Özet:
Karpal tünel sendromu (KTS) median sinirin bilekte karpal tünelde sıkışması sonucu oluşan ve en sık görülen tuzak nöropatisidir. KTS tanısı klinik, fizik muayene ve elektrofizyolojik çalışmalarla konulur. Bu çalışmada amacımız; İdiyopatik KTS'li hastalarda oklüzyon tedavisiyle birlikte ve oklüzyon yapılmadan uygulanan steroid fonoforezinin elektronörofizyolojik ve klinik parametreler üzerine olan etkilerini, bu etkilerin tek başına US uygulamasına göre üstünlüğü olup olmadığını araştırmaktır. Gereç ve yöntem: Çalışmaya idiyopatik KTS tanısı konmuş 45 hasta (tümü kadın, 81 el) alındı. Hastalar oklüzyon (n=30 el), fonoforez (n=25 el) ve US (n=26 el) gruplarına randomize edildi. Tüm çalışma grublarında karpal tünel üzerine 5 dak/gün, haftada 5 gün, 3 hafta (15) seans süreyle, sürekli modda ultrasound (US) tedavisi 1W/cm² dozunda, 3MHz frekansla uygulandı. Oklüzyon grubuna cilde 0.7 mg %0,1 deksametazon pomad (Maxidex, Alcon ) uygulandı ve US'da önce 30 dk süreyle kapatıldı. Fonoforez grubunda iletici ajan olarak 0.7 mg %0,1 deksametazon pomad (Maxidex, Alcon ) kullanılarak US tedavisi verildi. Ultrasound grubunda iletici ajan olarak akuasonik jel kullanılarak sadece US tedavisi verildi. Her üç grupta yer alan hastalara el bileğini nötral pozisyonda tutan istirahat splintini, özellikle geceleri kullanmaları önerildi. Hastalar tedavinin başlangıcında, sonrasında ve üçüncü ayında elektronörofizyolojik parametreler (median sinir motor ve duyusal distal latansı ve duysal sinir iletim hızları), klinik parametreler ( vizüel analog skala (VAS), kavrama güçleri ve üçlü parmak ucu kavrama güçleri ) ve Boston Skalası (semptom şiddeti ve fonksiyonel kapasite) ile değerlendirildi. Bulgular: Klinik değerlendirme parametrelerindeki düzelme açısında üç grup arasında anlamlı fark yoktu. US grubunda tedaviden sonraki 3. Ayda sadece palmar kavrama gücünde anlamlı bir düzelme gözlendi. Elektrofizyolojik değerlendirmede US grubunda tedavi öncesi ile karşılaştırıldığında tedavi sonrasında median motor distal latans parametresinde anlamlı düzelme saptandı. Sonuç: KTS'nin konservatif tedavisinde kullanılan oklüzyonlu fonoforez, fonoforez ve ultrason tedavilerinin etkileri karşılaştırıldığında, her üç tedavinin de kısa ve uzun dönem (3.ay) klinik sonuçlarda olumlu etkiler sağladığı gösterildi. Bu tedavi yöntemlerinin KTS klinik bulguları üzerine olan etkilerinin, elektrofizyolojik bulgular üzerine olan etkilerinden daha fazla olduğu tespit edildi. Ancak, günümüzde etkinlikleri henüz tartışmalı olan bu tedavi yöntemleriyle ilgili, hasta sayısının fazla olduğu randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünmekteyiz.
