromatik bilesiklerin aril halojenürlerle direkt C-H bagı arilasyonu tepkimelerindeki katalitik aktivitesi incelenmistir.
2020-01-01T00:00:00ZBİREYSEL SİLAHLANMA VE ŞİDDET: ATEŞLİ SİLAH ŞİDDETİNİN GÜNCEL DURUMUYasuntimur, AhmetÖĞÜNÇ, Gökhan İbrahimhttp://hdl.handle.net/11616/875622023-06-12T11:05:50Z2022-01-01T00:00:00ZBİREYSEL SİLAHLANMA VE ŞİDDET: ATEŞLİ SİLAH ŞİDDETİNİN GÜNCEL DURUMU
Yasuntimur, Ahmet; ÖĞÜNÇ, Gökhan İbrahim
Toplumlar ilerledikçe şiddet ve suç davranışlarının azalacağı yönündeki görüşlerin aksine şiddet ve suç davranışları her geçen gün artmaktadır. Ancak aktörler, roller ve araçlar değişiklik göstermektedir. Özellikle son zamanlarda yaşanan şiddet olaylarında karşılaşılan araçlardan biri ateşli silahlardır. Dünyada her yıl ateşli silah şiddetinden dolayı 200.000'den fazla kişi hayatını kaybetmektedir. Bunların 150.000'i cinayet, 65.000'i intihar ve 20.000'den fazlası silah kazasıdır. Türkiye'de ise her yıl 2.000'den fazla kişi ateşli silahlardan dolayı hayatını kaybederken 3.000'in üzerinde kişi çeşitli yerlerinden yaralanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, hem dünyada hem de Türkiye'de her geçen gün artan ateşli silah şiddetinin güncel durumunun betimlenmesi ve bireysel silahlanma sayılarının belirlenmesidir. Nitel araştırmalarda kullanılan Doküman Analizi yönteminin kullanıldığı çalışmada, bireysel silahlanma sayıları ve ateşli silahların kullanımıyla ilgili problem alanları tespit edilmiştir. Sonuç olarak bireysel silahlanmanın yüksek olduğu bölgelerde ateşli silah şiddetininde yüksek olduğu görülmektedir. Dünyada ateşli silah şiddetinin Brezilya, ABD ve Hindistan gibi büyük nüfus yoğunluğu olan ülkelerde yoğunlaştığı belirlenirken, Türkiye'de ateşli silah şiddeti nüfüs yoğunluğu fazla olan İstanbul, Samsun, Adana ve İzmir gibi şehirlere yoğunlaşmaktadır.
2022-01-01T00:00:00Z