Amaç: Bu çalışmanın amacı radial ve femoral arter ile ölçülen basınç farkları ve bunların rehberliğinde hedefe yönelik sıvı takiplerinin sonuçları arasındaki farkları karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Son dönem kronik karaciğer yetmezliği nedeniyle ortotopik karaciğer transplantasyonu planlanan, 18-65 yaş aralığında ardışık 36 hasta çalışmaya dahil edildi. Standart anestezi indüksiyonu sonrası sol femoral ve sol radial arterlere eşit boyutta (4F) kateter (Pulsiocath®; Pulsion Medical System, Munich, Germany) yerleştirildi. Sağ internal juguler ven ya da subklavyen vene Seldinger tekniği ile üç lümenli santral kateter (20 cm'lik 7F) yerleştirildi. Belirlenen zaman dilimlerinde SAB, DAB, OAB ölçümleri radial ve femoral eş zamanlı kaydedildi. Her ölçümde CO, SVI, volümetrik ön yük parametreleri (global end-diastolik volüm indeksi [GEDI]), sıvı yanıtı değerlendirme parametreleri (atım hacmi değişimi [SVV], nabız basıncı değişimi [PPV]), kalp debisi (KD) ve akciğer damar dışı sıvı hacim indeksi (ELWI) değerleri ölçülerek kaydedildi. Hastaların sıvı tedavisi ve gerekiyorsa vazokonstriktif ajan kullanımı, dahil olduğu arter ölçümüne göre ayarlandı. Hemodinamik hedef için ortalama arteriyel basıncın 65 mmHg üzerinde olması baz alındı. Ortalama arter basıncı 65 mmHg'nın altında olan olgularda SVV değerine göre sıvı replasmanı (SVV> 10 ise) veya vazokonstriktif ajan (SVV<10, norepinefrin:0,1 micg/kg/dk) yapıldı. Sıvı replasmanı kan kaybı durumunda kolloidle (süksinile jelatin % 4 ve albümin <2 g/dL 52 olan hastalarda %20 albümin),kan kaybı olmayan durumlarda ise kristalloid solüsyonlarla(isolyte-S ) yapıldı. Bulgular: Kreatin değerinde her iki grupta Z1'deki değerlerde Z0'a göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulundu. Operasyon boyunca sistolik arter basınçları femoral grupta anhepatik dönemde daha yüksek kaydedildi. Hedefe yönelik sıvı tedavisinde kullanılan sıvı miktarı, vazokonstriktif/inotropik ajan miktarı, yoğun bakımda kalış süreleri, ELWI değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadı. Sonuç: Karaciğer nakli cerrahisinde femoral ve radial arter monitörizasyonunu karşılaştırdığımız çalışmamızda anhepatik dönemde femoral arter grubunda sistolik arter basıncını daha yüksek bulduk ve kullanılan vazokonstriktif/inotropik ajan miktarı istatistiksel olarak anlamlı olmamasına karşın daha düşüktü. Bu durumun uç organ hasarında önemli olacağını düşünüyoruz.
Purpose: The aim of this study is to compare measured femoral and radial arterial pressure differences and the results of goal-directed of fluid management in guidance of these different pressure sites. Material and Method: Thirty-six consecutive patients, aged between 18-65 years, undergone orthotopic liver transplantation due to end stage liver disease were included in this study. After standard anesthesia induction, same size catheters (4F) (Pulsiocath®; Pulsion Medical System, Munich, Germany) was placed to left femoral and radial artery. Triple lumen catheter (20 cm, 7F) was placed to right internal jugular or subclavian vein by Seldinger technique. Systolic arterial pressure (SAP), diastolic arterial pressure (DAP) and mean arterial pressure (MAP) measured concurrent from femoral and radial artery in appointed time periods were recorded. Cardiac output (CO), stroke volume index (SVI), volumetric preload parameters (global end-diastolic volume index [GEDI] ), fluid response evaluation parameters (stroke volume variation [SVV] , pulse pressure variation [PPV] ), cardiac index (CI)) and extra vascular lung water index (EVLWI) values was recorded at each measurement. Fluid treatments and vasoconstrictor agent administration, if necessary, of patients were adjusted according to included arterial measurements. Hemodynamic goal was based on keeping mean arterial pressure over 65 mmHg. Patients with mean arterial pressure less than 65 mmHg, fluid replacement (if SVV>10) or vasoconstrictor agents (if SVV<10, norepinephrine: 0,1micg/kg/min) were administered. Fluid replacement was 54 administered with colloids (%4 succinyl gelatin and %20 albumin if patients albumin was <2g/dl) in case of blood loss and with crystalloid solutions (isolyte-S) in case of no blood loss. Results: The values of creatinine was statistically significant different in both groups in Z1 values compared to Z0 values. Systolic arterial pressures were higher in femoral group than in the radial group at anhepatic period. There was no statistically significant difference according the amount of fluid used, amount of vasoconstrictive/inotropic agent, mean of the lenght of stay in intensive care unit and ELWI values. Conclusion: In our study, we compared femoral and radial artery monitorization in liver transplantation surgery; we found systolic arterial pressure higher in femoral artery group at anhepatic period and although there was not statistically significant, amount of used vasoconstrictive/inotropic agents was lower in femoral group. We think that this is important to prevent end-organ damage.
