Adli kontrol, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109. maddesinde de
belirtildiği gibi, tutuklamaya alternatif bir tedbir olarak düzenlenmiştir.
6352 Sayılı Yasa ile 2012’de yapılan değişiklik öncesi adli kontrole karar
verebilmek için yürütülen soruşturmada suçun üst sınırının üç yıl olması
gerekiyordu. Bu şartın kaldırılması olumlu bir gelişme olmakla beraber,
kurumun düzenlenişine baktığımızda tutuklamaya alternatif olmaktan
ziyade tutuklamayı tamamlayan, onun devamı niteliğinde olan, hatta bazı
yükümlülükler açısından tutuklamadan dahi daha ağır sonuçlara neden
olabilen bir tedbir olduğunu görmekteyiz.
Pursuant to article 109 of the Law of Criminal Procedure, judicial
control is regulated as an alternative measure to arrestment. Prior to the
amendment made on 2012 with the Law No. 6352, in order to rule judicial
control, the offense must have been limited to an upper limit of three
years. Although revocation of said condition is welcomed positively,
when we look at the regulation of judicial control, we see that it is a
measure which completes arrestment rather than being an alternative to arrestment and also it brings heavier outcomes compare to arrestment in
terms of certain liabilities.