DSpace@İnönü

Sınıf öğretmenlerinin özel öğrenme güçlüğü alanına ilişkin yeterlik düzeylerinin belirlenmesi ve diskalkuliye ilişkin görüşlerinin incelenmesi

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Ülger, Muzaffer
dc.date.accessioned 2024-03-14T06:03:38Z
dc.date.available 2024-03-14T06:03:38Z
dc.date.issued 2023
dc.identifier.citation Ülger, M. (2023). Sınıf öğretmenlerinin özel öğrenme güçlüğü alanına ilişkin yeterlik düzeylerinin belirlenmesi ve diskalkuliye ilişkin görüşlerinin incelenmesi. Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi. İnönü Üniversitesi, Malatya. en_US
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/11616/88209
dc.description İnönü Üniversitesi / Eğitim Bilimleri Enstitüsü / Temel Eğitim Ana Bilim Dalı / Sınıf Eğitimi Bilim Dalı en_US
dc.description.abstract Bu çalışma ile sınıf öğretmenlerinin özel öğrenme güçlüğü alanına ilişkin yeterlilik düzeylerinin ve özel öğrenme güçlüğü türlerinden biri olan Diskalkuliye ilişkin görüşlerinin incelenmesi ardından elde edilen sonuçların ve çıkarımların sunulması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada karma araştırma yöntemlerinden açıklayıcı desen kullanılmıştır. Araştırma kapsamında nicel verilerin toplanması için öğretmenlerin özel öğrenme güçlüğü alanına ilişkin yeterlilik algılarının belirlenmesinde Deniz ve Sarı (2021) tarafından geliştirilen Özel Öğrenme Güçlüğü Alanı Öğretmen Yeterlik Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmaya katılan 301 öğretmenin verisi kullanılarak elde edilen ölçümlerin geçerliği ve güvenirliği değerlendirilmiştir. Özel Öğrenme Güçlüğü Alanı Öğretmen Yeterlik Ölçeği'nin Cronbach Alfa iç tutarlılık güvenirlik katsayıları incelendiğinde, ÖÖG Bilgi Yeterliği, ÖÖG Öğretim Bilgisi Yeterliği ve ÖÖG Mesleki Bilgi Yeterliliği faktörleri için sırasıyla 0.984, 0.982, 0.979 değerleri elde edilmiştir. Hesaplanan güvenirlik katsayıları ölçme aracından elde edilen ölçümlerin güvenirliğinin yüksek (>0.90) olduğunu göstermektedir. Araştırma sonuçları sınıf öğretmenlerin ÖÖG yeterlilik düzeylerinin cinsiyet, mezuniyet durumu, okuttukları sınıf düzeyi, yaşadıkları yerleşim yerine, ÖÖG' ye sahip yakını olma durumlarına göre değişmediğini göstermektedir. Farklı kıdem grupları arasında özellikle 1-5 yıl kıdeme sahip olanların ÖÖG yeterlikleri 10-15 yıl kıdemi olan öğretmenlere göre daha fazladır. ÖÖG eğitimi alma açısından istatistiksel olarak, Öğretim bilgisi yeterliliği açısından bakıldığında, ÖÖG eğitimi alan öğretmenlerin yeterlilikleri, eğitim almayanlara göre anlamlı derecede daha yüksektir. Meslek bilgisi yeterliliği bakımından, ÖÖG eğitimi alan öğretmenlerin öz-yeterlilik puanları, eğitim almayanlara göre anlamlı bir fark göstermemiştir. Bu sonuçlar, öğretmenlerin ÖÖG yeterliliklerinin, ÖÖG eğitimi alma durumlarına göre değiştiğini, özellikle bilgi ve öğretim bilgisi yeterliliği alanlarında, eğitim almanın yeterlilik düzeyini artırdığını göstermektedir. ÖÖG deneyimi olan öğretmenlerin bilgi yeterlilikleri deneyimi olmayanlara kıyasla anlamlı bir şekilde daha yüksek bulunmuştur. Öğretim bilgisi yeterliliği açısından bakıldığında, ÖÖG deneyimi olan ve olmayan öğretmenler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Meslek bilgisi yeterliliği noktasında ise, ÖÖG deneyimi olan öğretmenlerin yeterlilik puanları, deneyimi olmayanlara göre anlamlı olmasa da daha yüksektir. Bu sonuçlar, ÖÖG deneyiminin öğretmenlerin yeterliliklerini belirli bir ölçüde etkileyebileceğini göstermektedir. Araştırmanın kapsamında nitel verilerin toplanması için öğretmenlerin diskalkuliye ilişkin görüşlerinin incelenmesi amacıyla Malatya iline bağlı 6 farklı devlet ilkokulunda görev yapan, mezuniyet dereceleri ve bölümleri bakımından heterojen özelliğe sahip gönüllü 16 sınıf öğretmenine araştırmacı tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış 2 demografik soru, 4 ana soru ve bu ana sorulara ilişkin 7 açıklayıcı alt sorudan oluşan görüşme formu uygulanmıştır. Görüşme formu kullanılarak yapılan pilot uygulama sonrasında yanlış anlaşılmalara sebebiyet veren sorular çıkarılmış, akışın bütünlüğünü sağlayacak şekilde soru sıralaması düzenlenmiştir. Her bir görüşme öncesinde katılımcılara araştırmacı ve araştırmanın amacı kapsamında bilgi verilerek görüşme kaydı için rıza onayları alınmıştır. Görüşme soruları yöneltilip cevapları alındıktan sonra her katılımcıya cevapları geri dönüt olarak verilmiş ve eklemek istedikleri hususlar belirlenmiştir. Ses kayıtlarının analizi yapılarak raporlaştırılması sağlanmıştır. Araştırma sonuçları sınıf öğretmenlerinin diskalkuliye ilişkin bilgi düzeylerinin yüzeysel olmakla birlikte sahip oldukları deneyimlerden yola çıkmak suretiyle benzer ifadeler kullandıklarını göstermiştir. Kullanılan ifadeler incelendiğinde cinsiyet, mezuniyet derecesi ve mezuniyet bölümü gibi faktörlerin sınıf öğretmenlerinin bilgi düzeylerini etkilemediği görülmüştür. Sınıf öğretmenlerinin bu bağlamda ortak veri paydaşının, kullanılmasını uygun gördükleri yöntemin yaparak yaşayarak olduğu yönünde olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmada nitel veriler ile desteklen nicel araştırma sonuçları neticesinde ÖÖG eğitimi almanın yeterlilik düzeyini arttırdığı sonucuna dayanarak öğretmenlere hizmetiçi eğitim verilmesi; mesleki tecrübelerini paylaşabilecekleri yerel ve ulusal düzeyde paneller yapılması önemli görülmektedir. Öğretmen eğitimlerinin yanı sıra ölçme değerlendirme ve üniversitelere yerleştirmede ÖÖG' ne sahip öğrencilerin sorumlu bulundukları konu kapsamına ve kontenjan belirlenmesine yönelik yeni düzenlemelerinin yapılmasının ÖÖG' ne sahip bireylerin duygusal oluşumlarına faydalı bir etki yapacağı öngörülmekte ve araştırmacı tarafından önerilmektedir. Anahtar Sözcükler: Sınıf öğretmeni, özel öğrenme güçlüğü, diskalkuli en_US
dc.description.abstract With this study, it is aimed to present the results and inferences obtained after examining the proficiency levels of classroom teachers in the field of special learning disability and their views on Dyscalculia, which is one of the special learning disability types. In this study, an explanatory design from mixed research methods was used. In order to collect quantitative data within the scope of the research, the Special Learning Disability Teacher Efficacy Scale developed by Deniz and Sarı (2021) was used to determine teachers' perceptions of proficiency in the field of special learning disability. The validity and reliability of the measurements obtained using the data of 301 teachers participating in the research were evaluated. When the Cronbach Alpha internal consistency reliability coefficients of the Special Learning Disability Area Teacher Efficacy Scale were examined, the values of 0.984, 0.982, and 0.979 were obtained for the SLD Knowledge Sufficiency, SLD Teaching Knowledge Sufficiency and SLD Professional Knowledge Sufficiency factors, respectively. Calculated reliability coefficients show that the reliability of the measurements obtained from the measurement tool is high (>0.90).One of the most common patterns is the "Diversification Pattern" . In this type of pattern, which can also be named as "Combined Pattern", "Simultaneous Pattern", data can be analyzed separately or reported by integrating them. In the "Embedded Pattern", the support of the research data obtained by the other method is needed to support the data obtained. Studies in the literature are that the dominant qualitative research method is interpreted and exemplifying through interviews (Şimşek & Yıldırım, 2013). The results of the research show that classroom teachers' SLD proficiency levels do not vary according to their gender, graduation status, grade level they teach, place of residence, and whether they have a relative with SLD. Among different seniority groups, especially those with 1-5 years of seniority have higher SLD competencies than teachers with 10-15 years of seniority. Statistically, in terms of receiving SLD training, and in terms of teaching knowledge adequacy, the competencies of teachers who have received SLD training are significantly higher than those who have not received SLD training. In terms of professional knowledge adequacy, the self-efficacy scores of teachers who received SLD training did not show a significant difference compared to those who did not receive training. These results show that teachers' SLD competencies vary depending on whether they receive SLD training, and that receiving training increases the level of competency, especially in the areas of knowledge and teaching knowledge proficiency. The knowledge proficiency of teachers with SLD experience was found to be significantly higher than those without experience. In terms of teaching knowledge adequacy, no statistically significant difference was found between teachers with and without SLD experience. In terms of professional knowledge sufficiency, the proficiency scores of teachers with SLD experience are higher, although not significantly, than those without experience. These results indicate that SLD experience may affect teachers' competencies to a certain extent. In order to collect qualitative data within the scope of the research, 16 volunteer classroom teachers working in 6 different public primary schools in Malatya, heterogeneous in terms of graduation degrees and departments, were asked 2 semi-structured demographic questions, 4 main questions and these main questions prepared by the researcher. An interview form consisting of 7 explanatory sub-questions was applied. After the pilot application using the interview form, questions that caused misunderstandings were removed and the order of the questions was arranged to ensure the integrity of the flow. Before each interview, participants were informed about the researcher and the purpose of the research and their consent for the interview recording was obtained. After the interview questions were asked and their answers were received, each participant was given their answers as feedback and the points they wanted to add were determined. Voice recordings were analyzed and reported. The results of the research showed that although classroom teachers' knowledge about dyscalculia was superficial, they used similar expressions based on their experiences. When the expressions used were examined, it was seen that factors such as gender, graduation degree and graduation department did not affect the knowledge levels of classroom teachers. It has been determined that the common data stakeholder of classroom teachers in this context is that the method they deem appropriate to be used is by doing and experiencing. In this study, based on the results of the quantitative research supported by qualitative data, providing in-service training to teachers based on the conclusion that receiving SLD training increases the level of proficiency; It is considered important to organize panels at local and national levels where they can share their professional experiences. In addition to teacher training, it is envisaged that new regulations regarding the scope and quota determination of the subjects for which students with SLD are responsible for assessment, evaluation and university placement will have a beneficial effect on the emotional formations of individuals with SLD, and it is recommended by the researcher. Key Words: Classroom teacher, specific learning disability, dyscalculia en_US
dc.language.iso tur en_US
dc.publisher İnönü Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü en_US
dc.rights info:eu-repo/semantics/openAccess en_US
dc.subject Sınıf öğretmeni en_US
dc.subject özel öğrenme güçlüğü en_US
dc.title Sınıf öğretmenlerinin özel öğrenme güçlüğü alanına ilişkin yeterlik düzeylerinin belirlenmesi ve diskalkuliye ilişkin görüşlerinin incelenmesi en_US
dc.title.alternative Determination of classroom teachers' levels of competence in the field of special learning disability and examination of their opinions on dyscalculia en_US
dc.type masterThesis en_US
dc.contributor.department İnönü Üniversitesi en_US
dc.identifier.endpage 113 en_US


Bu öğenin dosyaları:

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster