Özet:
Safra kesesi taşlarının tedavisinde laparaskopik kolesistektomi ilk seçenek olmalı, koledok taşı söz konusu olduğunda ise açık girişim yerine laparaskopik girişim öncesi ERCP uygulanması mortalite ve morbiditeyi azaltacaktır. Koledok taşlarının tanı ve tedavisinde ERCP halen altın standart olarak kabul edilmektedir ve ERCP uygulaması hem preoperatif hem de post operatif güvenli ve başarılı yöntemdir.
Hasta ve uygulayanlar açısından güç bir girişim olan ERCP öncesinde koledok taşı varlığını diğer noninvaziv parametrelerle ortaya koyabilmeliyiz yada en azından şüphelenebilmeliyiz. Klinik olarak rastlanılan ağrı, bulantı, kusma gibi durumların koledok taşı için tanısal önemi yoktur. Pankreatit özellikle uzun süre önce geçirilmiş ve herhangi bir aktivasyon belirtisi yoksa koledok taşı varlığı için anlamı tatışmalıdır. Koledok taşı şüphesinde anamnez, abdominal USG önemli bir yer tutarken karaciğer fonksiyon testleri, akut faz reaktanları, tam kan sayımları ihmal edilmemelidir. Sık başvurduğumuz ALP’nin sensitifliği yüksektir ancak üst sınırının 1.5 katına kadar olan değerlerde spesifikliği oldukça düşüktür. Koledok taşı düşünüldüğünde ALP 1.5 katından düşükse ve diğer parametreler desteklemiyorsa tanıdan şüphelenilmelidir. Diğer AST ve ALT gibi karaciğer testlerinin tek başlarına koledok taşlan ile ilişkileri yoktur.
