Cilt 6 ,Sayı 2
http://hdl.handle.net/11616/3551
Cilt 6' e ait sayılar bu alt bölümde listelenir.2024-03-29T08:33:41ZHalka açık şirketlerde önemli nitelikteki işlemler
http://hdl.handle.net/11616/3922
Halka açık şirketlerde önemli nitelikteki işlemler
Yanlı, Veliye
Halka açık anonim şirketlerin yaptığı bazı işlemler önemli işlem
olarak nitelendirilmiş ve bu işlemler özel düzenlemelere bağlanmıştır. Bu
işlemler Sermaye Piyasası Kanunu’nda ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun
Tebliği’nde yer almaktadır. Bu işlemlere ilişkin özel düzenlemeler başlıca
şunlardır: Önemli nitelikteki işlemin kamuya açıklanması; önemli
nitelikteki işlemlere ilişkin kararın kural olarak genel kurulda alınması;
özel yetersayıların aranması; önemli nitelikteki işlemlere ilişkin karara
muhalif kalan hissedara ayrılma hakkının tanınmış olması; ayrılma
hakkının kullanılması sonucunda şirket tarafından geri alınacak payların
oranına ilişkin bir sınırın uygulanmaması; zorunlu pay alım teklifinde
bulunulması; önemli nitelikteki işlemden vazgeçilmesinin mümkün olması
ve tüm bu düzenlemelere aykırılık halinde Sermaye Piyasası Kurulu
tarafından bazı yaptırımların uygulanabilmesidir; Some transactions of publicly held corporations are deemed as
significant transactions and these transactions are subject to some specific
regulations. These transactions are regulated both in Turkish Capital Markets Law and in related Communiqué of Turkish Capital Markets
Board. The essential specific regulations are as follows: Disclosure of the
significant transactions; beside exemptions the necessity of approval the
significant transactions by the general assembly; specific quorums; the
appraisal right of dissenting shareholders; no limitation for the buying the
shares of dissenting shareholders by the corporation; mandatory take-over
bid due to significant transactions; the possibility of relinquishment of the
significant transactions, and imposing some sanctions by Turkish Capital
Markets Board for violation of these regulations.
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 6 (2).
2015-01-01T00:00:00ZSon yargı kararları ışığında kadının soyadı meselesi çözüme kavuşturulmuş mudur?
http://hdl.handle.net/11616/3921
Son yargı kararları ışığında kadının soyadı meselesi çözüme kavuşturulmuş mudur?
Apaydın, Bahar Öcal
Kadının soyadı meselesi gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
içtihatlarında gerekse Türk mahkemelerinin içtihatlarında ele alınan en
tartışmalı konulardan birisidir. Medeni Kanunumuzun kadının soyadına
ilişkin 187. maddesi, özellikle cinsiyet eşitliği bakımından, pek çok kez
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay
içtihatlarına konu olmuştur. Benzer şekilde mehaz kanunun kadının
soyadına ilişkin 160. maddesi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
tarafından incelenmiştir. Bu incelemenin ardından, İsviçre yasa koyucusu
söz konusu maddeyi çocuğun soyadına ilişkin Medeni Kanunun 270.
maddesi ile birlikte, cinsiyet eşitliğinin güvencesi olacak şekilde
değiştirmiştir. Çalışmamızda öncelikle İsviçre Hukukundaki gelişmeler
ele alınacaktır. Ardından yargı kararları incelenerek, kadının ve çocuğun
soyadı meselesinin güncel durumu ortaya koyulmaya çalışılacaktır; The problem of women’s surname has been one of the most
controversial matters in both the European Court of Human Rights
jurisprudence and Turkish jurisprudence. In many occasions, Article 187 of Turkish Civil Code, related to women’s surname was discussed in the
decisions of European Court of Human Rights, Turkish Constitutional
Court and Turkish Supreme Court particularly in terms of gender equality.
Likewise the corresponding Article 160 of Swiss Civil Code, which forms
the origin of Turkish Civil Code, was examined by the European Court of
Human Rights which prompted the Swiss law makers to amend the
foresaid Article together with the Article 270 of the Swiss Civil Code,
related to children’s surname in order to assure the gender equality. The
aim of this article is to examine first the Swiss experience and then the
recent jurisprudence in Turkey related to women’s and children’s surname
in order to set forth an analysis of the present judicial approach.
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 6 (2).
2015-01-01T00:00:00ZBir yargıtay kararı ışığında eşlerin anlaşmalı boşanma ile alacaklılarından mal kaçırmalarının tasarrufun iptali davasına konu edilmesi sorunu
http://hdl.handle.net/11616/3920
Bir yargıtay kararı ışığında eşlerin anlaşmalı boşanma ile alacaklılarından mal kaçırmalarının tasarrufun iptali davasına konu edilmesi sorunu
Kazancı, İdil Tuncer
Eşlerden birinin alacaklılarına zarar verecek şekilde mal rejiminin
değiştirilmesi TMK m. 213 ‘te düzenlenmiştir. Buna karşın anlaşmalı
boşanma ile eşlerden birinin malvarlığının eksiltilmesine ilişkin bir
düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtay’ın anlaşmalı boşanma kararlarına
karşı tasarrufun iptali davası açılabileceği; şartlar mevcutsa yargılamanın
yenilenmesi yoluna gidilebileceği yönünde içtihatları mevcuttur. Ancak
kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı tasarrufun iptali yoluna
başvurulması mümkün değildir. Protokol ile boşanma ve mal rejiminin
tasfiyesi halinde yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulmalıdır.; Changing the marital property regime between husband and wife
which adversely affects the creditors of one of the spouses is elucidated under article 213 of the Turkish Civil Code. Notwithstanding the fact that
in case of uncontested divorce, there is no regulation available regarding
the decrease in value of one of the spouse's property. The Turkish
Supreme Court has been ruling over cases whereby actio pauliana can be
brought against the court's decision pertaining to the uncontested divorce
and if certain conditions exist the trial can be renewed. However, it is not
possible to bring an actio pauliana against the final court orders. This
paper argues that in case of division of marital property and uncontested
divorce, the renewal of trial should be the only option.
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 6 (2).
2015-01-01T00:00:00ZYargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin düzenlemelerin türk hukuku ve roma özel yargılama sistemi bakımından değerlendirilmesi
http://hdl.handle.net/11616/3919
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin düzenlemelerin türk hukuku ve roma özel yargılama sistemi bakımından değerlendirilmesi
Karakocalı, Ahmet
Adâlet temeline dayanan bir hukuk sisteminde, kanun koyucular
tarafından getirilen kurallar gereği gibi uygulanmaz ve hukuk kurallarına
aykırı davranışlar denetlenmezse, hukukun âdil olup olmadığı
sorgulanmaya başlanır. Günümüzde olduğu gibi Roma İmparatorluğu
döneminde de böyle bir denetimin yargılama hukuku kuralları ve yargı
organları aracılığı ile yapılabileceği kabul edilerek, günümüzde hâkim,
Romalılar’da ise iudex olarak adlandırılan kişiler uyuşmazlıkların
çözümünde görevli ve yetkili kılınmıştır.
Bu çalışmanın amacı Roma devletinin kuruluşundan itibaren
karşımıza çıkan özel yargılama sisteminin genel özellikleri ve geçirdiği
değişiklikler, Roma’da hâkimlerin (iudex) seçilmesi, atanması ve
nitelikleri gibi konu başlıkları etrafında, günümüzdeki anlamıyla yargının
bağımsızlığının ve tarafsızlığının Roma yargısı bakımından
değerlendirilmesidir. Böylelikle doğrudan olmasa dahi dolaylı yoldan
hâkimlerin (iudex) tarafsızlığına ve yargının bağımsızlığına ilişkin olduğu
kabul edilen Roma hukuku kuralları ile hukuk sistemimizde hâkimlerin
tarafsızlığına ve yargının bağımsızlığına ilişkin olarak getirilen kuralları
karşılaştırmak ve bazı sonuçlar çıkarmak mümkün olacaktır.; If the law should not be applied as the rules introduced by
legislators and behavior contrary to the rules of law are not controlled in a
legal system which is based on justice, then the question whether the law
is fair comes to the mind. During the Roman Empire, it was assumed that
such control could be possible by means of procedural law rules and
judicial bodies as it is today, and at the present time judge who was called
as iudex by Romans is assigmed and authorized for the resolution of
disputes.
The aim of this study is to evaluate independence and impartiality
of the judiciary, as it means today, in terms of Roman justice and around
topics such as general features and changes of the private trial system
which applied from the founding of the Roman state, selection
appointment and qualifications of judges (iudex) in Rome. Thus Roman
law rules which are indirectly considered to be related to judges’ (iudex)
impartiality and judicial independence would be compared with the rules
of our legal system related to judicial independence and would be able to
draw some conclusions.
İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 6 (2).
2015-01-01T00:00:00Z