Makale Koleksiyonu
http://hdl.handle.net/11616/12012
2024-03-29T12:03:03ZSiyasal Şiddetin Anlam Karmaşasının Temelleri Üzerine
http://hdl.handle.net/11616/60059
Siyasal Şiddetin Anlam Karmaşasının Temelleri Üzerine
Yıldırım, Umut Turgut
Şiddet, insanın davranış ve tutumlarında geçmişten beri var olan bir
olguyu tanımlar. Bu nedenle, şiddeti insan-insan ve insan-doğa
ilişkilerinin öne çıkan belirleyicilerinden biri olarak kabul etmek
gerekir. Şiddetin bir türü olarak siyasal şiddetin de tarihi oldukça
geriye götürülebilir. Ayrıca son yıllarda toplumsal ilişkilerde şiddete
dayalı eylemlerdeki artış ve uluslararası anlamda yükselişe geçen
terörizm dikkate alındığında şiddetin ve politik amaçlara hizmet eden
siyasal şiddetin gittikçe öneminin arttığı görülmektedir. Bu önem
artışıyla birlikte akademik alanda da popülerliğini arttıran siyasal
şiddet, geçmişten gelen birikime ek olarak çeşitli görüşler ve
yaklaşımlarca sürekli tartışılan bir mesele haline gelmiştir. Bu
tartışmaların ortak noktalarından biri de siyasal şiddetin tanımlanması
hususunda yaşanan görüş farklılığı olarak öne çıkmaktadır.
Dolayısıyla siyasal şiddet neredeyse her disiplinin ayrı bir noktadan
yaklaştığı ve bu nedenle üzerinde mutabakata varılamayan oldukça
muğlak bir kavram niteliği kazanmıştır. Buradan hareketle, çalışmada
siyasal şiddet kavramının yakın dönemdeki anlam belirsizliğinin
nedenlerine odaklanılmakta ve şiddetin ele alındığı klasik metinlerin
bu belirsizliğin kaynağı olduğu savunulmaktadır. Ek olarak,
metinlerdeki görüş çeşitliliğin siyasal şiddet kavramının günümüzdeki
anlamına etkileri tartışılmaktadır. Siyasal şiddet kavramını klasik ve
çağdaş dönem siyaset felsefesi düşünürlerinin görüşleri üzerinden
irdeleyen çalışma, bu kapsamda siyasal şiddet kavramının
belirsizliğini gerekçelendirmeyi amaçlamaktadır. Nitel araştırma
yöntemlerinin benimsendiği çalışmada siyasal şiddetin kavramsal
belirsizliği betimsel ve yorumsamacı bir analizle tartışılmaktadır. İlk
olarak, şiddet kavramına, şiddetin nedenlerine ve şiddet türlerine
değinilmektedir. Sonrasında siyasal şiddet kavramına dair
literatürdeki tartışmalar ortaya konulmaktadır. Son olarak da bu
tartışmalar siyaset felsefesi kapsamında düşünürler üzerinden analiz
edilmektedir. Çalışmanın sonucunda, düşünürlerin siyasal şiddet
kavramı üzerinde farklı görüşlere sahip olduğu, düşünürlerin kendi
felsefeleri bağlamında şiddeti değerlendirdiği ve bu nedenle siyasal
şiddet kavramının muğlaklaştığı savlanmaktadır.
2022-01-01T00:00:00ZTürk Siyasal Hayatında Anayasa Yargısı-Siyaset İlişkisi: Türk Anayasa Mahkemesi
http://hdl.handle.net/11616/60058
Türk Siyasal Hayatında Anayasa Yargısı-Siyaset İlişkisi: Türk Anayasa Mahkemesi
Yıldırım, Umut Turgut
Abstract: Constitutional courts are often criticized for not being impartial or exceeding their jurisdictional
authority in matters related to the politics. The general views and evaluations requiring the constitutional
courts to be independent and impartial have also supported the claim that courts’ activism in political life
poses problems, and those claims can be read as one of the grounds on which the criticisms are placed. Thus,
the areas of discussion and criticism focusing on the position of the constitutional courts in political system
also generate the ground that the legitimacy of relationship between politics and constitutional jurisdiction is
measured and the efforts to determine the jurisdictional authoity take place. Hence, the study which primarily
focuses on the relationship between constitutional jurisdiction and politics in Turkey, aims to specify the
areas of discussion and criticism by analyzing the outputs of the Turkish Constitutional Court. It also deals
with discussions specific to Turkey in the relevant literature by addressing the theoretical explanations about
the emergence and development of the constitutional courts. The main argument of this study claims that the
Court has operated as an institution restraining its “other” from political sphere from its foundation years to
the end of the twientieth century, although constitutional jurisdiction theory requires limiting the political
power in favor of citizens on the basis of rule of law. Those outputs of the Court related with politics are
explained by using of its founding logic, structural characteristics and political outputs. After all, this study
advocates that official ideology as its founder and safety concerns of Turkish bureaucratic elite have mainly
shaped the structure of the Court and its impacts on political life. In addition, the Court have taken protecting
regime’s security on as a duty quite a while.
Structured Abstract: Besides its other aspects, the judiciary system of the states consists several rules that
limit political authority in favor of citizens in democratic regimes. The constitutional jurisdiction, as a part of
the judiciary organ of the state, has also significant roles considering the legitimacy of the state and the
political authority where main priciples of the state of law are adopted. To protect fundamental rights and
liberties, to provide fair political power competition and to limit political power authority excess can be given
as other functions of the constitutional courts in democratic regimes. However, constitutional courts are often
criticized on the grounds that they do not behave in the ways that democracy required. The content of critics
generally consist of issues such as the interpretation of constitutions in a way that does not comlpy with the
2021-01-01T00:00:00ZCumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Eleştirileri: Türkiye’de Muhalefet Partileri Üzerinden Bir İnceleme
http://hdl.handle.net/11616/60057
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Eleştirileri: Türkiye’de Muhalefet Partileri Üzerinden Bir İnceleme
Yıldırım, Umut Turgut
Hükümet sistemi tartışmaları, Türk siyasal gündeminin uzun dönemdir
vazgeçilmez konularındandır. Akademik çevreler, siyasiler, bürokrasi ve
toplumun yanında, demokratik yaşamın tabii unsurları olan siyasi partiler de
bu tartışmaların öznesini oluşturmaktadır. Hükümet sistemi tartışmalarının
günümüzdeki içeriğini belirleyen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş,
Türkiye’deki siyasi partilerin propagandalarında önemli yer tutmaktadır. Bu
açıdan düşünüldüğünde, siyasi partilerin Türkiye’de parlamenter sistemden
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş süreci ve sonrasındaki
tepkileri/görüşleri/yaklaşımları, hem yeni hükümet sisteminin
değerlendirilmesi hem de uygulanabilirliği konularında oldukça önemli
belirtiler içermektedir.
Bu düşünceden hareketle çalışmada, hükümet sistemi değişikliğine
geliştirdikleri eleştiriler bağlamında Türkiye’deki muhalefet partilerine
odaklanılmıştır. Fakat çalışmanın sınırlandırılması sebebiyle, Türk siyasal
yaşamının tüm aktif muhalefet partileri kapsama dâhil edilmemiş,
parlamentoda temsilcisi bulunan partilerin yaklaşımları incelenmiştir. Bu
minvalde, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti, Saadet
Partisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye İşçi Partisi (TİP),
Demokrat Parti, Büyük Birlik Partisi (BBP) yaklaşımları incelenen partiler
olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda partilerin 2018’de yürürlüğe giren partili
cumhurbaşkanlığı sistemi olarak da adlandırılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet
Sistemi’ne yönelik eleştirileri de çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
Çalışmadaki temel amaç, muhalefet partilerinin sistem eleştirilerinin yada
sistemi destekleyen söylemlerinin odak noktalarının karşılaştırmalı analizle
ortaya konulmasıdır. Bu amaçla çalışma, seçilen muhalefet partilerinin
söylemlerini, Türkiye’de hükümet sistemi tartışmalarının siyasal gündem
haline geldiği 2010 yılından itibaren incelemektedir. Çalışmanın sonucunda
ifade edilebilir ki; CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP, TİP ve Demokrat Parti
yürürlüğe giren hükümet sistemini belirli açılardan eleştirirken, MHP ve BBP
yeni sistemi belirgin şekilde desteklemiştir. Partilerin eleştirileri, çoğunlukla
taraflı cumhurbaşkanı, kuvvetler ayrılığının ihlali ve yeni sistemin Türkiye’ye
uyum sorunu üzerinde yoğunlaşırken, karar alma süreçlerindeki tıkanıklıkların
giderilmesi ve istikrarlı yönetim, yeni sistemi destekleyen partilerin temel
gerekçelerini oluşturmuştur. Muhalefet partilerinin eleştirilerinin temel
söylemler üzerinde benzerlik taşıdığı da ayrıca belirtilmelidir.
2020-01-01T00:00:00ZLAİKLİK VE DİN-DEVLET İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE, FRANSA VE MISIR: KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ
http://hdl.handle.net/11616/60056
LAİKLİK VE DİN-DEVLET İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TÜRKİYE, FRANSA VE MISIR: KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ
Yıldırım, Umut Turgut
Özet
Laiklik, Türkiye ve Fransa’da siyasal, hukuki ve toplumsal düzende kayda değer değişimlere neden olmuştur. Bununla birlikte,
Mısır’da bu etkiyi göstermemiştir. Bu gerçekten hareketle çalışma, Türkiye, Fransa ve Mısır’ın laiklik anlayışını ve pratiğini
ülkelerin siyasal geçmişlerini dikkate alarak incelemektedir. Laiklikle kurulan ilişkide ülkelerin siyasal geçmişi, kültürü ve
deneyimlerinin etkisiyle ortaya çıkan farklılıklar ve benzerliklerin ortaya konulması, çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır.
Bu amaçla çalışma Türkiye, Fransa ve Mısır’da dinin siyasal sistem içindeki konumunu ve din özgürlüğü meselelerini, ülkelerin
anayasalarına atıfla mukayese etmektedir. Ayrıca çalışmanın, Mısır’ın laiklik anlayışının ortaya konulması noktasında ilgili
literatüre ciddi katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Çalışma, Türkiye ve Fransa’da devlet kontrolü altında din anlayışının din-
devlet ilişkilerini belirli noktalarda şekillendirdiğini, Mısır’da ise dinin, siyasal sistem üzerinde belirleyici değişkeni olduğunu
göstermektedir. Laikliğin din ve devletin birbirinden ayrılması unsurunun üç ülkede de tam olarak gerçekleştirilmediği ve dini
özgürlüklerin tümüyle garanti altına alınmadığı görülmektedir. Son olarak çalışma, Mısır’ın farklılaşan laiklik anlayışı, Batılı
değerlerle kurulan ilişkinin sınırlılığıyla savlamaktadır.
Anahtar Kavramlar: Laiklik, Din-Devlet İlişkisi, Türkiye, Fransa, Mısır.
2020-01-01T00:00:00Z