Abstract:
Ülkemizde uzun yıllar kadına yönelik şiddetin aile içi mesele olduğu ve sadece
eşleri ilgilendirdiği düşüncesi etkili olmuştur. Bu yaklaşım 1980’li yıllarda kadın
hareketlerinin etkisiyle tartışılmaya, aile içi şiddetin suç olduğu düşüncesi kamuoyunda yer
bulmaya başlamıştır. Özel alan olarak görülen bu konuların toplumda tartışılmaya
başlamasının sonucu olarak, Türk hukukunda ilk kez kadına ilişkin şiddetin önlenmesi
amacıyla 17 Ocak 1998 tarihinde 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun yürürlüğe
girmiştir1
. Ancak bir süre sonra 4320 sayılı Kanun yetersiz kalmış ve yeni bir Kanun
ihtiyacı doğmuştur. Böylelikle 8 Mart 2012 tarihinde 6284 sayılı Ailenin Korunması ve
Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun2
, 18 Ocak 2013 tarihinde ise Ailenin
Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama
Yönetmeliği3
kabul edilmiştir.
Bu makalenin amacı, 6284 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik hükümleri
çerçevesinde getirilen bazı önemli yenilikleri ele almak, Kanundaki eksikliklerle,
uygulamada görülen sorunlara dikkat çekmektir.