İnönü Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@İnönü, İnönü Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Öğe
İslam felsefesinde iman-ahlak ilişkisi
(İnönü Üniversitesi, 2024) Güney Kılıç, Halime
Bu tez, İslam felsefesinin temel kavramlarını, tarihsel gelişimini ve İman ile ahlak ilişkisini detaylı bir şekilde ele almaktadır. İlk bölümde, İslam felsefesinin kökenleri, temel akımları ve tarihsel değişimi incelenmektedir. İkinci bölümde, Allah inancının ve ahlak ilişkisinin çeşitli yönleri ele alınmakta olup, Allah'a yönelme yolları, yaratılışın temelinde Allah inancı, inancın toplumsal inşası, akılcı temellendirmeler ve duygu bağlamında iman kavramları üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, ahlakın tasviri, ahlakın dinsel ve dindışı yaklaşımlarca temellendirilmesi de tartışılmaktadır. Üçüncü bölümde ise, İslam düşünürlerinin İman ve ahlak anlayışları incelenmektedir; Farabi, İbn-i Sina ve Gazzali'nin hayatları, eserleri ve özellikle ahlak anlayışları üzerinde durulmaktadır. Dördüncü bölümde ise modern dönem toplum ahlakını ele almasıyla öne çıkan Fatma Aliye Hanım'ın erken yaşamı, eserleri ve İslam ile ahlak anlayışı üzerine katkıları ele alınmaktadır. Bu tez, İslam felsefesi ve ahlakı konularında derinlemesine bir anlayış sunmayı amaçlamaktadır.
Öğe
Demansı olan ve olmayan idiyopatik parkinson hastalarındaki metabolik farklılıkların fdg-pet/bt kullanılarak değerlendirilmesi
(İnönü Üniversitesi, 2014) Bakır, Meryem
Sık görülen nörodejeneratif hastalıklardan biri olan İPH'de değişik derecelerde görülebilen kognitif bozukluk, hastaların önemli bir kısmında demans düzeyindedir. Bu çalışmanın amacı, FDG-PET/BT verilerinin analizi sonucunda, demansı olan ve olmayan İPH hastaları arasındaki metabolik farklılıkları tanımlamaktı. Nöropsikolojik test bataryası uyguladığımız 25 demansı olan ve 25 demansı olmayan İPH hastasının FDG-PET/BT çekimlerini yaptık. Demansı olmayan İPH'lerle kıyasladığımızda, demansı olan İPH grubunda pariyetal lob ve daha az oranda da oksipital lob ve temporal polde hipometabolizma, globus pallidumlar ve vermiste hipermetabolizma olduğunu bulduk (p<0.05). Parkinson Hastalığında görülen kognitif bozuklukların araştırıldığı öncel çalışmalarda farklı beyin bölgelerinde hipometabolizma alanları saptanmış olup, bizim çalışmamızın sonuçları bazılarıyla uyumluyken diğerleriyle farklıydı. Parkinson hastalığı demansının fonksiyonel görüntüleme bulgusunun ne olduğu konusunda henüz bir fikir birliği yoktur. Bu konuda, daha geniş hasta gruplarıyla yapılacak çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Parkinson Hastalığı demansını öngerebilecek bir fonksiyonel görüntüleme bulgusunun oluşturulabilmesi, hastalığın tanı ve tedavisinin yönetiminde kilit noktalardan biridir.
Öğe
Biyosellüler realizm bağlamında sanatsal yansıma odaklı sinerjik postmodern yaklaşımlar
(İnönü Üniversitesi, 2024) Baykurt, Arif Esen
Başlangıcından günümüze "Gerçeklik ve Yansıma", sanat tarihini meşgul eden kavramlar arasındadır. Modernizm ile birlikte; Realizm, Romantizm, Expresyonizm, Kübizm ve soyut sanatla gelinen nokta Duchamp'ın "Çeşme" çalışmasıyla kavramsala sıçrama yapmıştır. Bu sıçrama sonrası Postmodern dönem ile birlikte doğadan yansıtma, yerini farklı biçimlerle ifade edilen estetiklere bıraktı. Dolayısıyla bu araştırmada, Postmodernizm'in sunduğu estetiğe paralel olan, söylenmemiş diğer parametrelerin de irdelenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Yapılan uygulama çalışmalarında hazır nesneyle canlı hücresel formların birlikte kullanılmasına yönelik bir tanımlama ortaya konmuştur. Bu tanımlamanın da literatürde BCR olarak ifade edilmesi önerilmektedir. Ayrıca araştırmadaki uygulama çalışmalarında, sanat tarihindeki akım ve estetiksel yaklaşımlardan istifade edilerek body art, performans art ve video art gibi karma sanatların sunduğu sinerjiler (Biyosellüler Kolajlama gibi) farklı bağlamlarla kullanılmıştır. Araştırmanın amacı; "Biyosellüler Realizm" bağlamında yansıma odaklı sanatsal kontekstleri, yeni Postmodernist sinerjilere taşımaktır. Yöntem bağlamında bu araştırma genel tarama modellerinden ilgili literatürün taranması, nitel yöntemlerden uygulama sürecinin analizi ve süreç sonrası oluşturulan ürünlerin irdelenmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Araştırmada çalışmalar ready-made, performans, video art ve body art bağlamlı Biyosellüler kolajlarla sınırlandırılmıştır. Araştırmanın kuramsal çerçevesinde; birinci bölümde "Tezin amacı, önemi ve problem durumu", ikinci bölümde "Prehistorik Gerçekçilikten Modernist Söyleme", "Nesnesizliğe Giden Koridor", "Yüzeyselleşme Paradoksu", "Konsept Estetiğine Yönelen Trendler", "Sanat Mi Hayat, Kavramsallik Mi Sanat, Paradoksu" ve "Estetik Düzleşme" başlıklarıyla Posmodern dönemi sanatının tüm karakter, tutum ve stratejileri ele alınmıştır. Üçüncü bölümdeki "Biyosellüler (BC-R) Kolajlar ve Uzama Aktarımı" başlığı altında yer alan "Uygulama Çalışmalarına Oturtulan Kuram ve Biyosellüler Realizm (BC-R) Felsefesi" ve "Tez Kapsamında Oluşturulan Resimlerin Analizleri" alt başlıklarıyla BCR kolajlarının hayata geçirilmesi ve üretilen örnekleri 15 adet uygulama analiziyle tamamlanmıştır. Son bölümde ise literatür araştırmalarının sunduğu verilerle yapılan uygulama çalışmalarından çıkarılan sonuçlar ifade edilmiştir.
Öğe
Sigara dumanına maruz bırakılmıs sıçanlarda resveratrolün testis dokusundaki antioksidan etkisinin arastırılması
(İnönü Üniversitesi, 2006) Söylemez, Haluk
Çalışmanın amacı sigaranın erkek üreme sistemi üzerindeki olumusuz etkileriniortaya koymak ve bu olumsuz etkinin resveratrol ile ortadan kaldırılıp kaldırılmadığınıincelemek.Bunun için 32 tane erkek Wistar Albino sıçan kullanıldı. Hayvanlar 4 grubaayrılarak 6 hafta süren bir deney yapıldı. Birinci grup kontrol olarak belirlenerek, ikincigrup sadece sigara dumanına maruz bırakıldı. Üçüncü gruba sadece 10 mg/kgintraperitoneal resveratrol uygulandı. Son grup ise hem sigara dumanına maruz bırakıldı,hemde eşzamanlı 10 mg/kg intraperitoneal resveratrol uygulandı Deney sonundahayvanların tümü sakrifiye edilerek testisleri alındı. Yukarıda belirtilen etkileringösterilmesi için testis dokusunda biyokimyasal parametrelerden MDA, GSH, NOdüzeylerine bakıldı, histopatolojik olarak da dokular ışık mikroskobunda incelendi.Gruplar arasında hayvanların davranış şekillerinde ve tartı takibinde anlamlı bir farkResveratrol+sigara grubunda sadece sigara grubuna göre MDAgörülmedi.seviyelerinde düşüş gözlendi ve buda resveratrolün lipid peroksidasyonu üzerine etkisiolduğunu gösterdi. Sigara grubunda GSH seviyesinde anlamlı düşüş veresveratrol+sigara verilen gruptaki GSH seviyesindeki artış ise resveratrolünantioksidan ve serbest radikal süpürücü etkisini gösterdi. NO seviyeleri hiçbir gruptadiğerlerinden istatistiksel olarak anlamlı şekilde farklılık göstermedi. Işık mikroskopisiile yapılan histolojik incelemede kriter olarak seminifer tübüllerdeki spermatogenezi41gösteren Johnsen skoru baz alındı ve sadece sigara verilen gruptaki toplam Johnsenskoru diğer gruplardan anlamlı olarak düşük bulundu.Sonuç olarak; sigara dumanına maruz bırakılmış sıçanlarda testiste oksidatifstresin ortaya çıktığı ve resveratrolün direk veya dolaylı antioksidan etkileriyle bu hasarıönlemede etkili olduğu sonucuna varıldı.
Öğe
Behçet ve nörobehçet tanısı olan olguların faz-kontrast bos akım MR ile değerlendirilmesi
(İnönü Üniversitesi, 2014) Ünlü, Serkan
Behçet hastalığının etiyopatogenezinde vaskulit ön planda olup vasküler tutulum hem arterleri hem de venleri içermekte olup tüm boyutlardaki vasküler yapılar etkilenebilmekte ancak venöz tutulum daha ön plandadır. Bu çalışmanın amacı; BH'ını FK-MR ile değerlendirerek hastalığın BOS akım dinamiklerini nasıl değiştirdiğini ve Nörobehçet–Behçet hastalığı ayırıcı tanısına katkısı olup olmadığını araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma Turgut Özal Tıp Merkezi Dermotoloji Anabilim Dalına başvuran Behçet Hastalığı ile takipli 18 Behçet Hastası(grubI) (9erkek, 9 kadın) ve Nöroloji Anabilim Dalı'na başvuran Nörobehçet tanılı(grub II) 16 Nörobehçet Hastası (9 erkek, 7 kadın) Temmuz 2012 - Kasım 2013 tarihleri arasında başvuran ve çevremizdeki sağlıklı gönüllülerden (grub III) seçtiğimiz 15 (5 erkek, 10 kadın) kontrol grubunu kapsamaktadır. BOS akımının kantitatif olarak değerlendirilmesi faz kontrast MR anjiografi tekniği ile akuaduktus düzeyinden aksiyal planda elde olunan görüntüler üzerinden 2 radyolog tarafından yapılmıştır. Üç grup arasında akuduktustan geçen akımın pik hız (cm/sn), ortalama hız (cm/sn), ileri akım volümü (ml), geri akım volümü (ml), net ileri akım volümü (ml), debi (ml/dk) değerleri ve akuaduktus alanları karşılaştırılmıştır. Bulgular: Üç grub arasında Tek Yönlü Varyans Analizi ve LSD testleri çalışmış olup, Tek Yönlü Varyans Analizine gore aşağıdaki sonouçlar elde edilmiştir: Kontrol grubunda akuaduktus alanı 3 ± 1,18mm2, peak hız 4 ± 0,82 cm/sn, ortalama hız 0,37 ± 0,21 cm/sn, ileri akım 0,019 ± 0,079 ml, geri akım 0,012 ± 0,006 ml, net ileri akım 0,006 ± 0,003 ml ve debi 0,54 ± 0,23 ml/dk olarak bulunmuştur. Behçet Hastalarında akuaduktus alanı 4,3 ± 1,6mm2, peak hız 3.4 ± 0,9 cm/sn, ortalama hız 0,44 ± 0,21 cm/sn, ileri akım 0,023 ± 0,011 ml, geri akım 0,009 ± 0,059 ml, net ileri akım 0,013 ± 0,006 ml ve debi 1,17 ± 0,66 ml/dk olarak bulunmuştur (Tablo II). Nörobehçet Hastalarında akuaduktus alanı 4,3 ± 1,09mm2, peak hız 5.8 ± 2.3 cm/sn, ortalama hız 0,70 ± 0,38 cm/sn , ileri akım 0,041 ± 0,017 ml, geri akım 0,021 ± 0,012 ml , net ileri akım 0,019 ± 0,011 ml ve debi 1,73 ± 1,05ml/dk olarak bulunmuştur. LSD (En Küçük Anlamlı Fark Yöntemi) testine gore yapılan istatistik testine gore aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir: Akuaduktus çaplarına gore Behçet ve Nörobehçet hastaları arasında anlamlı fark yok iken Kontrol grubuna gore akuauduktus çapında anlamlı artış saptandı. Peak hız, ortalama hız, ileri akım,geri akım, net-ileri akım vedebi parametrelerindes; Behçet ve Kontrol grubu arasında anlamlı fark bulunmazken, Nörobehçet hastalarında Kontrol ve Behçet hastalarına göre artış saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamızda noninvazif bir yöntem olarak kullanılan FK-MR incelemenin, BOS parametrelerindeki değişikliklerini saptayarak BH ve NBH'ında, ayrıcı tanı ve tedavisinin yönlendirilmesinde, faydalı olduğunu gösterdik. Bunun daha geniş ve kapsamlı çalışmalarla desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz.