Yazar "Çiftçi, Rukiye" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diyabet ve hipertansiyonu olan hastalarda willis poligonunu oluşturan damarların morfometrik özelliklerinin incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2021) Çiftçi, RukiyeAmaç: Diyabet (DM) ve hipertansiyon (HT) ve gibi sistemik hastalıklar Willis Poligonu (WP)'ndaki damarları olumsuz etkileyebilir ve klinikte inme gibi önemli hastalıklara sebep olabilir. Bu çalışmada DM'li ve HT hastalarında WP'yi oluşturan damarların morfometrik özelliklerinin incelenmesi ve sağlıklı bireylerin WP'yi oluşturan damar ölçümleriyle karşılaştırılması amaçlandı. Materyal ve metot: Çalışmamıza 168 (65 kadın, 103 erkek) bireyin Bilgisayarlı Tomografik Anjiografi (BTA) görüntüsü retrospektif olarak ölçüldü. Çalışmaya dahil edilen bireyler tanıya göre dört gruba ayrıldı. Grup 1 (41 kişi) HT tanısı alanlar, Grup 2 (44 kişi) DM tanısı alanlar, Grup 3 (43 kişi) DM ve HT tanısı alanlar ve Grup 4 (44 kişi) kontrol grubu bireylerden oluşmaktaydı. WP'yi oluşturan damarların çap ve uzunluk ve varyasyonları dahil edildi. Bulgular: Çalışmamızda kadınların yaş ortalaması 57 ± 1.1 yaş, erkeklerin yaş ortalaması 59 ± 0.7 yaş olarak belirlendi. Bireylerin % 86'sında yetişkin, %14' ünde ise fetal konfigürasyon vardı. Fetal konfigürasyon (% 27) ile en çok Grup 2'de görüldü. En sık görülen varyasyon %36 ile aplazi olarak belirlendi. Aplazi görülme yüzdesinin en sık görüldüğü damar a. communicans posterior (AComP) idi. WP'na ait damarlardan sağ a. cerebri anterior (ACA) A1 segmentinin çapı, sağ a. cerebri posterior (ACP) P1 ve P2 segmentlerinin çapları hem erkeklerde hem kadınlarda tüm gruplarda farklılık göstermiştir. Sonuç: Çalışmamızda en fazla görülen varyasyon olarak AComP aplazisi olduğunu tespit ettik. Ayrıca yaptığımız Post Hoc tablosuna göre tüm gruplarda damar çap ve uzunluk ölçümlerinde en büyük farkın DM ile kontrol grubu arasında olduğunu belirledik. Anahtar Kelimeler: Bilgisayarlı Tomografik Anjiografi, willis poligonu, aplazi, hipertansiyon, diyabetÖğe Fiziksel Engelli Çocuklarda Beslenme Durumu ile Somatotip Profilleri Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi(2021) Çiftçi, Rukiye; Kızılay, Fatma; Toy, Şeyma; Şenol, Deniz; Akyol, Betül; Ersoy, Yüksel; Özbağ, DavutFiziksel engelli çocuklarda beslenme durumu somatotip karaktertipini etkileyebilir. Bu çocuklarda beslenme durumunun olumsuzetkilenmesi aşırı zayıflığa veya aşırı kilo alımına, özelliklekilonun vücudun santral bölgesinde toplanmasına nedenolabilecek bir etkendir. Fiziksel engelli çocuklarda beslenmeninobezite ile ilişkisi bilinmekle birlikte, somatotip üzerine etkisiniaraştıran sınırlı çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmada fizikselengelli çocuklarda beslenme durumunun somatotip karakterleriüzerine etkisinin belirlenmesi amaçlandı. Çalışmaya 84 fizikselengelli çocuk katıldı. Çocuklar fonksiyonel engel seviyeleri KabaMotor Fonksiyon Sınıflama Sistemi (KMFSS) ile değerlendirildi.Çocukların yaş, boy, vücut ağırlığı, vücut kitle indeksi (VKİ)değişkenleri belirlendi. Somatotip karakter analizi Heath-Cartermetodu ile beslenme durumu ise Çocuk Beslenme Anketi (ÇBA)ile değerlendirildi. Çocuklarda ‘mezomorfik endomorf’, ‘endomezomorf’, ‘dengeli ektomorf’ ile ‘mezomorfi ve endomorfi’olmak üzere 4 somatotip karakteri belirlendi. Yapılan istatistikselanaliz sonucunda fiziksel engelli çocukların somatotipkarakterleri ile beslenme durumları arasında ilişki olmadığıbelirlendi (p>0.05). Fiziksel engelli çocuklarda somatotipkarakterleri ile beslenme durumları arasında ilişki bulunmadı. Budurum fiziksel engelli çocuklarda somatotip karakteri belirleyendiğer etkenlerin araştırılması yönünden dikkate alınmalıdır.Öğe Kronik rotator manşet sendromlu hastalarda rutin fizyoterapi yöntemlerine ilaveten kinesio- taping bantlama yönteminin üst ekstremite fonksiyonu, yaşam kalitesi ve emosyonel duruma etkisinin değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi, 2017) Çiftçi, RukiyeGiriş ve Amaç: Omuz eklemi üst ekstremitenin fonksiyonel kapasitesi için önem arzetmektedir. Bu eklemdeki işlevselliğin büyük bir bölümü rotator manşet kasları tarafından oluşturulmaktadır. Rotator manşet yaralanmaları omuz kaynaklı ağrı ve sakatlıkların başlıca sebebidir. Bu çalışmada; Kronik rotator manşet sendromlu hastalarda, rutin fizyoterapi yöntemlerine ilaveten kinesio-taping bantlama tedavisinin üst ekstremite fonksiyonu, yaşam kalitesi ve emosyonel duruma etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız, rotator manşet sendromlu 92 hasta (64 bayan-28 erkek) üzerinde yapıldı. Hastalar iki gruba ayrıldı. İlk gruba üç hafta boyunca haftada beş gün olarak rutin fizyoterapi teknikleri (Tens, US, Hotpack); İkinci gruba 3 hafta haftada beş gün rutin fizyoterapi teknikleri ve ilaveten haftada iki kez kinesio bantlama yöntemi uygulanmıştır. Her bir hasta tedavi öncesi ve tedavi sonrası DASH skalası, SF-36 skalası, VAS skoru ve BECK depresyon envanteri ile değerlendirildi. Her grubun hem kendi içerisinde hem de diğer grupla tedavi etkinliği karşılaştırıldı. Bulgular:Her iki grupta da tedavi öncesi ve tedavi sonrası DASH skalası, VAS skalası istatistiksel olarak anlamlı şekilde azalmıştır. SF-36 skalası ise istatistiksel olarak anlamlı şekilde artmıştır. BECK depresyon envarterinde ise her iki grupta anlamlı bir sonuç bulunamamıştır. Sonuç: Kinesio taping tedavisi üst ekstremite fonksiyonunun geliştirmesi, hastaların yaşam kalitesini arttırması ve ağrıyı azaltması gibi nedenlerle klinikte kullanılan etkili bir tedavi yöntemi olarak bulunmuştur.