C-Reaktif Protein Ventriküler Trombus Varlığı İçin Bağımsız Bir Risk Faktörü Değildir!

Abstract

C-reaktif protein (CRP) yaygın kullanılan ve standart bir akut faz reaktanıdır. Yüksek CRP değerlerinin akut miyokard enfarktüsü, stabil ve anstabil koroner arter hastalığında ileride oluşabilecek olumsuz (advers) kardiyak olaylarda ilişkili olduğu gösterilmiştir. Ancak sol ventrikül onarımları yapılan hastalarda sol ventrikül trombüsü (SVT) ve CRP değerleri arasında bir ilişkinin varlığı araştırılmamıştır. Biz böyle bir korelasyonun var olup olmadığını ve sol ventrikül anevrizması (SVA) olan hastalardan alınan CRP değerlerinin trombüs varlığı konusundaki prediktif değerlerini araştırmak için SVA olup koroner revaskülarizasyon ameliyatına giden hastalarımızın cerrahi ve biyokimyasal verilerini gözden geçirdik. CRP değerlerinin SVT varlığı üzerinde önceden belirleyici (prediktif) değerinin olmadığını tespit ettik.

C-reactive protein (CRP) is a standard and widely used acute phase reactant. It is a prototypic marker of inflammation and an adverse event indicator. Elevated CRP levels have been found to be correlated with higher risk for potential adverse cardiac events in patients with acute myocardial infarction, stable and unstable coronary artery disease. However the relationship between presence of left ventricular thrombus (LVT) and levels of CRP have not been investigated in the patients undergoing left ventricular restorative operations. In order to investigate the correlation and seek out the ability of the predictive value of CRP levels in patients with left ventricular aneurysm (LVA), we studied operational and biochemical findings of our patients with LVA, who underwent coronary revascularization operations. We found that CRP levels do not predict presence of LVT.