Slavery is a practice which has been applied since the earliest societies. Though this inhumane practice
has been abolished in nineteenth centuryin the sense of chattel slavery, it still prevails under some other forms.
Slavery is one of the worst conditions that human beingshave ever experienced. As slaves were deprived of any
legal rights and social status, position of a society towards slaves might be a good indicator for the humanly
quality and humanistic principles of that society.
This paper compares understanding and practices of slavery in the Ancient Greek society, which is held
as the basis of Western civilization, and early Islamic society, which is accepted to have laid foundations of
Eastern-Islamic civilization. With this comparison, it has been tested through a critical practice like slavery,
whether all democratic standards, individual rights and humanistic principles have been developed by the West,
as asserted by Western political establishments.
Kölelik dünyanın ilk toplumlarından beri uygulanmış bir pratiktir Bu gayri insane uygulama, bedeni
kölelik anlamında on dokuzuncu yüzyılda kaldırılmakla beraber, başka bazı şekiller altında hala varlığını
sürdürmektedir. Kölelik insanoğlunun tarihte yaşadığı en kötü şartlardan birini oluşturmuştur. Diğer taraftan
köleler her türlü hukuki haktan ve sosyal statüden yoksun oldukları için, bir toplumun kölelere yönelik tavrı
onun insane vasıfları ve insane değer verme prensipleri için iyi bir gösterge olabilir.
Bu çalışmada Batı medeniyetinin temeli olarak değerlendirilen Kadim Yunan toplumu ile Doğu-İslam
medeniyetinin temellerini attığı Kabul edilirken İslam toplumunun kölelikle ilgili anlayış ve uygulamaları
mukayese edilmektedir. Bu karşılaştırma ile bütün demokratik standartların, ferdi hakların ve insane
prensiplerin, Batılı siyasi yapıların iddia ettiği gibi, Batı tarafından geliştirilip geliştirilmediği kölelik gibi kritik
bir uygulama üzerinden test edilmiş olmaktadır.
