Kültürlerarası ilişkilerin gelişmesinde ekonomi, yüzyıllar boyunca çok önemli bir rol üstlenmiştir. Ticaret yollarının artmasıyla birlikte sadece malların değil kültürlerin de değiş-tokuş edildiği, var olan kültürlerin yenilerden etkilendiği gözlemlenmektedir. Buna karşın tam anlamıyla anlaşılamayan kültürler, zamanla hayal gücünün ürettiği imgelerin ve var olan kültürün tam karşısına konumlandırılan özelliklerin ön plana çıkarılmasıyla belirli kalıplara sıkıştırılmıştır. Batı’nın Doğu’ya tamamen kendi kimliği üzerinden bakışı ile açıklayabileceğimiz oryantalizm kavramı da bu kalıplardan sadece bir tanesidir. Özellikle Doğu kültürüne karşı kuşku duymayı ve onu bir fantezi sahası olarak görmeyi ifade eden örtük oryantalizm yaklaşımı, farklılıkların göz ardı edilmesine ya da küçümsenmesine yönelik imajlara dayanmaktadır. Belirli imajlar, kültürün her alanında üretilebildiği gibi kitle iletişim araçlarında da karşımıza çıkmaktadır. En etkili kitle iletişim araçlarının başında gelen televizyon da belirli kültürlerin anlam ve değerlerini yeniden üreten, yorumlayan bir yapıya sahiptir. Doğu kültürlerine yönelik negatif yaklaşımların söylem bazında yumuşatıldığı ve görsel olarak belirli imajların arkasına gizlendiği örtük oryantalizm yaklaşımı, televizyon programlarında sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.
Bu çalışmada oryantalizm aracılığı ile yaratılan Türk imgesinin, 21. yüzyılda televizyon aracılığıyla nasıl üretildiği araştırılmıştır. Çalışma kapsamında Michael Palin’in 2007 yılında BBC kanalı için hazırladığı Michael Palin’s New Europe programının “Eastern Delight” isimli ikinci bölümü incelenmiştir. Bu programın seçilmesindeki amaç; seri halinde yapılan New Europe programlarında, Orta Avrupa, Balkanlar ve eski Sovyet Cumhuriyeleri’ni kapsayacak şekilde Avrupa Birliği’ne üye olmayan ülkelerin incelenmiş olmasıdır. Program aracılığı ile Batı ve Doğu kültürleri arasındaki farklılıklar, bir batılının gözünden anlatılmaktadır. Çalışmada göstergebilimsel çözümleme yöntemi kullanılmıştır. Programda tercih edilen söylemin de ışığında, belirli göstergelerin üzerinde durularak oryantalist imgelerin üretimine odaklanılmış ve bu göstergeler bir tablo haline getirilmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda; programın oryantalist bakış açısına bir alternatif sunamadığı ve çeşitli göstergeler aracılığıyla Türkiye’yi kuşkuyla yaklaşılan, bilinmeyen bir fantezi sahasına dönüştürdüğü tespit edilmiştir.
In the development of intercultural relations, the economy has played a very important role for centuries. It is observed that with the increase of trade routes, not only goods but also cultures are exchanged and existing cultures are influenced by new ones. On the contrary, cultures that aren’t fully understood from are compressed into certain forms with the foreground of the features that are located directly against the existing culture and the images produced by imagination over time. The concept of Orientalism, which we can explain with the West's fully-formed perspective on the east, is only one of those forms. The latent orientalism approach, especially expressing suspicion towards Eastern cultures and seeing it as a fantasy area, is based on images of disregarding or underestimating differences. Certain images can be produced in every area of the culture, as well as in the mass media. Television, which is one of the most effective mass media, has a structure that reproduces and interprets the meaning and values of certain cultures. The approach of latent orientalism, where negative approaches to eastern cultures are softened on discourse basis and visually hidden behind certain images, are often encountered in television programmes.
In this study, it was researched how the Turkish image created through orientalism and was produced in the 21st century. Within this context, “Eastern Delight”, second episode of a television programme named “Michael Palin’s New Europe” which was produced and broadcasted by BBC in 2007 was analyzed. This programme has been selected because it examines countries that are not members of the European Union, including Central Europe, the Balkans and the former Soviet Republics. Through the programme, the differences between Western and Eastern cultures are described in the eyes of a Westerner. In this study, semiological analysis is used as the analysis method. In the light of the preferred discourse in the program, it was focused on the production of orientalist images, specific signs and these indicators have been transformed into a table. As a result of the assessments made; it has been determined that the program is unable to offer an alternative to the orientalist viewpoint and transforms Turkey into an unknown fantasy area, with a variety of indicators approaching suspicion.