2000 Cilt 7 Sayı 4
http://hdl.handle.net/11616/2345
Cilt 7' e ait sayılar bu alt bölümde listelenir.2024-03-29T11:38:32ZFleksibl Endoskopi Ve Kulak Burun Boğaz Hastalıklarında Kullanımı
http://hdl.handle.net/11616/2368
Fleksibl Endoskopi Ve Kulak Burun Boğaz Hastalıklarında Kullanımı
Kalcıoğlu, M. Tayyar; Miman, Murat Cem; Erdem, Tamer; Akarçay, Mustafa; Aladağ, İbrahim
Fleksibl fiberoptik nazofaringolaringoskop, tek bir enstrümanla kulak, burun, nazofarenks, hipofarenks ve larenksindeğerlendirilebilmesini sağlayan bir cihazdır.İlk defa 1975yılında kulak burun boğaz kliniklerinde kullanılmaya başlanmış ve günümüze kadar geçen süre İçerisinde giderek artan bir endikasyon yelpazesine sahip olmuştur. Birçok Kulak Burun Boğaz hastalıklarının tanısında, dökümante edilmesinde, hatta
bazen tedavisinde de kullanılabilen, pratik ve uygulama kolaylığı olan bir dhaz olması nedeniyle konvansiyonei yöntemlere ve rigı't endoskopiye göre daha üstündür.; Flexible Fiberoptic Nasopharyngolaryngoscope is an Instrument that helps to evaluate ear, nose, nasopharynx, hypopharynx, and larynx. It was First used ¡n 1975 in the Clinics of Otorhinolaryngology and the usage indications have been broadened till that time. It is superior to conventional methods and rigid endoscopy as it is a practical and easy to use instrument in the diagnosis, documentation, and even treatment plenty of ear, nose and throat diseases
Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi.7 (4) :2000. Malatya.
2000-01-01T00:00:00ZUltrasonografi Eşliğinde Perkütan Abse Drenajı
http://hdl.handle.net/11616/2361
Ultrasonografi Eşliğinde Perkütan Abse Drenajı
Karıncaoğlu, Melih; Aladağ, Murat; Seçkin, Yüksel; Sarı, Ramazan; Doğan, İbrahim; Kantarçeken, Bülent; Yıldırım, Bülent; Hilmioğlu, Fatih
Intraabdominal abseler ciddi komplikasyonlarla seyreden ve mortalitesl, morbiditesi yüksek olan durumlardandır. Ultrasonografı hem tanı hem de perkutan drenaj tedavisi İçin oldukça yararlı bir yöntemdir. Ultrasonografı eşliğinde drenaj endikasyonları, abseierin lokalizasyonları ve sebeplerine göre karar verilir.
Materyal-Metot: Retrospektif çalışma çerçevesinde ıntraabdominal absel'ı 13 olgu değerlendirildi ve bu olgulardan 11 inde ultrasonografı eşiğinde drenaj yapıldı. Bulgular: Teknik olarak başarı tüm hastalarda sağlanırken girişime bağlı komplikasyon görülmedi. Bir hasta ciddi pankreatlt ve sepsls He kaybedildi, genel olarak mortal'ıte % 9 (1/11) olarak saptandı
Sonuç: Perkutan abse drenajı ıntraabdominal abselerde oldukça etkin tedavi yöntemidir. Bu yöntem morbidite ve mortal iteyi azaltmaktadır.; Intra-abdominai abscesses represent a relatively severe complication ¡n clinical practice owing to their association with high levels of morbidity and mortality. Ultrasound- guided (US-G) percutaneous catheter drainage Is useful both ¡n the diagnosis and in treatment of intra-abdomlnal abscesses. Indications for US-G percutaneus drainage depends on the localization and cause of the abscess.
Material and Methods: In this retrospective study (1993-1999) we evaluated 13 patients with abdominal abscesses. 11 patients were treated with ultrasound guided drainage.
Results: The drainage was technically successful in all of the patients and there was no procedure related complication. One patient was died because of severe pancreatitis and sepsis, overall mortality was 1/11 (9%).
Conclusions: Percutaneous drainage of intraabdom'mai abscesses is very effective intervention. This method reduces morbidity and mortality.
2000-01-01T00:00:00ZKongenital Toksoplazmozise Sekonder Gelişen Hidranensefali
http://hdl.handle.net/11616/2357
Kongenital Toksoplazmozise Sekonder Gelişen Hidranensefali
Akfırat, Murat; Kabakuş, Nimet
Hidranensefaii beyin hemisferlerinin tamamına yakın yokluğu He oluşan bir SSS maiformasyonudur. intrauterin enfeksiyonların (toksoplazmosis ve sitomegalivlrüs gibi), diğer gestasyonel hasarların; ya da ağır menenjit, yaygın intraserebral hemoraji veya iskemin¡n birliktelik gösterdiği edlnsei serebrai enfarktın bir sonucu olarak gelişebilir. Bu makalede kongenital toksoplazmozise sekonder gelişen bir hidranensefaii olgusu sunulmaktadır. Serebellum ve beyin sapının da etkilendiği olguda BOS divizyonu ile hastanın baş çevresinin büyümesinin durması; (1) bu olgulara İlerleyici obstrüktı'f hidrosefalinin eşlik edebileceğini ve bu durumun mevcut hidranensefaliyi ağırlaştırabileceğı'nl, (2) hidranensefaii ve/veya hidrosefali olgularında BOS divizyonu ile rahatlama sağlanabileceğini göstermektedir.; Hydranencephaly is devastating CIS malformation consisting of almost complete absence of the cerebral hemisphere. It can be developed as a consequence of intrauterine infections (such as toxoplasmosis and cytomegalovirus), other gestational insults, or acquired cerebral infarction associated with extensive meningitis, widespread intracerebral hemorrhage or ischemia. In this paper, we report a patient with hydranencephaly secondary to congenital toxoplasmosis. In the present case, affecting the cerebellum and the brain stem, and stopping the enlargement of head circumference with CSF division suggest that; (1) in the cases with hydranencaphaiy secondary to congenital toxoplasmosis, progressive obstructive hydrocephalus may be associated with hydranencaphaiy, and this condition may be severely affected hydranencephaly, (2) in cases with hydranencephaly and/or hydrocephalus, CSF diversion may relieve in both conditions.
Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi.7 (4) :2000. Malatya.
2000-01-01T00:00:00Zİntern Hekimlerin Hıv / Aıds Bilgileri, Yazılı / Sözlü Basınla İlgili Görüşleri
http://hdl.handle.net/11616/2350
İntern Hekimlerin Hıv / Aıds Bilgileri, Yazılı / Sözlü Basınla İlgili Görüşleri
Önal, Emel; Tümerdem, Yıldız
Günümüzde son verilere göre, gelişmiş toplumlarda HIV/AIDS olguları azalmıştır. Oysa gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de olgu sayısında artış görülmektedir.Türkiye ' de HIV/AIDS olgu sayısı 1998 verilerine göre 864 tür. İnfeksiyonun kontrol altına alınabilmesinde en etkin yöntem eğitimdir. Toplumun bilgilendirilmesinde basına düşen görev yatsınmamalıdır. Ancak öncelikli olarak bu görev ilk basamak hekimlerinindir. Bu çalışma intern hekimlerin HIV/AIDS in kontrol altına alınabilmesi konusundaki bilgilerini ve bu konuda yazılı/sözlü basına düşen görevler He ilgili görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Yöntem:1 Kasım 1998 - 10 Mayıs 1999 tarihleri arasında Halk Sağlığı stajını yapan 196 intern hekime konu ile ilgili anket uygulandı.
Bulgular: İntern hekimler HIV/AIDS'İ biliyordu. % 99.5 i HIV/AIDSin cinsel ilişki He, % 92.3'ü kan yolu ile, % 58.7'sigebelik ve doğum ile bulaştığını da biliyordu. % 94.9'u güvenli seks yolu ile, % 63.8i kan transfüzyonlarında kullanılacak kanlarda HIV testi uygulanarak, % 53.6'sı eldiven kullanma, enjektörlerin iyi sterilize edilmesi ya da tek kullanımlık enjektör vbg önlemler ile, % 9.2'si bu konuda eğitim ile hastalıktan korunulabileceğini biliyordu. % 86.2'si yazılı ve sözlü basının halkı doğru bilgilendirmesi, % 14.8 i HIV/AIDS'de gizlilik ilkesine uyularak hastaların görsel olarak teşhir edilmemesi gerektiğine, % 7.1i onlarla birlikte yaşamayı öğretmenin gerekliliğine inanıyordu.
Sonuç: İntern hekimlerimiz birinci basamak sağlık hizmetleri ünitelerinde görev üstlendikleri zaman gerekli olacak HIV/AIDS bilgi ve duyarlılığına sahipti.; According to the literature, HIV/AIDS cases are decreased in developed countries. However, it is seen that cases are increasing in our country like in the other developing countries. According to 1998 data, the number HIV/AIDS cases in Turkey is 864. The most effective method in controlling the infection is education. The duty of the press in informing people should not be denied. However, this duty is priority of the general practitioners working in primary health care. This study is done for determining the knowledge of the intern doctors about the methods of controlling HIV/AIDS and the point of view about written and spoken press.
Method: This study was done between 1 November 1998 - 10 May 1999. A questionnaire about this subject was applied to 196 intern doctors.
Findings;Intern doctors knew HIV/AIDS and 99.5 % knew that it was transmitted by sexual relationship, 92.3 % by blood, 58.7 % by pregnancy and birth. 94.9 % of them knew it could be avoided by safe sex, 63.8 % by applying HIV test to the blood which is going to be used in transfusion, 53.6 % by precautions like using glove, well sterilizing of the injections, or disposable injections, etc., 9.2 % by education. 82.6 % believed that written and spoken press was supposed to inform the people correctly, 14.8 % believed avoiding the visual displaying of the patients by obeying the secrecy principle in HIV/AIDS. 7.1 % believed the necessity of teaching to live with them.
Resuit;Intern doctors will have the necessary information and sensibility on HIV/AIDS when they will work in primary health care units.
Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi.7 (4) :2000. Malatya.
2000-01-01T00:00:00Z