Yazar "Özcan, Ayşe" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Tavşan inferior alveolar sinir yaralanmalarında lazer ve trombositten zengin fibrinin (Tzf) etkinliğinin araştırılması(2016) Yolcu, Ümit; Kırtay, Mustafa; Gül, Mehmet; Özcan, Ayşe; Özüpek, Muhammed Fatih; Özcan, Abdulcemal[Abstract Not Available]Öğe Türkiye Cumhuriyeti hükümet programlarının sosyal devlet ilkesi açısından konut, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik konuları üzerinden karşılaştırılması (23 Nisan 1920-14 Mart 2003)(İnönü Üniversitesi, 2004) Özcan, AyşeTÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMET PROGRAMLARININ SOSYAL DEVLET İLKESİ AÇISINDAN KONUT, EĞİTİM, SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK KONULARI ÜZERİNDEN KARŞILAŞTIRMASI (23 Nisan 1920-14 Mart 2003) YÜKSEK LİSANS TEZİ Ayşe ÖZCAN İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ağustos 2004 Danışman: Doç. Dr. Mihriban ŞENGÜL ÖZET VE ANAHTAR SÖZCÜKLER Bu araştırma, Atatürk dönemi ve sonrası hükümet programlarını sosyal devlet ilkesi açısından; konut, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik konulan üzerinden çözümleyerek, karşılaştırmalı olarak değerlendirmektedir. Bu değerlendirme, Türkiye Cumhuriyeti'nin dönemsel özelliklerini ortaya çıkarmakta ve Atatürk Devrimlerinin getirdiği yenilikleri programlarla ilişkilendirerek sunmaktadır. Böylece TBMM'nin açılışından günümüze kadar olan dönemde, Türk kamu yönetimi dizgesi, hükümet programlan düzeyinde incelenmekte, özellikle Atatürk'ün çağdaş yönetim ve sosyal devlet anlayışı açısından getirdiği değişimlerin 1945'ten sonra hükümet politikalarına yerleştirilmeye çalışılıp çalışılmadığı sınanmaktadır. Araştırmanın anahtar kavramları şunlardır: -Hükümet Programı -Sosyal Devlet -Atatürk Devrimleri -Kamu Politikası -Kamu YönetimiÖğe Türkiye üniversitelerinin çevre işlevleri ve kentsel gelişmeye katkıları(İnönü Üniversitesi, 2008) Özcan, AyşeBu Araştırma, Türkiye'de üniversitelerin çevre işlevleri ve kentsel gelişmeye katkıları açısından bir çözümlemeyi ve değerlendirmeyi içermektedir. Bu çözümleme ve değerlendirme şu üç ana konuya göre yapılmıştır: (1) Çevre ve Kentlilik Eğitimi, (2) Kent Ortamında Çevrenin Korunması ve Çevre Kirlenmesinin Önlenmesi ve (3) Çevre Duyarlı Örnek Kentsel Oluşumlar. Bu konulara yönelik yapılan çözümleme ve değerlendirmede ise üniversitelerin şu birimleri esas alınmıştır: (1) Araştırmanın örneklem alanını oluşturan 20 (yirmi) üniversitenin Çevre Mühendisliği Bölümleri, (2) Bu 20 üniversite içinde yer alan 6 (altı) üniversitenin Şehir ve Bölge Planlama Bölümleri, (3) Üniversitelerin ?çevre ve kentsel gelişme? ile doğrudan ilgili araştırma ve uygulama merkezleri, (4) ?Çevre ve kentsel gelişme? ile doğrudan ilgili öğrenci toplulukları. Bu birimlerle ?görüşme soru kağıdı?na dayanılarak yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bilgiler, üniversitelerin kendi web sitelerinde yayımlanan çalışma raporları ve yürütülen öteki çalışmalar araştırmanın altyapısını oluşturmuştur. Elde edilen ve işlenen veriler ve bilgilerden yola çıkılarak önce Türkiye üniversitelerinin çevre ve kentsel gelişme konularındaki varolan durumlarının ve faaliyetlerinin ayrıntılı bir dökümü yapılmıştır. Bunlara dayalı olarak şu iki öbek öneri geliştirilmiştir: (1) Varolan olanakları ve örgüt yapılarıyla Türkiye üniversiteleri çevre ve kentsel gelişme konularında neler yapabilirler? (2) Çevre ve kentsel gelişme yönelimli (veya bilinçli) bir Türkiye üniversite modeli nasıl örgütlenebilir? Anahtar Kavramlar: Üniversite, Çevre Eğitimi, Çevre Kirlenmesi, Çevre Korunması ve Kentsel Gelişme.Öğe Türkiye’de Sulak Alanların Korunmasında Planlamanın Önemi ve Yerel Katılımın Gerekliliği(Çağdaş Yerel Yönetimler, 2009) Karakılçık, Yusuf; Özcan, AyşeÖz: Sulak alanların korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için her şeyden önce bütüncül ve planlı bir yaklaşıma gereksinim vardır. Bu gereksinim, sulak alanların ve öteki su kaynaklarının korunmasında ve geliştirilmesinde ülkelerin ulusal ve yerel düzeyde planlama yapmalarını ve en geniş düzeyde katılımı sağlamalarını zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda, ilgili tüm kurum ve kuruluşların, üniversitelerin, STK’ların ve yurttaşların katılım ve işbirliğinin sağlanması büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, sulak alanların kullanımı ve yönetiminde yaşanan sorunlar ve bu alanların korunması için yapılması gerekenler irdelenmiş, sulak alanların korunmasında planlamanın önemi ve yerel katılımın gerekliliği üzerinde durulmuştur. Ayrıca Türkiye’de bütüncül ve sürdürülebilir bir sulak alan yönetimi için öneriler geliştirilmiştir. Başlık (İngilizce): The Importance of Planning and the Need for Local Involvement in the Protection of Wetlands in Turkey Öz (İngilizce): First of all, an integrated and planned approach is needed to protect the wetlands areas and make them sustainable. This need requires the planning of the countries at national and local level in the protection and development of wetlands and other water resources and'their participation in maximum level. In this context, the participation and cooperation of all concerned institutes and institutions, universities, the NGO 's, the citizens at national and local level assume great importance. In this study, the use of wetlands and the issues faced in the management of these areas, the things that should be done to protect these areas, the importance of the planning in the protection of them and the necessity of the local participation are investigated. Moreover suggestions for an integrated and sustainable wetland management in Turkey are presented.Öğe Yerellik (Subsidiarite) İlkesinin Türk Yerel Yönetim Dizgesinde Uygulanabilirliğinin İrdelenmesi(Çağdaş Yerel Yönetimler, 2005) Karakılçık, Yusuf; Özcan, AyşeÖz: 1980'lerde başlayan süreç, dünyada "küreselleşme" olarak anılmaktadır. Bu süreçte, özellikle şu iki konu tartışılmaktadır: 1) Devletin hizmet alanı (yani devletin küçültülmesi), 2) Yerleşik kavram ve kuramların anlamı. Bu iki konunun sorgulanması, devletin işleyişindeki temel sorunlara yönelik yeni "kavramların", "kuramların" ve "ilkelerin" ortaya konmasını gerekli kılmıştır. Yerelleşme, özerkleşme, bölgeselleşme, özelleştirme, sivilleşme ortaya konan bu kavramlardan bazılarıdır. Yerellik ilkesinin uygulanabilirliği üzerine belirgin iki görüş farklılığı bulunmaktadır: Birincisi, bu ilkenin federal yapılı ülkeler veya etnik yapı farklılığı bulunmayan Batılı gelişmiş ülkeler için geçerli olduğu görüşüdür. İkincisi ise, demokrasi ile yönetilen her ülkede uygulanabilir ve demokratikleşmeyi de sağlayan bir ilke olduğunu savunan görüştür. Öte yandan yerellik ilkesi, AB'nin kullandığı merkezi yetkilerin, yerel yönetimler düzeyinde paylaşımını öngörmektedir. Bu bağlamda bu ilke, merkezi yönetimin karışmacılığına karşı da bir güvence olarak değerlendirilmektedir. Ülkemiz açısından konuya yaklaştığımızda şunları söyleyebiliriz: Türkiye üniter yapılı bir ulus devlettir ve bazı etnik ye demokratik sorunları vardır. Türkiye gibi ülkelerde bu ilkenin uygulanması nasıl sonuçlar ortaya çıkaracaktır? Bu, ülkemiz açısından çok önemli bir sorudur. "Batıda uygulanan her yöntem iyidir" anlayışıyla hareket ederek, yerellik ilkesini aynen uygulamak, çözüm olmaktan çok yeni sorunların kaynağı olabilir. Bu nedenle, yerellik ilkesinin ülkemiz yönetim yapısına uygunluk derecesi üzerinde bilimsel çalışmalara dayalı daha ciddi tartışmalar yapılmalıdır. İşte bu çalışmanın temel amacı da, yerellik ilkesinin ülkemiz yerel yönetimlerinde yaşanan sorunlar için tercih edilebilir bir çözüm yolu olup olamayacağını irdelemektir. Başlık (İngilizce): Öz (İngilizce): The process of globalization has brought out two topics into the discussion: (1) The service area of the state (or reducing the service area of the state); (2) The reexamination of the traditional concepts. An inquiry about these topics necessitates new "concepts", "theories" and "principles" such as subsidiarity principle, autonomy, regionalization, privatization and strengthening civic character. There are two basic approaches about the applicability of the subsidiarity'principle: the first one argues that subsidiarity principle can be applied in countries with federal administrative systems or in developed Western countries without ethnic separation problems. According to the second approach this principle is a democratic and progressive principle and can be applied in any democratic country. Furthermore, the subsidiarity principle implies that, the authority of the European Union will be shared by local administrative units. Therefore, the subsidiarity principle will work as a tool which will limit the intervention of the central administration. If we approach the issue from the point of Turkey, we can state that: Turkey is a unitary nation-state and has certain democratic and ethnic problems. What kinds of problems will be resulted by the application of the subsidiarity principle in such a structure? The answer of this question is very important for Turkey. If we adopt the view that "methods which are good for Western countries will be good for Turkey", then the application of subsidiarity principle in Turkey may cause new problems, instead of solving the existing ones. Thus, new scientific research should be undertaken to test the appropriateness of the subsidiarity principle for the Turkish administrative system. The purpose of this article, therefore, is to analyze the principle of subsidiarity, and its appropriateness for Turkey with respect to the problems of local administrations.











