Özmen, MuratAsiltürk, MeltemGüngördü, AbbasÖzmen, NesrinErdemoğlu, Sema2024-08-042024-08-042017https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/617610https://hdl.handle.net/11616/9019701.10.2017 00:00Nanobilim ve nanoteknoloji ilaç geliştirme, su arıtımı, endüstriyel teknolojiler, daha dayanıklı ve daha hafif malzemeler üretilmesi gibi alanlarda önemli avantajlar sağlaması ve önemli potansiyellere sahip olması yönünden tüm dünyada çok hızlı gelişim gösteren alanlardır. Bununla birlikte, çevresel toksikantlar olarak rol oynaması ve kütlece büyük yapılı metallerlere (bulk) kıyaslandığında özellikle sucul organizmalarda daha fazla birikim riski bulunmasına karşın, nanoparçacıkların ekotoksikolojik riskleri hakkında bilinenler yeterli düzeyde değildir. Bazı nanoparçacıklar hücrede temel metabolik reaksiyonlara karışarak ve membrandan kolaylıkla geçerek toksik etkilere neden olabilir. Nanomalzemelerin kullanımındaki artışa ve fotokatalitik etkilerinin arttırılmasına karşın, toksik etkilerinin ve kullanım miktarlarının azaltılması çevre sağlığının korunması bakımından önem taşımaktadır. Dahası temiz ve güvenli su kaynakları insan ve çevre sağlığı bakımından esastır. Geleneksel fiziko-kimyasal yöntemler ile suların arıtılması birçok dezavantajlara sahip olduğundan, bu alanda nanomühendislik ürünü malzemeler dikkat çekmektedir. Bundan dolayı bu çalışmada yeni sentezlenmiş nano yapılı katkılanmış TiO2 parçacıkların ve çekirdek@kabuk yapılı nanoparçacıkların tatlısu organizmaları olan Danio rerio, Xenopus laevis, Daphnia magna ve Chlamydomonas reinhardtii ‘de toksik etkileri ayrı ayrı belirlenmiştir. Ayrıca sentezlenen nanoparçacıkların çevresel riskinin kestirimi amacıyla nanokozm modelleri geliştirilerek ekolojik risk tahminlerinde bulunulmuştur. Nanopartiküllerin seçilen çevresel kirlericilerin fotokatalitik yıkımına ve toksik etkisinin azaltılmasına etkileri değerlendirilmiştir. Bu amaçla bisfenol A (BPA; endokrin bozucu), fluoxastrobin (FLX; pestisit) ve dispers red 65 (DR65; azo boyası) seçilmiş olan çevresel kirleticilerdir. Araştırma sonuçlarına göre, sentezlenen nanoparçacıkların seçilen test organizmalarında düşük toksikolojik riske sahip olduğu, bununla birlikte D. magna’nın akut etkiye en duyarlı test organizması olduğu belirlenmiştir. D. rerio ve X. laevis embriyoları ve alg hücrelerinde sentezlenen nanoparçacıklar önemli bir toksik etki göstermemiştir. Diğer taraftan BPA ve DR65 boyar maddesinin sentezlenen yeni saf TiO2 ve SiO2@TiO2 nanoparçacıkları ile fotokatalitik yıkımı organizmaların embriyonik evresinde letal/toksik etkiyi önemli seviyede azaltmıştır. S- veya Mn- katkılanmış TiO2 ise BPA ve FLX pestisitinin toksik etkisinin azaltılmasında önemli rol oynamıştır. Çalışma sonuçları özgül nanoparçacıkların insan ve çevre sağlığının korunması için su kirliliğinin gideriminde kullanışlı olabileceğini göstermektedir. Bununla birlikte, nanoparçacıkların toksik etkisinin ekosistemin farklı trofik düzeylerinde değerlendirilmesi gerektiği de geşiltirilmiş olan basit nanokozm modelleri ile ortaya konulmuştur.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessSucul Sistemlerde Nanomalzemelerin Çevresel Akibeti ve Ekotoksisitesinin KestirimiProje11617610