Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Çomruk, Emine Burcu" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Post-Covid hastalarda ağrılarda nöropatik ağrı sıklığı
    (İnönü Üniversitesi, 2022) Çomruk, Emine Burcu; Büyükavcı, Raikan
    Amaç: Nöropatik ağrı, periferik veya santral sinir sisteminin bir kısmının zedelenmesi, fonksiyonunun bozulması veya uyarılabilirliğinin değişmesi ile ilgili bir ağrıdır. COVID-19 enfeksiyonu ise merkezi ve periferik sinir sistemi de dahil olmak üzere çeşitli organları etkileyebilen yaygın bir patolojidir. COVID-19 hastalığı geçirenlerde uzun dönemde ağrı ve özellikle nöropatik ağrının sıklığını araştıran çalışmalar henüz yapılmamıştır. Biz bu çalışmada COVID-19 geçirmiş hastalarda post-Covid dönemde devam eden ağrılarda nöropatik ağrı sıklığını belirlemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 18-90 yaş aralığında COVID-19 hastalığı geçiren (pozitif PCR test sonucu olan) hastalar dahil edildi. Çalışma prospektif gözlemsel bir çalışma olarak planlandı. Çalışmaya dahil edilen hastaların demografik verileri kaydedildi. Geçirdiği COVID-19 hastalık şiddeti (semptomların varlığı ve süresi, tedavi şekli ve süresi, hastane veya yoğun bakım yatışı olup olmadığı vs.) hastanın kendisine sorularak kaydedildi. Aktif hastalık döneminde var olan kan ve radyolojik tetkikleri sağlık kayıt sistemlerinden alındı. Hastaların COVID-19 hastalığının aktif döneminde, son 1 ay içinde ve son 1 haftadaki ağrısı VAS skoru ile sorgulandı. Hastaların kas iskelet sistemi ağrılarını sorgulamak amacıyla "Genişletilmiş Nordic Kas İskelet Sistemi Anketi (GNKİSA)" kullanıldı. Ayrıca ağrıların nöropatik komponentini araştırmak amacıyla LANSS(Leeds assessment of neuropathic symptoms and signs) nöropatik ağrı anketi ve Pain-DETECT(PDQ) nöropatik ağrı anketi kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya 119'u (%56,9) kadın ve 90'ı (%43,1) erkek olmak üzere toplam 209 katılımcı dâhil edilmiştir. Katılımcıların yaş ortalaması 37,5±12,0 (min=19-maks=74) yıl, COVID-19 sonrası geçen süreleri ortalaması ise 5,76±2,95 (min=0,5-maks=12) ay olarak bulunmuştur. Hastaların 199'unda (%95,2) COVID-19 semptomları bulunmaktadır. Sadece 10 hasta (%4,8) asemptomatik olarak COVID-19 PCR pozitif saptanan hastalardır. En çok görülen COVID-19 semptomları ağrı (%77), halsizlik (%68,4) ve miyalji (%67,5) dir. Bunları sırasıyla baş ağrısı (%59,3), artralji (%56,0), koku-tat kaybı (%50,7), ateş (%38,3), öksürük (%36,4), nefes darlığı (%22), göğüs ağrısı (%17,2), ishal (%15,3), bulantı (%11,5), kusma (%7,2), cilt sorunları (%6,2), tromboemboli (%1,9), depresyon (%1,4) izlemektedir. LANSS skoruna göre hastaların 6'sında (%2,9) nöropatik ağrı var iken PDQ skoruna göre 12'sinde (%5,7) nöropatik ağrı vardır. COVID-19 sonrası nöropatik ağrı varlığı ile sosyodemografik özellikler, ek hastalık varlığı, tedavi alma durumu, tedavi şekli, labaratuvar parametreleri, akciğer grafi ve tomografisinde enfeksiyonla ilgili tutulum olup olmadığı açısından anlamlı farklılık görülmemiştir (p>0.05). İlave nörolojik bulguları olan (baş ağrısı, tromboemboli, koku tat kaybı ve depresyon) hastalar ile olmayanlar arasında PDQ ve LANSS skalasına göre nöropatik ağrı varlığı açısından anlamlı farklılık görülmemiştir (p>0.05). Çalışmamızda Genişletilmiş Nordic Kas İskelet sistemi anket verilerinin dağılımına bakıldığında, en çok ağrı yaşanan bölgelerin sırt (%20,1), bel (%15,3) ve diz (%11,5) bölgesi olduğu görülmektedir. PDQ'e göre nöropatik ağrısı olanların boyun (p=0,012), sırt (p=0,017), dirsek (p=0,017), el/el bileği (p=0,002), bel (p<0,001), diz (p=0,001) ve ayak/ayak bileği (p=0,002) bölgesinde sorun olma oranı anlamlı şekilde fazla bulunmuştur. LANSS'a göre ise nöropatik ağrısı olanların bel (p<0,001) ve diz (p=0,021) bölgesinde sorun olma oranı anlamlı şekilde fazla bulunmuştur. Sonuç: Çalışmamızda COVID-19 enfeksiyonu sonrası kas iskelet sistemi ağrılarının en sık sırt, bel ve dizde devam ettiğini, ayrıca değerlendirme parametrelerine bağlı olarak değişmekle birlikte post-COVID nöropatik ağrı sıklığının %2,9-5,7 arasında olduğunu saptadık. Post-COVID dönemde en sık semptomlar; yorgunluk ve kas ağrısı olarak tanımlanırken nöropatik ağrı sıklığı da azımsanamaz düzeydedir. COVID-19 ile ilişkili bilinen nörolojik semptomlarla birlikte post-COVID dönemde nöropatik ağrının etiyolojisini ve sıklığını araştıran çalışmalar faydalı olacaktır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The spiritual well-being of patients with ankylosing spondylitis and rheumatoid arthritis
    (2022) Büyükavcı, Raikan; Çomruk, Emine Burcu; Aktürk, Semra; Ersoy, Yüksel
    The aim of this study was to determine the spiritual well-being of patients with ankylosing spondylitis (AS) and rheumatoid arthritis (RA), as well as its relationship with disease activity. The study included a total of 91 patients (43 patients with AS and 48 patients with RA). The patients' demographic data, disease duration, and comorbidities were questioned. Disease activity was evaluated by Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activity Index (BASDAI) for AS and by Diseases Activity Score-28 (DAS-28) for RA. The levels of spiritual well-being were evaluated with the Functional Assessment of Chronic Illness Therapy-Spiritual Well-Being (FACIT-Sp-12). The spiritual well-being scores of both patient groups were moderately high. However, RA patients had significantly lower FACIT-Sp-12 meaning and peace sub scores and total scores than AS patients (p=0.04; 0.01; 0.04, respectively). AS patients, on the other hand, had lower faith sub scores than RA patients (p=0.01). The mean DAS-28 was 2.83±0.16 for RA, and the mean BASDAI score was 2.73±0.23 for AS. There was no correlation between FACIT-Sp-12 scores and disease activity levels in both patient groups (p>0.05). We found moderate levels of spiritual well-being in the most common rheumatic diseases such as AS and RA. Although this study demonstrated no relationship between spiritual well-being and disease activity, we believe that as with the quality of life, the spiritual well-being level of patients is a psychosocial variable that should be prioritized in the treatment of chronic rheumatic diseases

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim