Yazar "Öğreten, Ayşe Tuba" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Abutment boyutu ile altyapı ve üstyapı kalınlıklarının posterior implant üstü zirkonyum kronların fraktür dayanımı üzerine etkisinin incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2015) Öğreten, Ayşe TubaCAD/CAM zirkonyum restorasyonlar, günümüzün en ileri dental materyallerinden biridir. Zirkonyum restorasyonlarda en sık karşılaşılan teknik başarısızlık üstyapı porseleninin kırılması veya çatlamasıdır. Bu çalışmanın amacı, posterior tek implant üstü simante kronlarda, farklı dayanak boyutlarında, değişen zirkonyum altyapı ve porselen üstyapı kalınlığının kırılma dayanımı üzerine etkisinin araştırılmasıdır. Bu çalışmada kısa ve uzun iki standart dayanak (Boy: 4 mm, Genişlik: 6.5 m; Boy: 5.5 mm; Genişlik: 6.5 mm, Diş eti yükseklikleri sabit: 1 mm) (ITI Straumann, Bone-level, İsviçre) ve bir anatomik (Boy: 6 mm, Genişlik: 6.5 mm, Diş eti yüksekliği: 1 mm) dayanak kullanıldı. Belirli bir dikey boyutta, farklı altyapı/üstyapı kalınlığına sahip zirkonyum altyapılı veneer restorasyonlar hazırlandı. Kontrol grubu olarak 0.5 mm kalınlığında metal ve zirkonyum altyapılar hazırlandı ve üzerine 1.5 mm kalınlığında veneer porseleni işlendi. Toplamda 96 adet veneer kron (n=8) hazırlandı. Hazırlanan veneer kronlar geçici siman (TempBond, Kerr, USA) ile simante edildi ve universal test cihazında kırılma dayanımı testine tabii tutuldu. Kırılma tipi ve şekli, optik ve SEM mikroskobu ile incelendi. Verilerin analizi Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U testi kullanılarak yapıldı. Kısa dayanak üzerine hazırlanan alt/üstyapının kalınlığının eşit dağılım gösterdiği numunelerin (3592,64 ± 722,61 N) en yüksek kırılma dayanımı değerine sahip olduğu görüldü. Kırılma direnci açısından en düşük değer ise (418,67 ± 89,79 N) anatomik dayanak üzerine hazırlanan 0,5 mm kalınlığında metal altyapılı numunelerden elde edildi. Altyapı kalınlığının 0.5 mm'den fazla olduğu zirkonyum altyapılı restorasyonlarda kırılma dayanımını belirgin bir şekilde arttığı belirlendi.Öğe İleri derecede aşınmış dişlerde vertikal boyutun ve estetiğin sağlanması(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2014) Öğreten, Ayşe Tuba; Malkoç, Meral Arslan; Şimşek, NeslihanGiriş: Diş aşınması bireylerde sıklıkla görülen ve pek çok etiyolojik nedene bağlı olarak gelişebilen bir durumdur. Genellikle hastalarda, diş aşınmasının yaygınlığına ve miktarına bağlı olarak oklüzal dikey boyutun kaybı da görülebilmektedir. Olgu raporu: 47 yaşındaki erkek hasta İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi kliniğine çiğneme fonksiyonu yetersizliği ve ön dişlerindeki ileri derecede aşınma şikayetiyle başvurmuştur. Klinik muayenede dişlerde aşırı derecede aşınma ve dikey boyut kaybı tespit edilmiştir. İlk olarak, üst ön bölgede yeterli kuron boyu sağlamak için periodontal cerrahi ile alveoler kemik rezeksiyonu uygulanarak gingivektomi yapıldı. Daha sonra hastaya vertikal dikey boyutu yükseltmek için oklüzal splint kullandırıldı. Dişler 6° chamfer tarzı basamak ile prepare edildi. Tüm dişler zirkonyum alt yapılı porselen ile restore edildi. Restorasyonlar rezin simanla simante edildi. Sonuç: Yapılan periyodik kontrollerde hastanın protezinden memnun olduğu ve bu protezle yeniden düzenlenen dikey boyutun yüz ve yumuşak doku profilinde olumlu değişiklikler oluşturduğu izlendi.Öğe Travmayla kaybedilen üst kesici dişin fiberle güçlendirilmiş adeziv köprü ile restorasyonu: vaka raporu(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2014) Malkoç, Meral Arslan; Öğreten, Ayşe Tuba; Şiriner, HilalÖzellikle gelişim döneminde karşılaşılan travma olguları hasta ve hekim için estetik ve fonksiyonel açıdan zor bir durumdur. Hastaların yaşı göz önüne alındığında, restorasyon minimal düzeyde invaziv bir yaklaşım ile uygulanmalıdır. Travma sonucu sağ üst santral dişini kaybeden 15 yaşındaki erkek hastaya yapılan detaylı intraoral ve ekstra oral muayene sonucunda kaybedilen dişe uygun bir yer oluşturmak amacıyla sabit ortodontik tedavi uygulanmasına karar verildi. Yeterli yer sağlandıktan sonra hasta juvenil (puberte) dönemde olduğu için dişler prepare edilmeden fiber ile güçlendirilmiş adeziv köprü ile restore edildi. Minimal düzeyde invaziv bir yaklaşım ile uygulanan fiberle güçlendirilmiş adeziv köprü uygulamaları destek dişleri korumakta ve gelişim dönemindeki hastalar için estetik, fonksiyonel ve fizyolojik bir rehabilitasyonun uygulanabilmesine olanak vermektedir