Deliktaş, Hacim2016-06-232016-06-232005Deliktaş, H. (2005). Normal burunlularda akustik rinometrik ve rinomanometrik bulgular ile nazal valv varyasyonları. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi. 1-72 ss.https://hdl.handle.net/11616/3653Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.Bu tez ile, normal solunum yaptığı ifade edilen burunların akustik rinometrik ve rinomanometrik değerlerinin ve vizüel analog skorlarının (VAS) ortaya konması, bu değerlerin kendi aralarındaki korelasyonun saptanması ve nazal valvin endoskopik olarak gözlenerek anatomik detaylarının ortaya konması amaçlanmıştır. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB ABD polikliniğine burun hastalıkları dışında problemlerle başvuran, sübjektif olarak burun tıkanıklığı yakınması olmayan ve anterior rinoskopik muayenesi normal olan, 124 hastanın 248 nazal kavitesi çalışmaya alındı. Olgulardan o anda burunlarında hissettikleri açıklığı Vizüel Analog Skala (VAS) üzerinde işaretlemeleri istendi. Daha sonra olgulara dekonjesyon öncesi ARM, RMM ve rijit nazal endoskopi ile dekonjesyon sonrası ARM ve RMM yapıldı. Nazal endoksopîk bakıda internal nazal valv görüntüleri elde edildi. Olguların ARM verileri ele alındığında dekonjesyon öncesi ile sonrası değerlerin karşılaştırılması sonrası ayrı ayrı sağ ve sol burunlardan elde edilen Vol2 ve MCA2 değerindeki değişiklikler çok anlamlı (p<0,01) bulunurken; diğer verilerde dekonjesyonun anlamlı bir değişikliğe yol açmadığı saptandı (p>0,05). Olguların RMM verileri incelendiğinde ise, dekonjesyon öncesi ile sonrası değerlerin karşılaştırılması ile sağ ve sol burunlar tek tek ele alındığında hem inspiryum hem de ekspiryumda istatistiksel fark saptanamamışken (p>0,05); total dirençlerde hem inspiryumda hem de ekspiryumda direnç azalması belirgin olarak saptanmıştır (p<0,01). VAS ile dekonjesyon öncesi tVol arasında korelasyon olmadığı (p>0,05); VAS ile dekonjesyon öncesi ekspiratuar total ND arasında da korelasyon olmadığı (p>0,05); inspiratuar total ND arasında ise çok zayıf bir korelasyon olduğu (p=0,041, r2=0,1049) saptanmıştır. Dekonjesyon öncesi tVol ile 51 inspiratuar total ND ve ekspiratuar total ND arasında; dekonjesyon sonrası tVol ile inspiratuar total ND ve ekspiratuar total ND arasında anlamlı bir korelasyon saptanmamıştır (p>0,05). Nazal kavitelerin endoskopik nazal valv görüntüleri incelenerek, üst lateral kartilaj ile septumun ilişkisine göre konveks, keskin, konkav, kunt, kıvrımlı ve septal cisimli grupları oluşturulmuştur. ARM bulguları yönünden keskin, konkav, kunt ve septal cisimli nazal valv tiplerinin birbirlerinden farklı olmadığı (p>0,05); RMM bulguları yönünden ise keskin ve septal cisimli nazal valv tiplerinin karşılaştırılmasında septal cisimli nazal kavitelerin hem dekonjesyon öncesi hem de sonrasında inspiryum ve ekspiryum için daha yüksek nazal dirençlere sahip olduğu bulundu (p<0,05). Doğru bir şekilde nazal valv açısı ölçülebilme olasılığı olan keskin, konkav ve konveks nazal valv tiplerinin anatomik açılarının istatistiksel incelemesinde tüm grupların birbirlerinden belirgin olarak farklı açılara sahip oldukları saptanmıştır (p<0,01). Nazal kavitelerde ölçülen nazal valv açıları ile o kavitelerde dekonjesyon öncesi ölçülen ARM verileri arasında anlamlı bir korelasyon saptanmazken (p>0,05); dekonjesyon öncesi inspiryum direnci ile anlamlı ama zayıf (p<0,05, r2=0,1493), ekspiryum direnci ile ise oldukça anlamlı ama yine zayıf bir korelasyon (p=0,012, r2=0,2036) gözlenmiştir. Bu çalışma ışığında literatürde uzunca bir zamandır varlığını sürdüren nazal valvin anatomik olarak ortaya konmuş özelliklerinin tekrar tartışılması gerekmektedir. Bir başka üzerinde durulması gereken konu da normal olgularda saptanan nazal valv tiplerinin yeni sınıflamasıdır.trinfo:eu-repo/semantics/embargoedAccessNormal burunlularda akustik rinometrik ve rinomanometrik bulgular ile nazal valv varyasyonlarıDoctoral Thesis172