dc.description.abstract |
Öz:
İçinde yaşadığımız dünyada iyilik ve güzellikler kadar kötülük ve çirkinliklerin de mevcut olduğu
genel olarak kabul edilen bir husustur. Her şeyi bilen, her şeye güç yetiren ve aynı zamanda merhamet sahibi bir yaratıcı ile evrendeki kötülüklerin nasıl bağdaşabileceği meselesi özellikle dini düşüncenin bir sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. İslam Kelâmcıları bu sorunu değişik boyutlarda
incelemiş ve bazı çözüm önerileri getirmişlerdir. Kelâm ekollerinden bazıları tanrıdan kaynaklanan
bir kötülüğün bulunmadığını savunurken, diğer bazıları, problemi evrene hâkim olan mutlak irade
ve kudretle çözmeye çalışmışlardır. Buna göre kötülük, emir ve yasakların ihlal edilmesiyle ortaya
çıkar. Tanrının mutlak otoritesi, ona yönelecek herhangi bir emir ve yasağı ihtimal dışı bırakır. O
sebeple tanrı için iyi ve kötü diye bir şey söz konusu olamaz. Mâturîdîlik ekolü ise bu sorunu büyük
oranda hikmet kavramıyla çözümlemeye çalışmıştır. Mâturîdî ekolünün güçlü temsilcilerinden birisi olan Ebu’l-Muîn en-Nesefî, âlemde iyiliğin yanı sıra kötülüğün de var olduğunu ve her ikisinin de
Allah tarafından yaratıldığını savunmuştur. Ona göre her şey Allah tarafından yaratıldığına göre her
şeyde bir hikmet vardır. Evrende kötülüğün varlığı iyiliğin bilinmesi ve gerçekleşmesi amacına matuftur. Bu hikmetlerin bir kısmını anlayabiliriz, ancak aklımızın gücü sınırlı olduğu için bazı hikmetleri anlayamayabiliriz. Fakat hiçbir durum için Allah’ın hikmetsiz davrandığı iddia edilemez. Bu düşünce, akıl ve vahiy açısından yanlıştır.
Anahtar Kelimeler: Kelâm, Hikmet, Kötülük, Teklif, Yaratma, Mâturîdî, Nesefî |
en_US |