Bu çalışma Bilgisayarlı Tomografi (BT) eşliğinde Transtorakal iğne aspirasyonu (TTİA) ile tanı konamayan
akciğer lezyonlarında, bunun nedenlerini araştırmak ve nasıl bir yol izleneceğini belirlemek amacıyla planlandı.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2001 ile ağustos 2003 tarihleri arasında BT eşliğinde TTİA yapılan 673 hasta retrospektif
olarak değerlendirildi.
Bulgular: BT eşliğinde TTİA yapılan 94 (%14) hastada tanıya ulaşılamadı. Bunlardan 33’ünde (%35) tanı, açık akciğer
biopsisi, 11’inde (%12) bronkoskopi, 1’inde (%1) lenfadenopati biopsisi, 1’inde (%1) mediastinoskopi, 1’inde (%1)
ise ARB kültürü ile kondu. 39’unun (%41) tanısına klinik ve radyolojik izlem sonrası gidildi. Takibi yapılamadığı için
9’una (%10) tanı konulamadı. Tanıya gidilen 664’ünün 597’si (%90) malign, 67’si (%10) benign lezyondu. Tanı
konulamayan 85 akciğer lezyonlarının 49’u (%58) malign ve 36’sı (%42) benign olarak kabul edildi. 85 hastaya
uygulanan toplam 128 TTİA den elde edilen materyallerin sitolojilerine bakıldığında 86’sında (%67) nonspesifik kan
hücreleri, 27’sinde (%21) iltihap hücreler, 10’unda (%8) atipik hücreler ve 5’inde (%4) benign hücreler bulundu.
Sonuçlar: Tanı konulamayan lezyonların %58’inin malign olması nedeniyle klinik şüpheli olanlarda mutlaka tanıya
gidilmesi gerekmektedir. Bu işlem sırasında yeterli materyal alınmasının kontrolünün, tanı oranını artırabileceği,
tekrarları önleyeceği, benign ve inoperabl lezyonlara uygulanan açık akciğer biopsi sayısını düşüreceği
düşünülmektedir.
This study was planned to evaluate the causes of failure of diagnosis and to determine the route of
diagnosis in patients with pulmonary lesions undiagnosed with Computerized Tomography (CT) guided
Transthoracic Fine Needle Aspiration biopsy (TFNA).
Material and methods: We retrospectively evaluated 673 patients who underwent CT-guided TFNA biopsy between
January 2001 and August 2003.
Results: Diagnosis could not be made in 94 patients with CT guided TFNA biopsy (14%). Diagnosis could be made
in 33 (%35) with thorocotomy, in 11 (%12) with bronchoscopy, in 1(%1) with mediastinoscopy, in 1 (%1) with
biopsy of lymphyadenopathy, in 1(%1) with culture of AFB, and in 39 (%41) with clinical and radiologic follow up.
Diagnosis could not be made 9 (%10) due to lost to follow up. Of the 664 patients, the final diagnosis was
malignant in 597(%90) and benign in 67(%10). Eighty-five patients who had no diagnosis with TFNA were
diagnosed to have malignancy in 49 (58%) malignant and benign lesion in 36 (42%). Eighty-five patients underwent
128 TFNA procedures. The cytology of these procedures included nonspecific blood cells in 86 (67%), reactive cells
in 27(21%), atypical cells in 10 (8%) and benign cells in 5(4%).
Conclusion: Since the 58% of undiagnosed cases was malignant, the diagnosis has to be done in undiagnosed cases,
with clinical suspicion of malignancy. We believe that checking out the adequacy of biopsy specimens during TFNA
procedure will yield higher accuracy and will enable the clinicians to avoid unnecessary thorocotomy procedures for
benign and inoperable pulmonary lesions.