Prediyabet (PD) normalin üzerinde fakat diyabet eşiklerinin altında kan glikoz seviyeleri olarak tanımlanan, diyabet gelişme olasılığının yüksek olduğu bir risk durumudur. Son yıllarda hem PD ve diabetes mellitus (DM) sayısı hem de bu hastalıklar nedeniyle gelişen morbidite ve mortalite sayısı artmaktadır. Bu durum hastaların yaşam kalitesini bozmakta ve sağlık harcamaları açısından ülkelere ağır bir yük oluşturmaktadır. Tüm bu durumlar göz önüne alındığında PD sonucunda DM gelişmesine ve DM komplikasyonlarına neden olan fizyopatolojik mekanizmaların aydınlatılması büyük önem taşımaktadır. Asprosin, karaciğer glukoz üretimini arttıran ve beyaz yağ dokusundan salgılanan peptid yapılı bir hormondur. Ayrıca kan-beyin bariyerini geçerek, doğrudan cAMP bağımlı bir yol aracılığıyla oreksijenik AgRP + nöronlarını aktive edip iştah artışına yol açar. Hem kan glukoz seviyesi ve hem de insülin direncini arttırdığı bilinmektedir. Çalışmamızın amacı PD hastalarında plazma asprosin düzeyinin diğer metabolizma parametreleri ile olan ilişkisini değerlendirmek ve PD tanılı hastalarda erken tanı için asprosinin bir marker olabileceğini göstermektir. Çalışmada İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Polikliniğine 01.08.2020-01.03.2021 tarihleri arasında başvuran 39 kişilik PD ve 38 kişilik sağlıklı kontrol grubu karşılaştırılarak PD ve sağlıklı grubun kan asprosin düzeyi ile olan ilişkisi araştırılmıştır. Hastaların elde edilen verileri rutin kontrol muayeneleri sırasında toplanmıştır. Asprosin düzeyi tayini bireylerin rutin kontrollerinde alınan serumlardan ELISA yöntemi ile çalışılmıştır. Çalışmamızda elde ettiğimiz bulguları değerlendirdiğimizde plazma asprosin seviyelerinin, PD ve sağlıklı bireylerde anlamlı korelasyon göstermemekle birlikte PD grubunda sağlıklı gruba göre daha düşük seviyeler izlenmiştir. Literatürdeki çalışmalarda ise DM hastalarında asprosin düzeyinin sağlıklı bireylere göre yüksek olması PD hastalarında farklı mekanizmaların rol aldığını düşündürmektedir. Bu mekanizmaları aydınlatabilmek adına daha fazla çalışma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Prediabetes (PD), defined as blood glucose levels above normal but below the diabetes mellitus (DM) thresholds, is a condition in which there is a high probability of developing diabetes,. In recent years, both the number of PD and DM and morbidity and mortality due to these diseases have increased. This disrupts the quality of life of patients and creates a heavy burden on countries in terms of health expenditures. Considering all these conditions, it is of great importance to clarify the physiopathological mechanisms that cause DM development and DM complications as a result of PD. Asprosin is a peptide hormone that increases liver glucose production and is secreted from white adipose tissue. It also crosses the blood-brain barrier, directly activating orexigenic AgRP + neurons through a cAMP-dependent pathway, leading to increased appetite. It is known to increase both blood glucose levels and insulin resistance. The aim of our study is to evaluate the relationship between plasma asprosin level and other metabolic parameters in PD patients and to show that asprosin may be a marker for early diagnosis in PD patients. In this study, 39 PD and 38 healthy control patients who applied to the Inönü University School of Medical, Endocrinology Outpatient Clinic between 01.08.2020-01.03.2021 were compared and the relationship between the PD and healthy group with blood asprosin level was investigated. The data obtained from the patients was collected during routine control examinations. Determination of asprosin level was carried out by means of ELISA from the serology specimens taken during the routine control examinations of the participants. When we evaluated the findings we obtained in the present study, although plasma asprosin levels did not show a significant correlation between PD and healthy individuals, lower levels were observed in the PD group compared to the healthy group. Similar studies have reported higher asprosine levels in DM patients compared to healthy individuals, suggesting that different mechanisms play a role in PD patients. More studies are needed to enlighten these mechanisms.
