1994 Cilt 1 Sayı 4
http://hdl.handle.net/11616/2903
Cilt 1' a ait sayılar bu alt bölümde listelenir.2024-03-28T14:31:15ZDistal rektum karsinomlarında sfînkter koruyucu operasyonlar
http://hdl.handle.net/11616/2923
Distal rektum karsinomlarında sfînkter koruyucu operasyonlar
Gürer, Sezer; Gürel, Mehmet
Methods of sphincter preservation were developed about a century ago. Combination of these techniques with adequate anterior resection /¡ermits successful utilisation of the sphincter preserving procedures. Although Miles' abdominoperineal resection (APR) still remains a golden standard for the low rectal carcinomas, restorative resection may now be ¡mssible with equivalent oncologic control of the disease and snr'ival rates. For this reason, current trends also suggest the sphincter-saving procedures to be of choice whereas APR is being less frequently being utilised.
In this article anorectal anatomy and the .sphincter-saving procedures utilised in modern surgery is reviewed.; SJinkter koruyucu ameliyatların (SKO) geçmişi bir asır önceye kadar uzanmaktadır. Hu yöntemlerin, anterior rezeksiyonla kombine olarak kullanılmaları sonucu çeşitli seviyelerdeki rektum karsinomları başarıyla tedavi edilebilir hale gelmiştir. Her ne kadar Miles'in abdominoperineal rezeksiyon (APR) yöntemi aşağı rektum karsinomalarının tedavisinde altın standard olma özelliğini korumakta ise de." sfînkter koruyucu operasyonlarla da günümüzde aynı derecede onkolojik olarak hastalığın kontrolü ve sağkalım oranları sağlanabilmektedir. Bu nedenle de günümüzde APR giderek daha az kullanılan bir yöntem olurken, sfinkter koruyucu operasyonlar iyi fonksiyonel sonuçları dolayısı ile öncelikle tercih edilir olmuşlardır.
Bu makalede, anorektal anatomi gözönünde bulundurularak günümüzde uygulanan sfinkter koruyucu o/>erasyonlar gözden geçirilmiştir.
[Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1(4):334-341,1994]
1994-01-01T00:00:00ZMikobakteri infeksiyonlarının serolojik tanısı : antijen 60 (A60)’ın özellikleri ve klinik kullanımı
http://hdl.handle.net/11616/2922
Mikobakteri infeksiyonlarının serolojik tanısı : antijen 60 (A60)’ın özellikleri ve klinik kullanımı
Özerol, İ. Halil; Şenol, Mustafa
Son zamanlarda insidansındaki artış eğilimi ile dikkatleri yeniden içerine çeken tüberkülozun erken ve doğru tanısı önemli hır husustur. Hu nedenle, klasik tanı yöntemlerinin dışında, spesifik, hızlı, pratik ve güvenilir yeni tanı yöntemleri üzerinde çalışılmaktadır.
immünolojideki gelişmeler hu konuda önemli ilerlemeler sağlamıştır. Mikohakterilenn çeşitli kom/>oncntlerınden elde edilen çeşitli antijenler kullanılarak, bunlara karşı oluşan hücresel ve humoral ımmiin cevaplar tespit edilmekte, bunların klinik bulgularla birlikte değerlendirilmesi suretiyle hızlı ve doğru lanı koyma imkanları artırılmaktadır.
Hu derlemede, tüberkülozda oluşan hıımoral immiinıte değişiklikleri ve bunların tanı amacıyla kullanılması üzerinde durulmakta, bu konudaki son gelişmeler gözden geçirilmektedir.; The conventional methods for the laboratory diagnosis of tuberculosis and other mycobacterial diseases are time consuming and beyond the sco/>e of most of the small and medium-sized hospital facilities. Therefore, there has been considerable interest in the development of a serological method for the detection of antibodies against myobactena.
The humoral immune response occuring during mycobacterial infections can be detected with some serological tests (R.I.A, T'.I.ISA. latex agglutination,etc).
In this paper, humoral immunity changes in tuberculosis and serological diagnostic procedures are reviewed.
[Turgut Ozal Medical Center 1(4):324-333.1994]
1994-01-01T00:00:00ZZidovudine karşı HIV rezistansının moleküler temeli ve rezistansın polimeraz zincir reaksiyonu ite saptanması
http://hdl.handle.net/11616/2921
Zidovudine karşı HIV rezistansının moleküler temeli ve rezistansın polimeraz zincir reaksiyonu ite saptanması
Durmaz, Rıza
Zidovudin ile tedavi, human immunodeficiency virus (IHI ’) He infekte hastalarda gözlenen fırsatçı infeksiyonların insidansını ve mortaliteyi azaltmaktadır. Ancak zidovudine karşı direnç gelişimi önemli bir problem oluşturmaktadır. Bu rezistans; H1V pof gen bölgesinde revers transkriptaz enzimini kodlayan alandaki 41 (Met—Leu) inci, 6~ (Asp—>Asn) 'inci, ~0 (l,ys—>Arg) inci. 215 (Thr—>Phe veya Thyfinci ve 219 (Lys—*(Hu)'uncu kolonlarda meydana gelen nokta mutasyonlarla ilgilidir. Bu mutasyonların saptanmasında PCR amplifikasyon tekniği çok yaygın olarak kullanılmaktadır.; Zidovudine (AZT) therapy decreases both mortality and the incidence of op/xirtunistic infections in the patients injected with human immunodeficiency virus (Iill'). The resistance to AZT. however, is an important problem. This resistance is associated with the point mutations at codon 41 (Met to Leu). 6~ (As/) to Asn). ~() (Lys to Arg). 215 (Thr to Phe or Tyr) and 2/9 (Lys to (llu) in the reverse transcriptase codin}’ region of HH' pot gene PCR amplification technique is used most commonly to determine these mutations.
[Journal of Turgut (hal Medical Center 1(41:321-323.1994]
1994-01-01T00:00:00ZAkkiz immün yetmezlik sendromu (AII)S)
http://hdl.handle.net/11616/2920
Akkiz immün yetmezlik sendromu (AII)S)
Özerol, İ.Halil; Özbilge, Hatice; Şenol, Mustafa
Akkiz: immün yetmezlik sendromu (AIDS)'nun etkenleri, ‘human immunodefıciency virüs’ tip I ve 2 (HIV-l ve HIV-2)'dir. İnfeksiyon seksüel ilişki, kan ve vücut sıvıları ve anneden çocuğa olmak üzere başlıca üç şekilde geçer. İntravenöz ilaç kullanımı bildirilmeyen homoseksüel/biseksüel erkeklerdeki %30-63'lük AIDS vakası He seksüel yolla geçen HIV infeksiyonunun çoğu, erkekler arası seksüel kontakt yolu ile meydana gelir. Vücuda giren virüs miktarı, giriş yolu ve hastanın yaşma bağlı olarak HIV infeksiyonu ve AIDS'in ortaya çıkışı arasındaki latent süre değişmektedir. Hastalığın patofızyolojisi tamamen anlaşılamamıştır. Ancak helper CD4 lenfositleri azalmaktadır. Bu nedenle immün disfonksiyon meydana gelmekte, çeşitli opurtunistik infeksiyonlar ve neoplaziler görülmektedir. İnfeksiyona sebep olan virüs, kültür ve çeşitli serolojik testler ile tespit edilebilir. İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV) ile meydana gelen infeksiyonun tedavisi ve birlikte görülen opurtunistik infeksiyonlara karşı profilaksi çalışmaları, bugün için, devam etmektedir.; HIV-I and HIV-2 are the causative agents of the acquired immunodeficiency syndrome (AIDS). Infection through sexual contact, blood and body fluids, and from mother to child remain the only three modes of transmission. Most sexual transmission of HIV infection is occurred through sexual contact between males, with 50-63% of AIDS cases occuring in homosexual/bisexual males not reporting intravenous drog use. The latency period between HIV infection and the de>elopment of AIDS may vary according to viral inoculum, route of entry, and age of the patient. The pathophysiology of illness is incompletely understood, but is in large part related to destruction of helper. CD4 lymphocytes. This results in immune dysfunction and the development of a variety of opportunistic infections and malignancies. Infection with the virus can be determined by a number of serologic techniques as well as viral culture. Current studies for treatment of human immunodeficiency virus (HIV) infection, and for prophylaxis against associated oppurtunistic infections are contunuing.
[Journal of Turgut Özal Medical Center 1(4):310-320,I994]
1994-01-01T00:00:00Z