Yazar "Özdemir, Filiz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Evaluation of Anthropometric Compatibility of Office Furniture with Mobile, Desktop and Web Software Platforms and Posture Exercise Program- An Application-Based Study(2021) Özdemir, Filiz; Toy, Şeyma; Kızılay, Fatma; Arı, Ali; Özdemir, Mustafa KemalAim: Work-related musculoskeletal disorders (WMSDs) have been observed commonly in office workers with the development of technology. These problems affect the quality of life for individuals and also productivity in the workplace. The aim of this study is to design an application in which the anthropometric compatibility of office furniture is evaluated and individualized planned posture exercise training is included. Material and Method: The designed application consists of 4 modules. An application has been designed to classify the compatibility and incompatibilities in the first and second modules. The third and fourth modules are designed for personalized exercise definition and follow-up. Results: Within the scope of the application, 4 modules were combined in a single application. The modules that evaluate the anthropometric suitability of office furniture and calculate the compatibility of office furniture; it is the first and second module. The third module contains the definition of the exercise. The fourth module includes the follow-up of the exercise program. Conclusion: It is obvious that the current designed application will provide innovation to work health. Based on our hypothesis, we think that the designed application will also be effective for health protection and promotion in office workers.Öğe The evaluation of physical activity levels in Turkish dialysis patients(2018) Daşkapan, Arzu; Kurtoğlu, Fatih; Kılıç, Filiz; Karakaş, Funda; Özdemir, FilizAim: Physical inactivity is associated with the increased incidence of hospitalizations, increased risk of mortality due to heart diseases in hemodialysis patients. The aim of study was to evaluate the functional and physical activity levels of chronic renal failure patients receiving hemodialysis treatment.Material and Methods: 96 of whom were hemodialysis patients (63,22 ± 12,84 years) and 107 (51,07 ± 8,33 years) healthy people, participated to the study. The functional activity level was assessed with the Human Activity Profile. The level of physical activity was determined with the Turkish version of the International Physical Activity Questionnaire Short Form.Results: When the hemodialysis patients and the control group were compared in terms of the functional activity and physical activity level after controlled the age variable, Maximum Activity Score (MAS) and the Adjusted Activity Score (AAS) values and Turkish version of the International Physical Activity Questionnaire (IPAQ) levels of the hemodialysis group were significantly lower (p<0.05). When the activity levels of the hemodialysis group were compared by gender, the Adjusted Activity Score values of females were significantly lower (p<0.05), and the Turkish version of the International Physical Activity Questionnaire Short Form daily activity levels and Maximum Activity Score values were similar (p> 0.05).Conclusion: The functional and physical activity levels of chronic renal patients receiving hemodialysis treatment were significantly lower. We believe that the results of our study give a small idea of the possible functional limitations and physical inactivity of the dialysis patients in our country.Öğe Evaluation of work-related musculoskeletal disorders and ergonomic risk levels among instrumentalist musicians(2019) Özdemir, Filiz; Tutuş, Nisanur; Akgün, Şakir Orçun; Kılçık, Melek HavvaAbstract: Aim: The study aimed to evaluate work-related musculoskeletal disorders and ergonomic risk levels in instrumentalist musicians. Material and Methods: This is a cross - sectional study. The present study consists of 46 musicians, including 11 violinists, 11 side flutists, 13 pianists and 11 baglama players between the ages of 18 and 50 years who are play at least one of the instruments. The socio-demographic characteristics of the musicians and the data of instrument were questioned by using a descriptive questionnaire. The Quick Exposure Check method was used to analyze the ergonomic risk and Expanded Nordic Musculoskeletal System Questionnaire was used to question musculoskeletal diseases. Results: 48.2% of the participants were male and 52.8% were female. 79.3% of all participants had a daily instrument playing time more than 2 hours. Only 9.6% of the musicians had a low level of ergonomic risk. The most common musculoskeletal problems were seen on the wrist, neck and shoulders. The ergonomic risk levels of the musicians who reported pain were also high. Ergonomic risk levels were significantly higher in musicians who reported low back pain and hip-thigh pain (p <0.05). There was a significant difference between the musical instrument types and ergonomic risk levels of musicians, and it was found that the level of ergonomic risk was higher among piano and violin users (p <0.05). Conclusion: In our study, the ergonomic risk levels and the incidence of musculoskeletal disorders related to work of musicians were found to be remarkably high. For this reason, preventive rehabilitation studies should be conducted in musicians. We think that our study will shed light on intervention research in which ergonomic risk management is planned.Öğe Grafik Tablet Kullanılarak Makine Öğrenmesi Yardımı ile El Yazısından Cinsiyet Tespiti(2020) Arı, Berna; Arı, Ali; Ucuz, İlknur; Özdemir, Filiz; Şengür, AbdulkadirÖz: Günlük hayatın bir rutini olan el yazısı; ruh hali, kişilik özellikleri ve var olan bazı hastalıklar hakkında ipuçları vermektedir. Bunun yanında adli tıp, tıp ve arkeoloji gibi birçok disiplin el yazısını kendi alanlarına yönelik çalışmalarda sıkça kullanmaktadırlar. Örneğin adli tıp; bazı vakaların aydınlatılmasında el yazısından yaş aralığı ve hangi elin kullanıldığı gibi bilgilere ulaşabilmektedir. Bu çalışmada, el yazısından cinsiyet tespiti yapan bir sistem önerilmiştir. Önerilen sistem el yazısından, el yazısını karakterize edecek bir dizi öznitelik çıkarıp bu öznitelikleri makine öğrenmesi teknikleri kullanarak cinsiyete göre sınıflandırmıştır. El yazılarının kaydedildiği tabletle hem kalemin tablete temas halindeki durumunda hem de harfler ve kelimeler arası geçişte kalemin havada izlediği eğri hareketlerinden öznitelik çıkarılmıştır. Bu öznitelikler sırası ile kalem hızı, ivmesi, yazarken oluşan sarsıntı hareketleri, eğim açısı, yazıdaki kavislenmeler, kalemin havada kalma oranı, kalemin yaptığı basınç değeri ve kalemin yükseklik açısıdır. Sınıflandırıcı olarak da Karar Ağaçları (KA), Naive Bayes (NB), Destek Vektör Makineler (DVM) ve k-en Yakın Komşu (k-EYK) yaklaşımları kullanılmıştır. Deneysel çalışmalarda kullanılan veri setinde toplam 410 örnek mevcut olup, deneysel çalışmaların başarımları doğruluk kriteri ile değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre en iyi başarımın DVM ile elde edildiği ve doğruluk değerinin de %85,1 olduğu görülmüştür.Öğe Malatya il merkezinde Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniklerine başvuran kadınların pelvik taban kas kuvvetinin perinometre cihazı ile değerlendirilmesi ve cinsel disfonksiyon ile ilişkisinin incelenmesi(İnönü Üniversitesi, 2014) Özdemir, FilizMalatya il merkezinde kadın hastalıkları ve doğum polikliniklerine başvuran kadınların pelvik taban kas kuvvetinin perineometre cihazı ile değerlendirilerek, cinsel disfonksiyon ile ilişkisinin incelenmesidir. Materyal ve Metod: Bu araştırma kesitsel tipte bir araştırmadır. Örneklem seçiminde tabakalı küme örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmaya Kadın doğum ve Hastalıkları polikliniklerine başvuran 20-50 yaş arası 430 kadın dahil edilmiştir. Veriler 1 Ocak- 1 Aralık 2012 tarihleri arasında toplanmıştır. Analizlerde; ki-kare, lojistik regresyon, Pearson korelasyon analizleri kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma kapsamına girenlerin yaş ortalaması 38.5 ± 0.5 yıldır. Araştırma kapsamına giren kadınların %10.5' i okuryazar değildir. Bu araştırmada ortalama pelvik taban kas kuvveti değeri 31.4±9.6 cmH2O olarak saptandı. Araştırma kapsamına girenlerin %10'nun pelvik taban kas kuvveti değeri 12 cmH2O'nn altındadır. %30.4'ünün pelvik taban kas kuvveti değeri 12-30 cmH2O, %59.6'sının pelvik taban kas kuvveti değeri ise 30-60 cmH2O arasında saptanmıştır. Bu araştırmada normal ya da karma doğum yapmış olmanın, 40 ve üzeri yaşta olmanın pelvik taban kas kuvveti zayıflığı ile şişman olmanın, 40 ve üzeri yaşta olmanın cinsel fonksiyon bozukluğu ile ilgili primer ilişkili faktörler olduğu saptanmıştır (p<0.05). Bu araştırmada IFSF değerleri ile pelvik taban kas kuvveti değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmıştır (p<0.05). Araştırmamızda Pearson korelasyon analizine göre pelvik taban kas kuvveti ile cinsel fonksiyon bozukluğu arasında düşük pozitif doğrusal ilişkinin varlığı saptanmıştır. Sonuç: Bu araştırmada ortalama pelvik taban kas kuvveti değeri 31.4±9.6 cmH2O, ortalama IFSF değeri ise 26.5±6.9 olarak saptandı. Araştırma sonuçlarına göre pelvik taban kas kuvvet değeri normalden düşük olan bireylerde cinsel fonksiyon bozukluğuna daha sık rastlanmaktadır.Öğe Malatya il merkezinde yaşayan bireylerde boyun, sırt ve bel ağrısı prevalansları ve etkileyen faktörler(Ağrı, 2013) Özdemir, Filiz; Karaoğlu, Leyla; Özfırat, ÖzlemÖz: Amaç: Malatya il merkezinde yaşayan 18-69 yaş arası bireylerde boyun, sırt ve bel ağrısı prevalanslarını ve ilişkili faktörleri saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Bu araştırma kesitsel tipte bir araştırmadır. Otuz küme örnekleme yöntemi ile Malatya il merkezindeki sağlık ocaklarına bağlı otuz sağlık evi bölgesi sistematik örnekleme ile seçildi ve her bir kümeden 20 birey alınarak araştırmaya 600 birey alındı. Veriler 1 Haziran-1 Eylül 2006 tarihleri arasında toplandı. Analizlerde ki-kare ve lojistik regresyon analizi kullanıldı. Bulgular: Araştırma kapsamına girenlerin %56.2’si kadın, %43.8’i ise erkekti, yaş ortalaması 38.5±0.5 yıl idi. Araştırma kap- samına giren kadınların %13.6’sı, erkeklerin ise %2.3’ü ilkokul mezunu değildi. Araştırma kapsamına girenlerde hayat boyu bel, boyun ve sırt ağrısı prevalansları sırasıyla %86.3, %79.3 ve %59.5 idi. Bel, boyun ve sırt ağrısı nokta prevalansları sırasıyla %18.3, %12.0, %3.0 saptandı. Cinsiyet, yaş ve psikolojik sorunların hayat boyu ağrı prevalansları ile primer ilişkili faktörler ol- duğu; cinsiyet, psikolojik sorunlar ve beden kitle indeksinin nokta ağrı prevalansları ile primer ilişkili faktörler olduğu görüldü. Sonuç: Araştırma sonuçlarına göre kas-iskelet sistemi hastalıklarının göstergesi olan boyun, sırt ve bel ağrıları Malatya il merkezinde yaygındır. Konu ile ilgili olarak sağlık personeline hizmet içi eğitim verilmelidir. Ağrıların tanınması, önlenmesi ve bildirimi ile ilgili yöntemler geliştirilmelidir. Başlık (İngilizce): he lifetime and point prevalence of neck, upper back and low back pain of the people living in central Malatya with influencing factors Öz (İngilizce): Objectives: To determine the lifetime and point prevalence of neck, upper back and low back pain of people living in central Malatya with influencing factors. Methods: This research study is a cross-sectional interview survey. Thirty health house spots tied to the health clinics in the city center were chosen as thirty sets with the method of sampling and 600 people by taking 20 people from each set were included in the research. The data were collected between the 1st of June and the 1st of September. The association between pain prevalence and socio-demographic, health and behavior related characteristics were evaluated. Chi-square and backward stepwise logistic regression tests were used in the analyses. Results: Of the participants, 56.2% were women, 46.8% were men, and the mean age was 38.5±0.5 years. The lifetime neck, upper back and low back prevalence were 79.3%, 59.5% and 86.3%, respectively. The point prevalence of neck, upper back and low back were 12.0%, 3.0% and 18.3%, in that order. Gender, age, and psychological problems were determined to be the main predictors of life time pain prevalence. For point pain prevalences, the main predictors were gender, psychological problems and body mass index. Conclusion: Both lifetime and point pain prevalence showed that musculoskeletal disorders symptoms were common in the central Malatya region. In-service training of health personnel on the subject, assessment, notification, and preventionÖğe Rectus femoris tendinopathy: a case report(2019) Özdemir, Filiz; Kızılay, Fatma; Toy, Seyma; Ergünay Altay, ZühalAbstract: Tendinopathy may not be noticed in the differential diagnosis due to the complaint of pain spreading to the leg in the presence of nerve radiculopathy in the lumbar discopathy which is seen more frequently in the clinic shows similarity to the leg pain of musculus rectus femoris tendinopathy which is rarely seen. This situation leads to time, labor force and economic loss for both the patient and the health professionals. The case referred to the hospital with severe lower extremity pain and the complaint of incapability to walk. Despite the absence of findings in the imaging reports supporting a discopathy; conventional physiotherapy, intramuscular injection, and nerve blockage treatments were administered for the discopathy due to the clinical presentation. However, the complaints of the patient did not recover. The patient who had pain with a maneuver during exercise training was evaluated regarding tendinopathy and m.rectus femoris tendinitis was diagnosed with ultrasonography. The pain, quality of life and lower extremity functions of the patient were evaluated before and after treatment. The isolated deep transverse friction massage was applied on the tendon for the treatment. A positive change in pain, quality of life and lower extremity function scores was obtained after the five sessions of treatment.