(2014)
http://hdl.handle.net/11616/10543
İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2014 yılı cilt ve sayıları bu alt bölümde listelenir.2024-03-29T15:31:07ZBoethius, felsefenin tesellisi, latince’den çeviren: çiğdem dürüşken, istanbul: Kabalcı yayınevi, 2011
http://hdl.handle.net/11616/10593
Boethius, felsefenin tesellisi, latince’den çeviren: çiğdem dürüşken, istanbul: Kabalcı yayınevi, 2011
Akgün, Tuncay
Bir kitabı tanımak kadar yazarını tanımanın da önemli olduğunu düşündüğüm için Boethius’un hayatı ve felsefesi hakkında kısa bir bilgi vermenin doğru olacağına inanıyorum. Çünkü her yazar içinde yaşadığı toplumdan ve zaman diliminden etkilenir. Anicius Manlius Severinus Boethius, Romalı soylu bir ailenin çocuğu olarak M.S. 480’da doğdu. Babası bir Roma konsülü idi. Küçük yaşta babasını kaybettikten sonra devrin önemli devlet adamlarından Quintus Aurelius Symmachus tarafından evlat edinildi. Bir devlet adamı ve düşünür olan Boethius Atina ve İskenderiye’de eğitim gördü ve İtalya’daki Ostrogotları’ın Arian kralı Büyük Theodorich’e hizmet etti.
2014-01-01T00:00:00ZKur’an’ı tefsir etmeye duyulan ihtiyaç
http://hdl.handle.net/11616/10591
Kur’an’ı tefsir etmeye duyulan ihtiyaç
Bereketzâde, İsmail Hakkı; Bulut, Mustafa
Kur’an-ı Kerîm’i tefsir etmeye duyulan ihtiyacı, bazı âlimler şöyle açıklar: Her müellif, yazmış olduğu eserini hiçbir açıklamaya ihtiyaç duymaksızın bizzat anlaşılsın diye kaleme alır. Bu anlaşılır bir durumdur, fakat yazılan bir eseri şu üç sebepten dolayı açıklamak zorunlu hale gelir. Bunlardan birincisi; bir eser kaleme alan kişinin, bütün güzel sıfatları kendinde toplamasıdır. Bu sıfatları kendinde toplamış olan yazarın, bilim gücüne bağlı olan derin anlamları veciz lafızlar içinde ifade etmesi, pek çok kimse tarafından kastedilen manayı anlamayı zorlaştırır. Bu yüzden kastedilen gizli anlamları ortaya çıkarabilmek için, eseri açıklama ihtiyacı doğar. Bu ihtiyaçtan dolayı meydana gelen şerh etme işi bizzat eseri yazan tarafından gerçekleştirilirse, kastedilen manaları ortaya çıkarmak konusunda başkaları tarafından yapılacak şerhlerden daha fazla isabet kaydeder. İkincisi: Bir problemin tamamlayıcı ögeleri veya şartlarını açıklamaya güven duyarak, bu şartları müellifin başka bir âlimin açıklamasına bırakmış olmasıdır
2014-01-01T00:00:00ZEbu hanife'den osman el-betti'ye gönderilen ikinci risale
http://hdl.handle.net/11616/10589
Ebu hanife'den osman el-betti'ye gönderilen ikinci risale
Taşçı, Özcan; Rudolph, Ulrich
Ebu Hanife'nin Osman el-Batti'ye gönderdiği rivayet edilen bu ikinci risale ise, zikredildiği üzere, birincisi gibi araştırmalarda pek dikkat çekmemiştir. O, şu ana kadar basılmış olmayıp, el yazması olarak da dikkate alınmamıştır.1 Bu risale, kısa süre önce Van Ess'in ilk dönem İslam Kelam Tarihi'ne dair yazdığı eserdeki bir tanıtımı ve ona dair ilk analizi gerçekleştirmesiyle bir belge olarak ilgi görmüştür.2 Ancak Van Ess bu bağlamda bu ikinci risalenin güvenilirlik derecesinin birinciye nazaran oldukça düşük olduğuna işaret etmiştir. Müellif hakkındaki açık ve net değerlendirmelere sahip olmadığımızdan risalenin bu haliyle gerçekten Ebu Hanife'ye ait olup olmadığı konusundaki tartışma sonuçsuz kalmaktadır.
2014-01-01T00:00:00Zİbn sînâ felsefesinde sezgisel bilginin aklî karakteri
http://hdl.handle.net/11616/10587
İbn sînâ felsefesinde sezgisel bilginin aklî karakteri
Gürsoy, Adnan
: İbn Sîna, bilgi ve nübüvvet teorisinin merkezî kavramlarından biri olan sezgisel bilgiyi aklî bir temelde ele almıştır. Bu aklî temeli, üç noktada ortaya koymak mümkündür. Bunlardan birincisi, filozofun varlık görüşünden kaynaklanan ve bilgi teorisinin de dayandığı temel ilkelerden biri olan, “varlığın düzeninin kıyâsî olduğu” düşüncesidir. İkinci husus, sezgisel bilginin tanımında yer alan “orta terimin bilinmesi” ve “bilinenden hareketle bilinmeyene ulaşılması” unsurlarıdır. Üçüncüsü ise, sezgisel bilginin en yüksek formu olarak görülen nebevî bilginin, peygamberin aklî gücüne ait mükemmel sezgi yetisine dayandırılmış olmasıdır. Bu makalede söz konusu üç husus, İbn Sînâ’nın eserlerinden hareketle ortaya konulup filozofun sezgisel bilgiye bakışı belirginleştirilecektir ki, bu, İbn Sînâ felsefesinin mistik boyutu ile ilgili tartışmaları değerlendirmek açısından önemli bir konumda bulunmaktadır.
2014-01-01T00:00:00Z