Kubat, Mehmet2024-08-042024-08-0420133023-7661https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/167940https://hdl.handle.net/11616/89466İslâmî öğretide Allahın evreni yaratıp devam ettirmek ve toplum hayatını düzenlemek üzere geçerli kıldığı bir takım yasalarının varlığı kabul edilir. Adına Âdetullah veya Sünnetullah denilen bu kanunlarla Allahın yarat- ma ve yönetmesinde öteden beri süregelen ve değişmeyen bazı uygulama- larının bulunduğu vurgulanır. Yüce Allah, hikmeti gereği, bütün kâinat nizâmını bu kanunlar üzerine kurmuştur. Ancak İslâm düşüncesinde, bu yasaların geçici olarak durdurulması suretiyle bazı hârikulâde olayların vuku bulduğu da kabul edilmiştir. İslâmî literatürde hârikulâde olay, pey- gamberliğini ispat amacıyla ve hasımlarına benzerini ortaya koymaya güç yetiremeyeceklerine dair meydan okuyarak bir elçi elinden sadır olursa buna mûcize denilmiştir. Bu makalede hârikulâde bir hadise olan mûcize kavramı hakkında önce kelâm bilginlerinin görüşleri aktarılacak, daha sonra da mesele Kuran açısından irdelenecektir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessKelâmî açıdan Kur'an'ın mûcizeliği meselesiArticle8293120167940