Özet:
Şubat 1995 ile Mayıs 1995 tarihleri arasında, yöremizdeki üç ayrı diyaliz merkezinde hemodiyaliz tedavisi görmekte olan 64 hastada hepatit C virüsü (HCV) infeksivonu araştırıldı. Üçüncü jenerasyon ELISA testi ile 64 hastanın 24 (%37.5)’ünde anti-HCV pozitif bulundu. Anti-HCV pozitif bulunan 24 hastanın 19 (%79.2)’unda RT-PCR (reverse transcriptase polymerase chain reaction) yöntemi ile HCV-RNA tespit edilirken, anti-HCV negatif 40 hastanın 4 (%10)’ünde HCV-RNA tespit edildi. Anti-HCV pozitif bulunan hastaların hemodiyalize girme süresi ve hemodiyalize girme sayısı, anti-HCV negatif hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede fazlaydı. Buna karşın anti-HCV pozitif ve negatif hastalar arasında ne kan transfîizyonu açısından, ne de karaciğer fonksiyon testleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu. Anti-HCV pozitif 24 hastanın 6 (%25)’smda ALT değerleri yüksekken, anti-HCV negatif 40 hastanın 5 (%12.5)’inde yüksek bulundu. ALT değerleri yüksek olan anti-HCV pozitif 6 hastanın tümünde HCV-RNA tespit edilirken, anti-HCV negatif 5 hastanın 3’ünde HCV-RNA tespit edildi. Böylece HCV-RNA taşıdığı tespit edilen toplam 23 hastanın 9 (%39. l)’unda ALT değerleri yüksek bulundu. Bu bulgularla; 1) yöremizde hemodiyaliz hastalan arasında HCV infeksiyonunun oldukça sık olduğu, 2) hemodiyaliz hastalanna HCV’nun esas bulaşma yolunun kan transfuzyonundan çok hemodiyaliz işlemi olduğu, 3) anti-HCV pozitifliğinin büyük oranda HCV viremisi ile birlikte bulunduğu, 4) anti-HCV veya HCV-RNA pozitifliği ile ALT yüksekliği arasında kesin bir ilişki olmamakla birlikte ALT’nin yüksek olduğu hastalarda HCV viremisinin daha yüksek oranda saptandığı, 5) ALT değerleri normal olan anti-HCV pozitif hastalann büyük bölümünde HCV viremisinin olduğu ve 6) anti-HCV negatif hastaların da küçüksenmeyecek bir kısmında vireminin olabileceği sonuçlarına varıldı.