Özet:
Kamu düzeninin korunabilmesi için kişilerin idare ile olan ilişkilerinde, kamu
düzenini bozan davranışların yaptırıma bağlanması gerekir. Bu alanın genel çerçevesi,
idari yaptırım hukuku ile belirlenmiştir. Çeşitli kanunlarda yer alan idari yaptırımlar
arasında bir sistem birliğinin ve idari nitelikteki yaptırımlarla ilgili olarak genel bir
kanunun sistemde bulunmaması, hukuk güvenliği ve öngörülebilirlik açısından önemli bir
eksiklik olarak belirecektir. Ayrıca idarenin gün geçtikçe faaliyet alanının büyümesi, idari
yaptırım alanının genişlemesine de yol açmaktadır. Özellikle devletin yürütme
fonksiyonunun icrası sırasında idarenin bir yargı kararına dayanmaksızın doğrudan
yaptırım uygulayabilmesi idari yaptırımlar alanında hakim olan genel ilkelerin ortaya
konulmasını da zorunlu kılmıştır. Kabahatleri suç olmaktan çıkarma eğilimi çerçevesinde
5326 sayılı Kabahatler Kanununun yürürlüğe girmesi ile birlikte idari yaptırımlara ilişkin
genel kurallar ilk defa bir kanunla düzenlenmiştir. Buna ilaveten 5326 sayılı Kabahatler
Kanunuyla idari yaptırımların türleri ve kanun yollarının esasları belirlenmiştir. Bu
açıklamalar çerçevesinde yapılan çalışma ile kabahat ve yaptırım kavramlarının izah
edilmiş ve Kabahatler Kanununun genel kanun olma niteliği açıklanarak kanunun
eksikliklerine yönelik hususlar Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde ele alınarak
tartışılmıştır.