Yazar "Çetinkaya, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe HADİS EDEBİYATINDA MEZHEPLERE YAKLAŞIM FARKLILIKLAR(2021) Çetinkaya, Mehmet; Kubat, MehmetHadisler Hz. Peygamber’e atfedilen söz, fiil ve takrirlerdir. Mezhep ise terim olarak dini anlama ve yorumlamada kendine has yaklaşıma sahip düşünce bütünü ve bu yaklaşıma göre oluşan ekolleşme olarak tanımlanmıştır. Mezhepler Hz. Peygamber’in vefatından çok sonra çeşitli görüş ayrılıkları neticesinde ümmette/Müslüman toplumda ortaya çıkan gruplardır. Hz. Peygamber döneminde mezhep olmamasına rağmen mezheplerle ilgili hadisler sahih, sünen ve diğer klasik tarih ve mezhep kitaplarında rivayet edilmiştir. Bu tür hadislerin rivayet edilmesinde birçok faktör olmakla birlikte mezhep taassubu en önemli sebeplerdendir. Bu çalışmada Ehl-i sünnet, Hâricîler, Kaderiyye/ Mu‘tezile, Mürcie, Şîa, Cehmiyye’yle ilgili hadis rivayetleri Mezhepler Tarihî açısından ele alınmış, keza mezhep faktörünün mezhepleri hedef alan hadis rivayetlerine etkisi incelenmiştiÖğe Mezhebî taassubun hadis yorumuna etkisi(İnönü Üniversitesi, 2021) Çetinkaya, MehmetTaassub bir düşünce tarzı olmaktan çok bağlanma tarzıyla ilgili bir durumdur. Taassub her mezhep ve zümrede görülebilir. Hz. Peygamber'e ait olmayan sözlerin Hz. Peygamber'e isnad edilmesinin önemli sebeplerinden biri de mezhebî saik ve taassuplardır. Kaynağını dinden alan bir otoriteyi ifade etmesi sebebiyle hadis ve sünnet; idareciler, mezhepler ve çeşitli zümreler tarafından suistimal edilmeye çalışılmıştır. Bazı mezhep mensupları taassubun etkisiyle mezheplerinin görüşlerini hadislerle desteklemeye çalışmışlar ve hadis uydurmaya tevessül etmişlerdir. Bu faaliyetlerin sonuçlarından olarak bazı mezheplerin Hz. Peygamber'in diliyle kötülendiği rivayetler hadis literatüründe yerini almıştır. Mezhebî taassubun etkisiyle hadis uydurma, hadislerde tasarruflarda bulunma veya hadisi mezhebin görüşüne göre yorumlama hadis edebiyatının oluşmasında ve gelişmesinde önemli faktörlerdendir. Mezhebini takviye için hadis uydurma vakıası umumen kabul edilen bir olgudur. Hz. Peygamber'in vefatından sonra siyasî, fikrî ve içtimaî neredeyse her türlü olay, hadislerle de ifadesini bulmuştur. Böylece hadisler fikir tartışmalarının hem en nüfuzlu silahı hem de aynası olmuştur. Hadis edebiyatının ve klasiklerinin oluşumunda ve içeriğinde mezhep etkisi açıktır. II. asrın ortalarında hadis taraftarları ile Ehl-i re'y, kelâmcılar arasında gelişen ve netameli hale dönüşen ihtilaf, III. asrın başında mihne olaylarıyla en şiddetli şekliyle zirveye ulaşmış, bu durum hadis müsannefâtının ve külliyatlarının oluşmasında kuvvetli bir sebep olmuştur. Hadisle ilgili sahaların birer ilim dalı haline gelip gelişmelerinde en büyük amillerden biri de Müslümanlar arasındaki cidal ve münakaşalardır. Hadis çalışmalarında fikrî cereyanların etkisi barizdir. Ehl-i re'y'e karşı reddiye faaliyeti, fıkıhta da hadisi, alternatif olarak ortaya koyma gayreti sistematik hadis tasnifinin başlamasında önemli bir etken olmuştur. Hadis literatürüne ait kitapların ekseriyeti Ehl-i re'y, Mu‛tezile, Cehmiyye, Mürcie ve Havâric mezheplerine karşı reddiye olma özelliği taşırlar. Bu reddiyeci tavırdan dolayı başta Buhârî olmak üzere Kütüb-i sitte, sahih rivayetleri derleme çalışması olmakla birlikte aynı zamanda dönemin tartışma konularını yorumlayıp Ehl-i hadis'in görüşlerini takviye eden, diğer mezhep ve zümrelerin görüşlerini reddeden, oldukça aktüel eserler olma özelliği taşırlar.Öğe MİHNE VE MEZHEPSEL ETKİLERİ(2024) Çetinkaya, Mehmet; Kubat, Mehmetİlahi kelâmın hâdis ya da kadîm olduğu sorunu mezhepler arasında görüş ayrılıklarına neden olan temel meselelerden biridir. Bu konu etrafında alevlenen Halku’l-Kur’ân tartışmaları Hicri II. yüzyılın ortalarından itibaren baş göstermiş ve İslâm düşüncesini derinden etkilemiştir. Bu tartışmalar sonucunda meydana gelen cepheleşme ile beraber kendi fikri yapısını karşıtlık üzerinden inşa etme süreci ortaya çıkmış, konuyla ilgili hadisler uydurulmuş, reddiye kabilinden eserler kaleme alınmış ve hadis edebiyatına etkisi oldukça kapsamlı olmuştur. Selef ve Ehl-i hadis alimleri bu konuda Mu‘tezile ve Cehmiyye gibi mezheplerle şiddetli bir mücadeleye girişmiştir. Bu süreçte Ehl-i hadis’in dinden saydığı bazı hadis rivâyetlerini Mu‘tezile, Cehmiyye ve Ehl-i re'y’in reddetmesi, mezhepler arasındaki gerilimi arttırmıştır. Bu gerilim, siyasetin de müdahalesiyle ayrı bir boyut kazanmış ve bunun sonucunda meşhur Mihne hadisesi meydana gelmiştir. Halku’l-Kur’ân cepheleşmesiyle birlikte cereyan eden Mihne hadisesine benzer etki ve özellikte İslâm düşünce tarihinde ikinci bir olay yoktur. Mihne döneminde Mu‘tezile’nin benimsediği “Kur’ân mahlûktur” inancı Halife Me’mûn, Mu’tasım ve Vâsık döneminde Abbasîlerin resmi politikası olarak benimsenmiştir. Bu dönemde “Kur’ân mahlûk değildir” söyleminde ısrar edenler sorgulanmış, işkence görmüş, zindanlara atılmış ve çeşitli cezalara maruz kalmışlardır. Siyasetin de müdahil olduğu, farklı zümre ve grupların başat rol oynadığı Mihne hadisesinin dışa yansımalarında mezhepsel faktörlerin etkili olduğu görülmektedir. İslâm düşüncesinde bir evrilme veya bir kırılmanın yaşandığı Mihne ve sonrası dönem zümresel etkinin yoğun olarak yaşandığı bir dönemdir. İslâm düşüncesini siyasi, sosyal, epistemolojik, ilmi ve mezhepsel anlamda etkilemiştir. Bu makalede Halku’l-Kur’ân tartışmalarının ve Mihne olayının muhtemel sebeplerinin neler olduğu ele alınmış, Mihne hadisesi ve Halku'l-Kur’ân tartışmalarında mezhep faktörünün etkileri araştırılmış ve bu etkilerin görüldüğü Mihne sonrası dönem mercek altına alınmıştır.