Cilt 4 Sayı 2
http://hdl.handle.net/123456789/17087
2024-03-28T18:24:33ZFinansal Kuruluşların Sosyal Sorumluluk Faaliyetlerinde Sosyal Medya Kullanımı: Akbank, Garanti Bbva Ve Türkiye İş Bankası A.Ş. Örneği
http://hdl.handle.net/123456789/17101
Finansal Kuruluşların Sosyal Sorumluluk Faaliyetlerinde Sosyal Medya Kullanımı: Akbank, Garanti Bbva Ve Türkiye İş Bankası A.Ş. Örneği
Süllü, Zübeyde
Özet
Günümüzde, finansal kuruluşların hissedarlara ve tüm paydaşlara karşı sorumlulukları artmış ve tüm
kurumsal iletişim süreçleri gibi finansal halkla ilişkiler de önem kazanmıştır. Finansal halkla ilişkiler;
kuruluşun paydaşları ve diğer kamularla ilişkilerini düzenleyen ve olumlu imaj ve iyi bir kurumsal itibar
oluşturmayı hedefleyen yönetsel bir iletişim sürecidir. Son yıllarda giderek zenginleşen uygulamaları ve hızlı
biçimde gelişen yapısı nedeniyle; dijital iletişim platformları finansal kuruluşların paydaşlarıyla iletişim
kurmaları ve işlem yapmaları için yeni olanaklar sunmaktadır. Dijital iletişim platformlarından biri olan
sosyal medya da finansal kuruluşların özellikle de bankaların bilgi sahibi olmak ve bilgi paylaşmak amacıyla
kullandıkları mecralardan biridir.
Bu çalışmanın temel amacı toplumsal sorumluluklar konusunda başarılı bulunan finansal
kuruluşların sosyal sorumluluk faaliyetleri ile ilgili paylaşımları bağlamında sosyal medya platformlarını ne
şekilde kullandıklarını değerlendirmektir. Kurumsal sosyal sorumluluk araştırmasında toplumsal
sorumluluklar konusunda başarılı bulunan kuruluşlar içerisinden bankacılık sektörünün önemli kuruluşları
olan Akbank, Türkiye İş Bankası AŞ ve Garanti BBVA seçilmiştir. Bankaların sosyal medya platformları
içerisinde en çok kullanıcı sayısına sahip olan Facebook hesaplarındaki paylaşımları nitel araştırma
yöntemlerinden biri olan betimsel analiz yöntemi ile ele alınmıştır.
Elde edilen bulgular doğrultusunda bankaların paylaştığı gönderiler içerisinde kurumsal sosyal
sorumluluk faaliyetleri ile ilgili yapmış oldukları paylaşım sayıları ele alındığında bu kapsamda en çok
paylaşımı Akbank’ın yaptığı görülmektedir. Ardından kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri ile ilgili
paylaşım sayısı değerlendirildiğinde Garanti Bankası ikinci sırada yer almaktadır. İş bankasının ise bu
anlamda yaptığı paylaşım sayısı diğer iki bankaya oranla oldukça azdır. Ancak Facebook’ta yaptıkları genel
paylaşım sayılarına oranla her üç bankanın da gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk faaliyetleri ile ilgili
paylaşımlarına bu sosyal medya aracında yeteri kadar yer vermedikleri görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Finansal Halkla İlişkiler, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Sosyal Medya,
Finansal Kuruluşlar.
2019-01-01T00:00:00ZMedya-Siyaset İlişkisinde Etik Çerçeve
http://hdl.handle.net/123456789/17100
Medya-Siyaset İlişkisinde Etik Çerçeve
Çetin, Nida Sümeyya
Özet
Medyanın siyasi içerikli gündemde yönlendirici olarak üstlendiği rol ya da medya aracılığıyla
toplumsal hareketlerin siyasi arenaya taşınması ve tartışmaya açılması, medyanın siyasete yönelik
yönlendirici rolünü bir kez daha tartışmaya açmıştır. Ancak bu noktada yoğun gündem içerisinde önemi
ikinci plana düşürülmek istenen “etik” konusu, medyanın etik anlamda nasıl bir konumda olduğunu ve
normalde medyanın etik anlayışının ne olması gerektiğini sürekli tartışmaya açmaktadır. Etik açıdan sorunlu
bir gündemin ülke siyaseti üzerine kurulmuş olması ise tartışmayı bir adım ötesine taşımış ve medyanın
siyasi işlevinin sınırları konusunda var olan durumun kabullenme ve normalleştirme sürecinin hızla
işletilmek istendiğini gözler önüne sermiştir.
Medyanın etik ve siyasi işlev misyonuna atıfta bulunmak adına yürütülen bu çalışmada; yazılı
basının etik ve siyasi işlev anlamında olaylara ve durumlara karşı sergilediği refleksi, haber söylemleri
vasıtasıyla nasıl oluşturduğunu ortaya koymak amaçlanmaktadır. Zira sosyal medyanın gündelik hayatı
tartışmalı bir şekilde doğrudan etkilemesinin yanı sıra eskisi kadar olmasa da gazetelerin de manşetleri ile
yumuşak bir güç sergilediği gözlemlenmektedir. Çalışmada ayrıca etik ve siyaset kavramlarının içeriği
üzerinden medyada ve siyasette ortak sorunlu alanların açıklanmasına önem verilmiştir. Çalışma
çerçevesinde; Gezi Parkı eylemleri üzerinden ana akım ve eleştirel medyayı temsil eden iki gazetenin haber
söylemleri gerek etik açıdan gerekse de içerik bakımından, eleştirel söylem analizi metodu ile incelenmiştir.
İncelemede; gazetelerin iktidar bağlamında söylemlerinin siyasi ortamlara doğrudan müdahale içerdiği, haber
içerisinde taraf belirten siyasi söylemlerin sıklıkla yer aldığı ve etik anlamda negatif içerik barındıran
söylemlere, yer yer başvurulduğu gözlemlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Etik, Siyaset, Medya, Gezi Parkı Eylemleri.
2019-01-01T00:00:00ZDistopik Bir Evreni Göstergelerle Okumak: The Giver
http://hdl.handle.net/123456789/17099
Distopik Bir Evreni Göstergelerle Okumak: The Giver
Yücel, Dilar Diken
Özet
Temelleri Antik Yunan’a dayanan, kuramsal gelişimi ise 20. Yüzyıla tekabül eden göstergebilim,
evreni anlamlandırmamızı sağlayan göstergeleri inceler. Kültürel uzlaşımlar dâhilinde göstergelerin altında
yatan gizil anlamları açığa çıkarmaya çalışır. Charles Sanders Peirce (1839-1914) ve İsviçreli dilbilimci
Ferdinand de Saussure (1857-1913) öncülüğünde gelişen göstergebilim, birçok alanda uygulama sahasına
sahiptir. Çalışma kapsamında göstergebilimin sinema ile olan ilişkisine değinilmiştir. Zira tıpkı göstergebilim
gibi sinemanın da kendine ait bir dili vardır ve bu dili çözümlerken göstergebilimden yararlanılabilir. Bu
hususta öncelikle göstergebilimin tarihsel gelişimi ve sinema ile olan ilişkisi tartışılmış, ardından Phillip
Noyce’un yönetmenliğini üstlendiği distopik film kategorisinde değerlendirebileceğimiz The Giver (2014)
adlı film göstergebilimsel açıdan analiz edilmiştir. Filmin görüntüsel göstergeler üzerinden analiz edilmesi
tercih edilmiştir. The Giver, romandan sinemaya uyarlanmıştır ve distopya türüne dâhil edilebilecek bir
öyküye sahiptir. Öykünün geçtiği evren tam anlamıyla bir distopya evrenidir. Gözetimin esas alındığı bu
evrende geçmişten gelene yer yoktur ve bu sebeple biyolojik gözetim yoluyla zihin ve bedenler kontrol altına
alınmıştır. Jeremy Bentham’ın mahkûmları görünmeden gözetleyebilme arzusuna uygun olarak tasarladığı
Panoptikon’un duvarları bu evrende yıkılmış ve gözetim tüm toplumun kılcal damarlarına dahi sirayet
edebilecek seviyeye ulaşmıştır. Film boyunca iktidarın, halkı hem biyolojik gözetime hem de Panoptikon ve
Süperpanoptikon süreçlerine dâhil ettiği görülmektedir. Hafızanın ve üremenin kontrol altına alınması,
yaşanan evrenin tıpkı Panoptikon gibi iktidar tarafından çevrelenmiş olması ve dijital gözetim olanakları ile
(Dronlar, gizli kameralar vs.) halkın gündelik hayatının sürekli dikizlenmesi çalışma kapsamında bahsi geçen
gözetim mekanizmalarındandır. Gözetimin olduğu yerde gözler direnişi de arar. Çünkü her iki dinamik de
zıtlıklarla var olmaktadır. Film metninde gözetime karşı direnişe de rastlanır ve bu direniş distopik evrenin,
Panoptikon’un sınırlarını yıkan birincil etken olmuştur. Kahramanız Jonas, gözetime karşı direnmiş ve
gösterdiği cesaret ile yaşadığı evreni dönüştürmeyi başarmıştır.
Anahtar Kelimeler: Göstergebilim, Sinema, The Giver
2019-01-01T00:00:00Z31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde Ankara Ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarının Twitter Kullanımları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz
http://hdl.handle.net/123456789/17098
31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde Ankara Ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylarının Twitter Kullanımları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz
Kılıç, Neslihan
Özet
Siyasi partiler, liderler ve diğer siyasi aktörler seçim kampanyaları süresince çeşitli iletişim araç ve
teknikleriyle kamuoyunun siyasi tercihlerini etkilemeye çalışır. Sosyal medyanın henüz siyasal iletişimde
kullanılmadığı dönemlerde radyo, televizyon ve gazete gibi geleneksel kitle iletişim araçları siyasal iletişimin
vazgeçilmez araçları konumundaydı. Ancak internetin 2000’li yıllardan itibaren yaygınlaşmasıyla siyasal
iletişimde yeni bir dönem başlamış ve geleneksel kitle iletişim araçlarının siyasal iletişimdeki belirleyici rolü
sona ermiştir. Günümüzde siyasal iletişimin en önemli unsurlarından birini de sosyal medya oluşturmaktadır.
İnternetin ve akabinde sosyal medyanın yaygın kullanımıyla siyasi aktörler çok geniş kitlelere mesajlarını
iletebilmektedir. Geleneksel kitle iletişim araçlarına göre maliyet, hız, yaygınlık gibi avantajlara sahip
olması, sosyal medyanın kullanım ve etki alanını her geçen gün genişletmektedir. Bu çalışmada 31 Mart
2019 Yerel Seçimlerinde Ankara ve İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilen siyasi
aktörlerin bir siyasal iletişim uzamı olarak sosyal medya kullanımları Twitter örneği üzerinden incelenmiştir.
Çalışmada öncelikle adayların paylaşım sayıları ve paylaşım teknikleri belirlenmiştir. Ardından adayların
paylaşımlarında hangi konulara öncelik verdiği içerik analizi yöntemiyle belirlenip karşılaştırmalı olarak
analiz edilmiştir. Böylece 2019 Yerel Seçimlerinde Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkan
Adaylarının Twitter’i nasıl ve hangi sıklıkta kullandığı ve adayların önem atfettiği öncelikli konular
somutlaştırılmış ve sosyal medya kullanım pratikleri açısından adaylar arasında bir mukayese
yapılabilmesine imkân sağlanmıştır. Araştırmanın sonucunda adayların Twitter’i bir siyasal iletişim uzamı
olarak değerlendirdiklerini, sayıları değişmekle birlikte genel olarak hemen her kategoride paylaşımda
bulunduklarını, Twitter’in teknik özelliklerine hâkim olduklarını ve paylaşım içeriklerine uygun olarak bu
özelliklerden üst düzeyde yararlandıklarını ifade etmek mümkündür. Ayrıca bir siyasal iletişim uzamı olarak
sosyal medyanın siyasi aktörlerin seçmen kitlelerine kendilerini ifade edebilmeleri için önemli bir alternatif
olmakla birlikte politik başarıya etkisinin tek başına belirleyici olmadığı da araştırmanın bir diğer önemli
bulgusudur.
Anahtar Kelimeler: Siyasal İletişim, 31 Mart Yerel Seçimleri, Başkan Adayları, Sosyal Medya,
Twitter
2019-01-01T00:00:00Z