DSpace@İnönü

Daimi birinci molar diş çekiminden sonra spontan yer kapanmasını etkileyen faktörlerin radyografik olarak incelenmesi

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author SARAÇ, OSMAN
dc.date.accessioned 2022-12-12T08:22:28Z
dc.date.available 2022-12-12T08:22:28Z
dc.date.issued 2020
dc.identifier.citation SARAÇ, O. (2020). Daimi birinci molar diş çekiminden sonra spontan yer kapanmasını etkileyen faktörlerin radyografik olarak incelenmesi,İnönü Üniversitesi / Diş Hekimliği Fakültesi / Pedodonti Ana Bilim Dalı. en_US
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11616/85708
dc.description.abstract Daimi Birinci Molar Diş Çekiminden Sonra Spontan Yer Kapanmasını Etkileyen Faktörlerin Radyografik Olarak İncelenmesi Amaç: Çalışmamızda; daimi birinci molar diş çekimi sonrasında başarılı spontan yer kapanmasında kronolojik yaş dışında hangi faktörlere dikkat edilmesi gerektiği amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: 2010-2018 yılları arasında, İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı'na daimi birinci molar diş çekimi için başvurmuş 6-18 yaş arası hastaların radyografileri incelemeye alındı. Radyografilerde; süt ikinci moların furkasyonu ile ikinci premoların ilişkisi, daimi ikinci moların angulasyonu, daimi üçüncü molar germinin izlenmesi, daimi ikinci molar dişin gelişim evresi ve kapanma durumları değerlendirildi. Veriler IBM SPSS V23 ile analiz edildi. Kapanmaya etki eden risk faktörlerinin belirlenmesinde ikili lojistik regresyon analizi kullanıldı. Hesaplamalarda istatistiksel anlamlılık düzeyi %5 (p<0,05) olarak alındı. Bulgular: 334 hastadan 415 daimi birinci molar çekimi çalışmaya dahil edildi. Hastaların 96'sı (%27,9) erkek, 248'i (%72,1) kızdır. İdeal spontan kapanmada cinsiyetler arası fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,05). Çekilen dişlerin 145'i (%34,9) üst çeneye, 270'i (%65,1) alt çeneye aittir. İdeal spontan kapanmada çeneler arası fark anlamlı bulundu (p<0,001). 8-10 kronolojik yaş ile diğer yaş grupları arasında alt ve üst çenede; fark anlamlı bulunmadı (p>0,05). Üst çenede; yer alan süt ikinci moların furkasyonu içerisinde yeralan 10 adet ikinci premolar premolar dişin 9'unda (%90) başarılı kapanma görüldü. Alt çenede yer alan süt ikinci moların furkasyonu içerisinde yeralan 12 adet ikinci premolar premolar dişin 7'sinde (%58,3) başarılı kapanma görüldü. Üst çenede başarılı spontan kapanma gösteren daimi ikinci molarların 21'i (%50) dik, 21'i (%50) distal angulasyona sahiptir. Alt çenede başarılı spontan kapanma gösteren dişlerin 14'ü (%41,2) meziyal, 16'sı (%47,1) dik ve 4'ü (%11,7) distal angulasyona sahiptir. Üst çenede, daimi üçüncü molar varlığı ile yokluğu arasındaki fark anlamlı bulunmadı (p>0,05). Alt çenede, daimi üçüncü molar varlığı ile yokluğu arasındaki fark anlamlı bulundu (p<0,05). Daimi ikinci molar dişin gelişim evreleri ile spontan yer kapanması arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; üst çenede Demirjian E ile Demirjian F ve G arasındaki fark anlamlı bulunmadı (p>0,05). Demirjian E ile H arasındaki fark anlamlı bulundu (p<0,05). Alt çenede Demirjian E ile F (p<0,05), G ve H (p<0,001) arasında arasındaki fark anlamlı bulundu (p<0,05). Sonuç: Sağlık hizmetlerine ulaşması zor, zayıf oral hijyeni ve daimi dişler konusunda farkındalığı az olan hastalarda; çok seanslı ve tekrarlı restorasyonlar yerine daimi birinci molar dişinin çekilmesi ve spontan yer kapanması, alternatif bir tedavi seçeneği olarak düşünülmelidir. Anahtar Kelime: Spontan yer kapanması, daimi birinci molar, diş çekimi, molar insizal hipomineralizasyonu en_US
dc.description.abstract Evaluation of Radiographic Factors Affecting Spontaneous Space Closure After Extraction of First Permanent Molar Aim: Our study purposed which factors should be taken into consideration in successful spontaneous space closure after extraction of first permanent molar except chronological age. Material and Method: Radiographs of patients aged 6-18 who applied to the Department of Pediatric Dentistry in Faculty of Dentistry of Inonu University for extractions of first permanent molars between years of 2010-2018 were analysed. In these radiographs; relationship between furcation of primary second molar and second premolar, angulation of permanent second molar, presence of permanent third molar germ, developmental stage of permanent second molar and type of spontaneous closure were evaluated. Binary logistic regression analysis was used to determine the risk factors affecting spontaneous space closure. The statistical signifiance level was calculated as 5% (p<0.05) Results: 415 extractions of first permanent molars from 334 patients were included in the study. 96 (27.9%) of the patients were male and 248 (72.1%) were female. The difference between the sexes in ideal spontaneous closure was found to be statistically significant (p <0.05). 145 (34.9%) of extractions of the first permanent molars was belong to the upper jaw and 270 (65.1%) of them was belong to the lower jaw. The difference between jaws about ideal spontaneous closure was found to be significant (p<0,001). In the lower and upper jaw between 8-10 chronological age and other age groups; the difference was not significant (p> 0.05). In the upper jaw, successful spontaneous space closure was observed in 9 (90%) of 10 the second premolar that was engaged in the furcation of the second primary molar. In the lower jaw, successful spontaneous space closure was observed in 7 (58,3%) of 10 the second premolar that was engaged in the furcation of the second primary molar. In the upper jaw, 21 (50%) of with upright and 21 (50%) of with distal angulated the second permanent molars were shown successful spontaneous closure. In the lower jaw; 14 (41.2%) of with mesial, 16 (47.1%) of with upright and 4 (11.7%) of with distal angulated the second permanent molars were shown successful spontaneous space closure. In the upper jaw, the difference between the third permanent molar presence and absence was not significant (p> 0.05). In the lower jaw, the difference between the third permanent molar presence and absence was significant (p< 0.05). When the relationship between the developmental stages of the second permanent molar tooth and spontaneous space closure was evaluated; There was no significant difference between Demirjian E and Demirjian F and G in the upper jaw (p> 0.05). The difference between Demirjian E and H was significant (p <0.05). ; There was significant difference between Demirjian E and Demirjian F (p<0.05) and G, H (p<0.001) in the lower jaw. Conclusion: Spontaneous space closure and extraction of first permanent molar should be considered as an alternative treatment option instead of multi-session and repeated restorations for with low socioeconomic status patients who are difficult to access healthcare services, have little awareness of oral hygiene and permanent teeth. Key Words: Spontaneous space closure, first permanent molar, extraction, molar incisal hypomineralization en_US
dc.language.iso tur en_US
dc.publisher İnönü Üniversitesi / Diş Hekimliği Fakültesi / Pedodonti Ana Bilim Dalı en_US
dc.rights info:eu-repo/semantics/openAccess en_US
dc.title Daimi birinci molar diş çekiminden sonra spontan yer kapanmasını etkileyen faktörlerin radyografik olarak incelenmesi en_US
dc.title.alternative Evaluation of radiographic factors affecting spontaneous space closure after extraction of first permanent molar en_US
dc.type specialistThesis en_US
dc.contributor.department İnönü Üniversitesi en_US


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster