Özet:
Özet
Sinema, hem yerellik hem de evrensellik özelliğine sahiptir. Yerel sinemanın sınırları daha dar bir
çerçevede gerçekleşirken evrensel sinemanın sınırları küresel düzeydedir. Yani evrensel sinemanın etkisi tüm
dünya toplumlarına yönelik olarak gerçekleşmektedir. Evrenselliği içerisinde barındıran sinema, çoğu zaman
mesaj aracı olarak kullanılmaktadır. Kimi zaman egemen düşünceyi yayan sinema, kimi zamansa egemen sisteme
bir tepki, bir eleştiri şeklinde hayat bulmaktadır. Amacı ne olursa olsun sinemanın bir araç olarak kullanıldığı kabul
edilen bir gerçektir. İdeolojik söylemleri yayan sinemanın bu noktada kitleleri yönlendirici görevi aşikâr
gözükmektedir. Söz konusu yönlendirme kimi zaman sistemin devamı niteliğinde olabilirken kimi zamansa
sistemin eleştirisi şeklinde gerçekleşmektedir. Sinemanın bu rolünden dolayı birçok araştırmacı sinema üzerine
araştırma yapmaktadır.
Benjamin Franklin tarafından 18. yüzyılda ilk kez söylenen “vakit nakittir” sözü zamanın aslında para
olduğunu anlatmaktadır. Andrew Niccol, Zamana Karşı adlı filminde bu yargıyı izleyicisine başarılı bir şekilde
anlatmayı başarmıştır. Kapitalist sistemde olduğu gibi birilerinin kazanması için birilerinin çalışması
gerekmektedir. Filmde kapitalizmin ve tüketim toplumunun tüm kaynaklarına değinilmiştir. Paranın zaman olduğu
bu filmde sınıfsal farklılıklar net bir şekilde anlatılmıştır. Bu çalışmadaki amaç, Zamana Karşı filmindeki sosyal
ve sınıfsal adaletsizlikler, sınıflar arasında ortaya çıkan ideoloji, güç ve iktidar ilişkileri eleştirel söylem
çözümlemesi tekniğiyle ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmanın metodolojisinde nitel araştırma yöntemlerinden
eleştirel söylem çözümlemesi kullanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Zamana Karşı, İdeoloji, Kapitalist Sistem, Sinema, Eleştirel Söylem Analizi.