Abstract:Given the prevalence rates of obsessive compulsive disorder and the bipolar affectivedisorders in the general population, one would expect the co-occurrence of thesesyndromes to be rare. Yet, findings have revealed extremely high rates of comorbidity inobsessive compulsive disorder with both depressive disorders (50%) and bipolardisorder (10%) and shown that obsessive compulsive disorder is the most commonanxiety disorder in patients with bipolar disorder. This situation makes it difficult torecognize the changing clinical disease and prognosis while response to treatment canalso be adversely affected. Clarifying the phenomenological features of obsessivecompulsive disorder-bipolar affective disorder comorbidity has important etiological andtreatment implications. In this article, we discuss the pathophysiological importance ofthe improvement of obsessive compulsive symptoms during hypomanic episodes in abipolar disorder patient, who had comorbid obsessive-compulsive disorder.
Öz:Bipolar affektif bozukluk ve obsesif kompulsif bozukluğun genel nüfustaki yaygınlık oranları göz önüne alındığında iki sendromun birlikteliğinin nadir olması beklenebilir. Ancak çalışmalar obsesif kompulsif bozukluğun hem depresif bozuklukla (%50) hem de bipolar affektif bozuklukla (%10) birlikteliğinin yüksek oranlarda görüldüğünü ortaya koymuştur. Bipolar bozuklukta en sık görülen anksiyete bozukluğunun obsesif kompulsif bozukluk olduğu gösterilmiştir. Bu durum, hastalığın kliniğini değiştirerek tanınmasını güçleştirmekte, prognozu ve tedaviye yanıtı olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Obsesif kompulsif bozukluk ve bipolar affektif bozukluk birlikteliğinin fenomenolojik özelliklerinin netleştirilmesi etyolojisini aydınlatma ve tedavi yaklaşımı açısından önemlidir. Biz de bu yazıda bipolar affektif bozukluk ve obsesif kompulsif bozukluk eş tanılı bir olguda hipomanik dönemlerde obsesif kompulsif belirtilerinin düzelmesinin fizyopatolojik önemini tartıştık.
