Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Çamtosun, Ahmet" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Associations Between PSA Levels and Erectile Dysfunction in the Patient with LUTS
    (2016) Çelik, Hüseyin; Çamtosun, Ahmet; Ediz, Caner; Altıntaş, Ramazan; Taşdemir, Cemal
    Abstract: Erectile dysfunction (ED) are common problem in males with lower urinary tract symptoms (LUTS).The aim of this study is to evaluate whether there is an association between PSA levels and ED or not. This study included total of 54 males aged 45-75 years old, who attended in department of urology. International Prostate Symptom Score (IPSS) was used for LUTS measurements. The International Index of Erectile Function questionnaire-5 (IIEF) was used ED measurements. We evaluate the relationship between PSA and ED or LUTS.Patients were divided into3 groups according to PSA level. Group 1: 0,1-1,3 ng/dl, group 2: 1,33,2ng/dl and group 3: 3,2-10 ng/dl. The IPSS score was 16,9 in group 1, 18,1 in group 2 and 21 in group 3. The IIEF score 16,4/14,1/13,8 respectively. The severity of ED or LUTS was associated with the PSA level. PSA showed a significant positive correlation with ED and LUTS. In group 1 patients having lowest PSA level, sexuel function was better. ED was positively correlated with LUTS.ED and LUTS were significantly and independently correlated with PSA level. PSA may be a predictor factor for ED. But, there was no significant difference between PSA level and ED. Nevertheless, multicenteric, controlled, long-term, randomized studies are needed
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Bladder ear
    (2016) Çelik, Hüseyin; Çamtosun, Ahmet; Çimen, Serhan; Taşdemir, Cemal; Uçar, Muharrem
    [Abstract Not Available]
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Böbrek travmalarına güncel yaklaşımlar
    (2016) Çelik, Hüseyin; Çamtosun, Ahmet; Ediz, Caner; Gürbüz, Şükrü; Altıntaş, Ramazan
    Öz: Üriner sistem yaralanmaları, tüm karın travma hastalarının yaklaşık %8-10'unda meydana gelir. Künt ve delici yaralanmalar ile üriner sistemde en çok böbrek yaralanır ve uygun bir şekilde tedavi edilmediği taktirde ciddi mortalite ve morbiditeye neden olabilir. Renal travma değerlendirilmesi için en önemli laboratuvar testleri idrar tahlili, hematokrit ve kreatinin. Hematüri genellikle mikroskopik veya makroskopik görülür, ancak majör ve minör yaralanmaları ayırt etmek için yeterli değildir. Renal travmalı hastaya yaklaşım hep tartışmalı olmuştur ve tedavide konservatif (izlem) ve agresif (cerrahi) tedaviler önerilmektedir. Konservatif yaklaşım ilk olarak 1900'lü yılların ilk yarısında önerildi. O zamandan buyana nefrektomi oranları, komplikasyon ve hastanede kalış süreleri giderek azaldığı bildirilmiştir. Delici yaralanmalarda ise bu yaklaşım 1980'lerden sonra ivme kazanmıştır. Son yıllarda grade 4 ve 5 travma bile olsa konservatif yaklaşım daha ön plana çıkmıştır. Bir çok çalışmada konservatif yaklaşım başarılı olarak görülmüş ve cerrahi tedavi sadece grade 5 renal travmalı uygun hastalarda uygulanmıştır. Bu yazımızda 2000 ve 2014 arasında yayınlanmış makaleler ve klavuzlar geriye dönük olarak incelendi. Biz bu çalışmada litaratürü gözden geçirerek böbrek travmasında konservatif ve cerrahi yönetim ile ilgili genel tavsiyelerde yapmayı hedefledik.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Çok ileri yaşlı hastalarda (75 yaş ve üzeri) perkütan nefrolitotomi
    (Dicle Tıp Dergisi, 2015) Çelik, Hüseyin; Ediz, Caner; Çamtosun, Ahmet; Altıntaş, Ramazan; Taşdemir, Cemal
    Yıl: 2015Cilt: 22Sayı: 1ISSN: 1300-1744Sayfa Aralığı: 76 - 77 Metin Dili: İngilizce Öz: Başlık ( ): Hayatı Tehdit Eden Ban Otu Zehirlenmesi Öz ( ):
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Comparison of prostate biopsy pathology and radical prostatectomy pathologies
    (2019) Gökçe, Hasan; Çamtosun, Ahmet
    Abstract: Objectives: The rate of prostate cancer has increased with the identification of the prostate-specific antigen; however, data on biopsy pathologies determined by transrectal ultrasonography may be incompatible with the pathology indicated in radical prostatectomy specimens. This situation puts patients in need of curative treatment at risk while in some patients they are overtreatment. The aim of this study was to compare Gleason scores in radical prostatectomy specimens with the Gleason scores determined by transrectal ultrasound-guided biopsy pathologies. Methods: The data of patients who underwent radical prostatectomy in our clinic between January 2007 and November 2018 were evaluated retrospectively. Data included preoperative biopsy values, biopsy cores, biopsy percentage, Gleason scores from transrectal ultrasound-guided pre-biopsy biopsy cores, Gleason scores after radical prostatectomy, tissue cancer rates, surgical margins, and pathological stage. The ISUP-WHO (Society of Urological Pathology: ISUP-World Health Organization) 2014 classification was used for the pathological classification. Results: A total of 159 patients were evaluated. Transrectal ultrasonography-guided biopsy pathology revealed that 82 (75.9%) patients with Gleason scores <7 had radical prostate pathology with Gleason scores of <7. Transrectal ultrasonography-guided biopsy pathology revealed a Gleason score of 7 in 10 (38.4%) patients. The Gleason score was > 7 in 24 (48.9%) of the patients who had a Gleason score> 7 based on transrectal ultrasonography-guided pathology. The radical pathology of 109 patients with biopsy pathology was ISUP 1 in 83 (76.1%) patients. The radical pathology was ISUP 3 in 5 of 16 patients with biopsy pathology ISUP 3 (31.2%). Six patients with biopsy pathology ISUP 4 and 2 patients with ISUP 5 was reported at different stages. Conclusions: Differences occur between the Gleason scores reported in transrectal ultrasonography-guided biopsy and radical prostatectomy pathologies. These differences become more evident as age increases, as PSA level increases and as prostate volume decreases.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The effect of varicocoelectomy on the relationship of oxidative stress in peripheral and internal spermatic vein with semen parameters
    (Andrology, 2016) Altıntaş, Ramazan; Ediz, C.; Çelik, H.; Çamtosun, Ahmet; Taşdemir, Cemal; Tanbek, Kevser; Tekin, Suat; Çolak, Cemil
    The aim of this prospective controlled study was to investigate the levels of reactive oxygen species (ROS), including asymmetric dimethylarginine (ADMA), oxidative stress index (OSI) and total oxidant capacity (TOC), and antioxidants with total antioxidant capacity (TAC) in peripheral and internal spermatic veins blood, the relationship of these factors with sperm parameters in the infertile varicocoele patients, and the amelioration effect of varicocoelectomy on these outcomes. Thirty-one primary infertile varicocoele patients and 31 fertile control patients evaluated for determining the levels of ADMA, TOC, OSI, superoxide dismutase (SOD), glutathione (GSH), TAC, and semen analysis. The patients’ preoperative SOD, GSH and TAC levels, which were significantly lower than the controls, significantly increased postoperatively. Although SOD and GSH were significantly higher in spermatic vein compared to median cubital vein, TAC was significantly higher in median cubital vein. ADMA, TOC and OSI were significantly higher in the patient group. TOC and OSI were significantly higher in spermatic vein compared to median cubital vein. Postoperative TOC, OSI and ADMA reduced to the control levels. Total antioxidant capacity in the peripheral circulation and oxidative stress index in the internal spermatic vein could give an idea about the possible improvement in sperm count acquired by varicocoelectomy.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Leiomyoma of the Bladder in a 23-year-old Male: Case Report
    (2016) Çamtosun, Ahmet; Çelik, Hüseyin
    Abstract: Leiomyoma is a rare mesenchymal tumor that can occur in patients of any age. In the genitourinary system the tumor arises most frequently in the uterus, but can occur in any region. The tumor is seen more frequently in women than in men, and can be symptomatic or asymptomatic. Here we present a 23-year-old man who had symptomatic leiomyoma of the bladder.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Neonatal testicular torsion suggesting diagnosis of testicular tumour in a newborn infant
    (2016) Çelik, Hüseyin; Çamtosun, Ahmet; Altıntaş, Ramazan; Taşdemir, Cemal
    İnfantlarda skrotal şişlik benign patolojilerden malignitelere kadar değişen çok geniş bir patolojik tablonun nonspesifik bir bulgusu olup testiküler torsiyon veya malignite gibi acil cerrahi gerektiren bir durumun göstergesi olabilir. Burada başka bir hastanede doğumun hemen ardından ultrasonografik olarak tespit edilen testiküler kitle ve AFP yüksekliği nedeni ile malignite şüphesi ile kliniğimize sevk edilen bir vakayı sunduk. Dört saat içerisinde bebeğe skrotal eksplorasyon yapıldı. Gecikmiş testiküler torsiyon tespit edildi ve orşiktomi yapıldı. Spesimenin histopatolojik incelenmesinde hemorajik infarkt ve doku nekrosu tespit edildi. Skrotal utrasonografi testiküler kitleyi tanımlamada her zaman kullanılabilen bir teknik olmasına rağmen torsiyon ve tümör ayrımı renkli Doppler ultrasonografi inceleme ile daha kesin olarak yapılabilir. Her iki hastalığın tedavisinde de acil skrotal eksplorasyon yapılmalıdır
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    On Yaş Altı ve Üstü Pediatrik Taş Hastalarında Perkütan Nefrolitotomi Sonuçlarının Karşılaştırılması
    (JAREM, 2016) Çelik, Hüseyin; Ediz, Caner; Çamtosun, Ahmet; Altıntaş, Ramazan; Taşdemir, Cemal
    Öz: Perkütan nefrolitotomi (PNL), tüm dünyada böbrek taşı cerrahi tedavisinde güvenle uygulanan minimal invaziv bir tedavi yöntemdir. Kliniğimizde ilk PNL ameliyatı Mart 1998 tarihinde yapıldı. PNL, alanında artan tecrübeye paralel olarak pediatrik vakalarda da güvenle uygulanmaya başlandı. Çalışmamızda, 10 yaş altı ve üstü pediatrik hastalara yapılan PNL operasyonları retrospektif olarak incelendi.Yöntemler: Çalışmaya 16 yaş ve altındaki PNL hastaları dâhil edildi. Hastalar 10 yaş ve altı ile 11-16 yaş arası olmak üzere iki gruba ayrıldı. PNL işlemi genel anestezi altında, prone pozisyonunda C kollu floroskopi eşliğinde gerçekleştirildi.Bulgular: Mart 1998-Aralık 2014 tarihleri arasında, toplam 208 pediatrik yaş grubu üriner sistem taş hastası opere edildi. Bu hastalara, biri bilateral olmak üzere toplam 210 renal ünitede PNL işlemi yapıldı. On yaş ve altı grupta 98 işlemde (%87,5) tam taşsızlık sağlanırken, 13 işlemde (%12,5) klinik olarak önemsiz rezidüel fragmanlar (CIRF) kaldı. On yaş ve üzeri gruptaki işlemlerde sırasıyla 88 (%89,79) ve 9 (%10,2) olarak bulundu. On yaş ve altı grupta 1 hastaya tubeless PNL yapıldı. Her iki gruptada 1'er vakada transfüzyon gerektiren kanama, 10 yaş ve altı grubunda 1, 11-16 yaş arası grupta 2 hastada DJ takılmasını gerektiren trakt sızdırması meydana geldi. Başka organ yaralanması olmadı. Sonuç: Minimal invaziv bir yöntem olan PNL; yüksek güvenlik, düşük komplikasyon oranları, daha kısa hastanede kalış süresi, yüksek hasta memnuniyeti sağlaması, daha yüksek taşsızlık oranları ile açık böbrek taşı cerrahisine göre avantajlı bir hale gelmiştir. Özellikle pediatrik vakalarda tecrübeli kliniklerde başarıyla uygulanabilmektedir. Bu yüzden üriner sistem taş hastalığının cerrahi tedavisinde PNL güvenli ve etkili bir yöntemdir Başlık (İngilizce): Comparison of Percutaneous Nephrolithotomy Results in Pediatric Kidney Stone Disease in Patients Under the Age of 10 Years and in Patients Over the Age of 10 Years Öz (İngilizce): Percutaneous nephrolithotomy (PNL) is a minimally invasive procedure that is safely performed for kidney stone surgery all over the world. In our clinic, PNL surgery was first performed in March 1998. In parallel with our increasing experience, PNL has been performed in pediatric cases. In our study, PNL operations performed in pediatric patients under the age of 10 years and in those over the age of 10 years were retrospectively investigated.Methods: Patients were between 0 and 16 years of age. They were divided into 2 groups according to age: 0-10 and 11-16 years. The PNL procedure was performed under general anesthesia with C-arm fluoroscopy in the prone position.Results: Between March 1998 and December 2014, a total of 208 pediatric urinary stone patients were operated on. The PNL procedure was performed in 210 renal units, 1 of which was performed bilaterally. In the <=10-year-old patient group, 98 procedures (87.5%) were stone free, while clinically insignificant residual fragments (CIRFU) were found in 13 procedures (12.5%). In the >10-year-old patient group, 88 procedures were stone free (89.79%), while clinically insignificant residual fragments were found in 9 procedures (10.2%). In the <=10-year-old patient group, tubeless PNL was performed in 1 patient. In both groups combined, bleeding requiring transfusion occurred in just 1 case. A tract leak requiring a double J stent was detected in 1 patient in the <=10-year-old patient group and in 2 patients in the other group. There was no other organ injury.Conclusion: PNL is a minimally invasive method and has become advantageous over open surgery because it offers higher security, particularly in experienced clinics, and procedures on pediatric patients can therefore be successfully performed
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Percutaneous nephrolithotomy for pediatric diseases
    (European medical journal, 2015) Çelik, Hüseyin; Çamtosun, Ahmet; Altıntaş, Ramazan; Taşdemir, Cemal; Topçu, İbrahim; Serhan, Çimen; Güneş, Ali
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Üretrada Yabancı Cisim
    (2016) Akbulut, Mehmet Levent; Altıntaş, Ramazan; Çamtosun, Ahmet; Çelik, Hüseyin; Taşdemir, Cemal
    Kadın ve erkeklerde üretraya yabancı cisim yerleştirilmesi sıklıkla altta yatan psikiyatrik veya mental bozukluk sonucu ortaya çıkan nadir bir durumdur. Erkek hastalarda üretranın uzun olmasından dolayı bu yabancı cisimler üretrada obstrüksiyona sebep olduğunda hastaneye başvurabilmektedirler. Kadınlarda üretra boyunun erkeklere göre kısa olmasından dolayı bu yabancı cisimler mesaneye ulaşabilmektedirler. Çoğunlukla erkeklerde kendi kendine üretraya yabancı cisim yerleştirme erotik uyarı amacı taşımaktayken, olgumuzda idrar akımını rahatlatmak maksadıyla yapılmıştır. Daha önceden idrar yapmada zorlanma hikayesi olan, akut gelişen idrar yapamama şikayeti nedeni ile acil servise başvurusu sonrasında yapılan değerlendirmesinde üretrasında yabancı cisim tespit edilen 62 yaşında erkek hastanın tanı ve tedavi süreçlerini sunmayı amaçlıyoruz.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim