İlimizde Genç Erişkin ve Erişkin Yaş Grubu Bireylerde Baş Ağrısı Karakteristikleri

Abstract

Amaç: Baş ağrısı toplumun büyük bir kısmını etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu çalışmada ilimizde erişkin ve genç erişkin popülasyonda baş ağrılarının klinik karakteristikleri ile baş ağrısının bireysel ve toplumsal etkilerinin belirlenmesi amaçlandı.

Gereç ve Yöntemler: Çalışmamız 1 Aralık 2004-31 Mart 2005 tarihleri arasında, yaşları 15-19 arasında olan 306 genç erişkin ve yaşları 18-67 arasında olan 195 erişkin birey ile gerçekleştirildi. Çalışmamızdaki tüm bireyler baş ağrısı hakkında bilgiler içeren standart anket formu ile sorgulandı. Baş ağrısı tanısı için Uluslararası Baş ağrısı Topluluğu’nun kriterleri kullanıldı.

Bulgular: Çalışmamızda erişkinlerde baş ağrılarının %58,5’ini gerilim tipi baş ağrısı (GTB), %41,5’ini ise migren oluşturmaktaydı. Genç erişkinlerin %84,6’sını GTB, %11,1’ini ise migren oluşturmaktaydı. Çalışmamızda erkek/kadın oranları erişkin yaş grubunda 1:3,7, genç erişkin yaş grubunda 1:1,09 bulundu. Kadınlarda baş ağrısı daha sık, daha uzun süreli, daha şiddetli ve diğer semptomlarla daha fazla ilişkiliydi. Baş ağrısının görülme sıklığı her iki grupta da 1-8 atak/ay, sıklıkla 1-3 atak/ay dağılımında yoğunlaşmaktaydı. Her iki gruptaki olgularda ağrının önceden hissedilmediği ansızın başladığı ifade edilmekteydi. Baş ağrısına en çok halsizlik ve fonobi eşlik etmekteydi ve baş ağrısını en çok artıran faktör olarak stres göze çarpmaktaydı. Baş ağrısı sıklıkla erişkinlerde işten geri kalmaya neden olmazken, genç erişkinlerde eğitim performansını belirgin olarak etkilemekteydi.

Sonuç: Baş ağrısı ilimizde gerek genç erişkinleri gerekse erişkin bireyleri olumsuz yönde etkiler. İlimizde bu konu ile ilgili daha kapsamlı ve geniş katılımlı çalışmalara ihtiyaç vardır.

Anahtar Kelimeler: Baş Ağrısı; Gerilim Tipi Baş Ağrısı; Migren.

Conclusion: Macroalbuminuria prevelence increased with age. Hypertension and diabetes mellitus increased the risk of microalbuminuria and macroalbuminuria in obese patients. To prevent the harmful effects on target organs, routine monitoring of microalbumin can be recommended in urine of obese patients in primary care.

Objective: In this study we aimed to determine clinical characteristics of headache, psycho-social factors increasing the headache, and individual and social effects of headache in the adult and teenagers population living in our city.

Material and Methods: The study was performed on 306 teenagers and 195 adults between 1 December 2004 and 31 March 2005. Standardized questionnaire form was filled by all participants. The International Headache Society criteria were used for headache diagnosis.

Results: In our study, in adults, tension type headache and migraine ratio was 58,5% and 41,5%, whereas in teenagers, tension type headache and migraine ratio was 84,6% and 11,1%, respectively. In our study, male to female ratio was found to be 1:1,37 and 1:1,09 in teenagers and adults, respectively. Headache in women rather than men was more often, longer-lasting, more severe and more associated with other symptoms. Frequency of the headache attacks ranged from 1 to 8 attacks/month and it was frequently concentrated to 1 to 3 attacks/month in both groups. All participants stated that they did not feel headache beforehand and it had started suddenly. In our study, the most symptoms accompanying to headache was weakness and phonophobia in both groups and, the stress was the most important reason for headache in both groups. Headache was evidently affecting education performance in teenagers, while it did not cause to remain from the job in adults.

Conclusion: Headache has negatively affected either teenagers or adults in our city. More comprehensive and larger-scale studies are needed for our city.