Özet:
İnsanoğlunun dünyanın bütün coğrafyalarında çok eski zamanlardan bu yana çevresindeki
doğal malzemeleri kullanarak çalgı yaptığı bilinmektedir. Asya’dan Afrika’ya çok geniş bir
coğrafyada görülen, doğada çeşitli formlarda bulunan su kabağının çalgı yapımında
kullanılması ona çok önemli bir özellik kazandırır. Ama su kabağı en güzel forma ve sese
kabak kemane adı ile Türkiye’de ulaşmıştır. Kabak kemanenin kendine has yanık bir sesi ve
çalgı tekniği vardır. Kabak Kemane Türklerin en eski ve en az değişim gösteren halk
çalgılarından biridir. Kabak kemane Antalya, Isparta, Burdur ve Muğla illerini kapsayan Teke
bölgesi ve civarında günümüze kadar kullanılmaya devam etmiş Yörük Türkmen müziğinin
önemli çalgılarından biridir. Kemane ilk başta iki telli iken zamanla önce üç tele çıkmış, daha
sonra profesyonel topluluklarda çalınmasıyla tel sayısı dörde çıkmıştır. Kemane yöresel
çalgıdan ziyade tüm yörelerimizde bilinen ve çalınan bir çalgı hüviyetine bürünmüş, tıpkı
diğer Türk cumhuriyetlerinde olduğu gibi ülkemizde de halk çalgıları içinde üst sıralara
yerleşmiştir. Çalgı eğitimi veren yükseköğretim kurumları ile kemane yapımcılarının birlikte
yapacakları çalışmalar ve eğitimlerle kemane yapımcılığının bir düzene girmesi ve milli bir
çalgı da olması gereken ortak bir görünüm alması gerekmektedir.