Bir tarafın zulmetme diğer tarafınsa bu zulümden kaçması eski zamanlardan bu
yana vardır. Modern devletlerin oluşması ile birlikte, sınırları belirginleşmiş devlet
topraklarındaki zulümden kaçan kişiye, ikame bir korumanın sağlanması ise daha yakın bir
tarihe dayanmaktadır. Kişiye devletinin sağlamadığı veya artık sağlayamadığı ulusal
korumanın uluslararası camia tarafından sağlandığı bu ikame koruma türü uluslararası
korumadır. Genel kabul görmüş görüşe göre, uluslararası koruma ikame koruma ile başlar
ve korunan kişiye kalıcı çözüm sağlanması ile sona erer.
Uluslararası hukukta, uluslararası koruma kapsamında yer alan kişilere kalıcı
çözüm sağlanması amacıyla kabul görmüş üç yöntemden birisi yerel entegrasyondur. Yerel
entegrasyon ile kişiye vatandaşa tanınan birçok hak tanınarak topluma entegre olması
sağlanmakta ve sahip olduğu statü sona ermektedir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma
Kanunu’nun 2014 tarihinde yürürlüğe girmesi ile yabancıların ülkeye entegre olmaları
yönündeki düzenleme ilk defa Türk hukukunda yerini almıştır. Bu araştırmanın konusunu,
yabancı kişilerin ülkeye uyum sağlamaları için uluslararası hukukta kişilere sağlanan
haklar, var olan hukuki düzenlemeler ve benzer haklar ile hukuki düzenlemelerin iç
hukukta nasıl ele alındığı oluşturur.
Persecution of one party and fleeing of the persecuted one exist from ancient times.
With the formation of modern states, it is however more recent to provide a person fleeing
from an oppression in a state with distinctive borders with substitute protection. This type
of substitute protection in which the protection cannot provided by the government of the
person but by the international community is the international protection. According to a
generally accepted view, the international protection begins with the substitute protection
and it ends with a durable solution for the protected person.