Yazar "Özdemir, Levent" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hepatit B Virüsü (HBV) Dna Miktarları ile Serum Alanin Aminotransferaz Düzeyleri ve HBV Serolojik Göstergeleri Arasındaki İlişki(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2006) Kaya, Serpil; Yönem, Özlem; Özdemir, Levent; Sümer, ZeynepWe aimed to determine the relationship between serum HBV-DNA levels and serum alanine aminotransferase (ALT) levels in different age and sex groups. Materıal And Methods: Serum HBV-DNA levels of 90 patients with chronic HBV infection and serum alanine aminotransferase (ALT) levels were evaluated according to their age and sex retrospectively. Results: HBV-DNA levels of these patients were grouped as 1-5 pg/mL in 8.9%, 5-100 pg/mL in 45.6%, 101-2000 pg/mL in 27.8%, ³2000 pg/mL in 17.8%. ALT levels were grouped as ≤40 U/L in 26.7%, 41-60 U/L in 17.8%, 61-80 U/L in 13.3%, 81-100 U/L in 10.0%, >100U/L in 32.2% of the patients. There was a correlation between HBV-DNA and age. There were no a statistically significant difference between sex and age, serum HBV-DNA levels and serum ALT levels. Statistical significance were obtained between HBe antigenemi and age and serum HBV-DNA levels. Conclusion: Our results suggested that HBe seroconversion does not accurately determine infectivity and HBV- DNA levels may be very useful in diagnosis, therapy and follow-up periods of chronic HBV infection.Öğe Sivas ilinde gastroözofageal reflü hastalığı prevalansı(2013) Özdemir, Levent; Yönem, Naciye Özlem Saygılı; Sivri, Bülent; Yüksel, Seçkin; Nadir, Işılay; Uygun, YaseminGiriş ve Amaç: Türkiye'deki gastroözofageal reflü hastalığı epidemiyolojisi ile ilgili veriler azdır. Bu nedenle amacımız bölgemiz- deki gastroözofageal reflü hastalığı prevalansını saptamak ve aynı zamanda hem Türkiye'nin batısındaki verilerle hem de dünya- daki diğer ülkelerle kıyaslamaktır. Gereç ve Yöntem: Sivas il merkezinde yaşayan 20 yaş üstü, sosyoekonomik açıdan tabakalan- dırılmış 1345 bireye; uygunluğu önceden kanıtlanmış bir reflü anketi soruları soruldu. Anketörler Halk Sağlığı stajı yapan tıp fa- kültesi öğrencileriydi. Bulgular: Haftada en az bir kez retrosternal yanma ve/veya asit regürjitasyonu olarak tanımlanan gastro- özofageal reflü hastalığı prevalansını %19.3 olarak saptadık. Gastroözofageal reflü hastalığı ile yaş, obezite, yemekten sonra 2 sa- at içinde uzanma ve son 1 yıl içerisinde stres altında kalma arasında anlamlı bir ilişki tespit ettik ancak sigara ile bir bağlantı bu- lamadık. Rekürren faranjit, kronik öksürük, astım, diabetes mellitus, hipertansiyon ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı ile gas- troözofageal reflü hastalığı varlığı ilişkili bulunurken; koroner arter hastalığı ile gastroözofageal reflü hastalığı arasında benzer ilişki saptanamadı. Gastroözofageal reflü hastalığı saptanan vakaların %50.8'i şikayetleri nedeniyle bir hekime başvurmuştu. Gas- troözofageal reflü hastalığı saptanan vakaların en sık kullandıkları ilaç ise proton pompa inhibitörleriydi. Sonuç: Orta Anadolu Bölgesinde yer alan bir kentteki gastroözofageal reflü hastalığı prevalansı gelişmiş ülkelerin ve aynı zamanda Türkiye'nin batı böl- gesinde gerçekleştirilmiş bir epidemiyolojik çalışmanın prevalans oranlarıyla benzerdi. Gastroözofageal reflü hastalığına çevresel faktörlerin etkisinin saptanabilmesi için daha ileri çalışmalara gerek vardır.Öğe Türkiye-İsrail İlişkilerinin Amerikan Dış Politikası Eksenli Değerlendirmesi(İnönü Üniversitesi Akademik Yaklaşımlar Dergisi, 2020) Özdemir, Levent; Akbaş, Zafer1948 yılında İsrail kurulmuş ve ilk tanıyan ülkelerden biri Türkiye olmuştur. Soğuk Savaş döneminde Sovyet tehlikesine karşı Batı Blokunda yer alan Türkiye genel olarak Batı eksenli bir dış politika izlemiştir. Türkiye ve ABD ilişkileri gelişme gösterdiğinde Türkiye-İsrail ilişkileri de ivme kazanmış, ancak ABD ile ilişkiler gerildiğinde buna paralel olarak Türkiye-İsrail ilişkilerinde de bozulmalar yaşanmıştır. İnişli çıkışlı bir hal alan Türkiye-İsrail ilişkileri Amerikan dış politikasından bağımsız düşünülemez. Zira İsrail’in çıkarları ve güvenliği ABD’nin Ortadoğu politikalarının merkezine oturtulmuştur. Türkiye’nin Ortadoğu’da yürüttüğü politikalara baktığımızda ise; Araplar arasında çıkan çatışmalarda tarafsızlık, Arap-İsrail arasındaki çatışmalarda denge politikası izlendiği görülmektedir. Bu politikalar dönemsel olarak değişiklik göstermekle beraber Türk dış politikasındaki asıl değişim AK Parti’nin 2002’de iktidara gelmesi ile gerçekleşmiştir. Bu minvalde Türkiye-İsrail ilişkileri gelişme göstermiştir. Ancak İsrail’in Filistin’e uyguladığı baskı politikaları ve işgal girişimleri Türkiye ile olan ilişkileri germiş hatta kopma noktasına getirmiştir. Geçmişte olduğu gibi bu durum Türkiye-ABD ilişkilerinin de seyrini değiştirmiştir. Bu makalenin amacı, Türkiye ve ABD’nin Ortadoğu politikalarını analiz ederek İsrail ile olan ilişkilerini ortaya koymak ve Türkiye-İsrail ilişkilerini Amerikan dış politikası ekseninde değerlendirmektir.