dc.description.abstract |
Bu çalışmanın amacı, doğanın iç mekânda sergilenmesine örnek teşkil eden sanat yapıtlarının incelenmesidir. Bu örneklerin, 1960’lar ve sonrası sanatta daha görünür olmasından hareketle; çalışma 1960’lar ve sonrası süreçte yaşayan sanatçılar ve yapıtlarıyla sınırlandırılmıştır. Bu bağlamda, galeri sistemine karşı doğada sanat yapma önerisine rağmen çalışmalarını yine de galerilerde sergileyen Richard Long, inandırıcılığından taviz vermeden doğayı taklit eden ve ikna edici bir görsellikle iç mekanda yapay doğa kesitleri sunan Roxy Paine ve dışarıdaki doğayı, ihtişamından bir şey kaybettirmeden iç mekanda gösterebilen yapıtlarıyla Olafur Eliasson ele alınmıştır. Seçilen sanatçıların yaşadığı dönemi şekillendirdiği sebebiyle çevresel ve ekolojik olaylar üzerinde durulmuştur. Bu dönemden sonra sanatçıların bu olaylara karşı daha tepkisel ve sert bir dil kullandıkları, doğaya daha derin ve detaylı baktıkları görülmüştür. Richard Long, Roxy Paine ve Olafur Elliasson’un doğayı bilen, tanıyan bir tavırla, doğaya dair duyarlıkla yapıtlar gerçekleştirdikleri, güncel ifade olanaklarından ve sergileme yöntemlerinden faydalandıkları; yapıtlarında doğanın gücü, doğanın karmaşıklığı ve doğa sistemleri üzerinde durdukları görülmüştür. Yapıtlarını oluşturan kavramsal süreçleri incelendiğinde ise; doğayı algılama ve yorumlama biçimlerinin yine yapıtlarında doğayı baskın hale getirdiği sonucuna varılmıştır. Çalışma süresince sanat alanında kütüphane, arşiv ve süreli yayınlardan tarama, inceleme ve veri toplama işlemi yapılmış; sanatçı web siteleri incelenmiş; sanat eleştirmeni, sanat tarihçisi ve sanatçıların düşüncelerinden faydalanılmıştır. |
en_US |