Yazar "Özsoy, Ercan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Behçet Üveitine Bağlı Gelişen Kistoid Makula Ödemi Tedavisi İçin İntravitreal Deksametazon İmplant Enjeksiyonu Yapılan ve İmplantın Ön Kamaraya Geçtiği Hastada Risk Faktörleri ve Tedavi Yaklaşımı(2019) Öztürk, Emrah; Gündüz, Abuzer; Özsoy, Ercan; Fırat, MuratÖz: Behçet üveiti nedeni ile izlem altında olan 67 yaşındaki kadın olgunun, aktif üveite bağlıkistoid maküla ödemi olması nedeni ile sol gözüne intravitreal deksametazon implant enjeksiyonuyapıldı. Olgu enjeksiyon sonrası üçüncü haftada, acil servise sol gözde ağrı ve bulanık görme şikâyetleri ile başvurdu. Olgunun yapılan muayenesinde deksametazon implantın ön kamaraya geçtiğiizlendi. Olguya aynı gün ameliyathane şartlarında ön kamaradan deksametazon implant çıkarımıyapılmasına rağmen, izlemlerde korneal dekompansasyonun düzelmediği görüldü ve olgu korneanakli sırasına alındı. Sonuç olarak, intravitreal deksametazon implant enjeksiyonu sonrası nadirdeolsa ön kamara migrasyonu izlenebilmekle birlikte, bu komplikasyonun oluşturacağı ciddi sonuçları önleyebilmek için erken tanı ve müdahale çok önemlidir.Öğe Diabetes mellitus hastalarında korneal hacim değerlendirmesi(MN Oftalmoloji, 2011) Fırat, Penbe Gül; Özsoy, Ercan; Gündüz, GökselÖz: Amaç: Non-proliferatif diyabetik retinopatisi (NPDR) olan hastalarda merkezi ve periferal korneal hacim değişimlerini ve merkezi korneal kalınlığını (MKK) değerlendirmeyi ve karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışma kapsamına hafif NPDR olan 20 hasta (Grup 1), orta-ileri NPDR’si olan 25 hasta (Grup 2) ile yaş ve cinsiyet karşılaştırmalı 25 sağlam olgu (Grup 3) alındı. Tüm olguların santral merkezi korneal kalınlıkları (MKK) ile 3, 5 ve 7 mm’deki kornea hacimleri (KH) Pentacam ön segment analiz cihazı ile değerlendirildi. Gruplar MKK ve KH değerleri açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Grup 1, 2 ve 3 için MKK’lar sırasıyla; 534,15±29,44 ?, 534,64±29,44 ? ve 547,12±24,38 ? idi. 3 mm’deki KH değerleri gruplar için sırasıyla; 3,88±0,22, 3,88±0,19 ve 3,96±0,17 mm3 idi. 5 mm’deki KH değerleri gruplar için sırasıyla; 11,4±0,62, 11,4±0,48 ve 11,6±0,51 mm3 idi. 7 mm’deki KH değerleri gruplar için sırasıyla; 24,4±1,37, 24,5±1,02 ve 24,93±1,18 mm3 idi. Gruplar arasında MKK, 3, 5 ve 7 mm’deki KH değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p>0,05). Sonuç: NPDR evresindeki hastalar ile normal olgular arasında korneal hacim ve MKK değerleri açısından fark olmadığı görülmüştür. Başlık (İngilizce): Corneal volume evaluation in patients with diabetes mellitus Öz (İngilizce): Aim: To evaluate and to compare the central and peripheral corneal volume (CV) and central corneal thickness (CCT) in patients with non-proliferative diabetic retinopathy (NPDR). Material and Method: 20 patients with mild NPDR (Group 1), 25 patients with moderatesevere NPDR (Group 2), and sex and age matched 25 subjects without Diabetes Mellitus (Group 3) were enrolled in this study. CCT and CV of 3, 5 and 7 mm were measured using Pentacam anterior segment imaging (Pentacam, Oculus, Inc.). Groups were compared for CCT and CV values. Results: Mean CCT values for groups 1, 2 ve 3 were; 534.15±29.44 μm, 534.64 ± 29.44 μm ve 547.12±24.38 μm respectively. Mean CV values in 3 mm for groups 1, 2, ve 3 were; 3.88±0.22, 3.88±0.19 ve 3.96±0.17 mm3 respectively. Mean CV values in 5 mm for groups 1, 2, and 3 were; 11.4±0.62, 11,4±0.48 ve 11.6±0.51 mm3 respectively. Mean CV values in 7 mm for groups 1, 2, and 3 were; 24.4±1.37, 24.5±1.02 ve 24.93±1.18 mm3 respectively. There was no statistically significant difference according for the CCT and CV values for 3, 5, and 7 mm between the groups (p>0.05). Conclusion: Patients with NPDR have the same corneal volume and CCT values with the normal subjects.Öğe Diyabetik retinopatide görme merkezindeki metabolit değişimlerinin mr spektroskopi ile değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi, 2010) Özsoy, ErcanDiyabetik olgularda, nonproliferatif diyabetik retinopati ve proliferatif diyabetik retinopati evrelerinde, görme merkezindeki metabolit değişimlerini MRS tekniği ile incelemek. MATERYAL-METOD: Bu çalışmaya; 15 presbiyopik olgu (grup 1) ve diyabeti olup, diyabetik retinopatisi olmayan 15 (grup 2), nonproliferatif diyabetik retinopatisi (NPDR) olan 15 (grup 3), proliferatif diyabetik retinopatisi (PDR) olan 15 (grup 4) olmak üzere toplam 45 diyabet hastası alındı. Ayrıca diyabetli hastalar; HbA1c değeri % 8'den az olan 20 hasta grup A, % 8'den fazla olan 20 hasta ise grup B olarak iki gruba ayrıldı. Bütün olguların sol oksipital korteksindeki görme merkezinde N-Asetil Aspartat (NAA), kreatin (Cr) ve kolin (Cho) değerleri MRS yöntemi ile ölçülerek, NAA/Cr, Cho/Cr ve NAA/Cho oranları hesaplandı. Ayrıca bütün olguların tam kan ve biyokimya değerlerine bakıldı. BULGULAR: Grup 1'in görme merkezindeki ortalama NAA/Cr değeri 1.72±0.33, ortalama Cho/Cr değeri 0.70±0.13, ortalama NAA/Cho değeri ise 2.53±0.88 olarak tespit edildi. Grup 2'nin görme merkezindeki ortalama NAA/Cr değeri 1.65±0.22, ortalama Cho/Cr değeri 0.65±0.09, ortalama NAA/Cho değeri ise 2.56±0.51 olarak tespit edildi. Grup 3'ün görme merkezindeki ortalama NAA/Cr değeri 1.59±0.31, ortalama Cho/Cr değeri 0.72±0.14, ortalama NAA/Cho değeri ise 2.29±0.75 olarak tespit edildi. Grup 4'ün görme merkezindeki ortalama NAA/Cr değeri 1.49±0.17, ortalama Cho/Cr değeri 0.68±0.12, ortalama NAA/Cho değeri ise 2.22±0.46 olarak tespit edildi. Grup 1, 2, 3 ve 4'te; NAA/Cr, Cho/Cr ve NAA/Cho değerleri açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi (p>0.05). Grup A'nın görme merkezindeki ortalama NAA/Cr değeri 1.70±0.21, ortalama Cho/Cr değeri 0.65±0.10, ortalama NAA/Cho değeri ise 2.62±0.57 olarak tespit edildi. Grup B'nin görme merkezindeki ortalama NAA/Cr değeri 1.46±0.20, ortalama Cho/Cr değeri 0.73±0.12, ortalama NAA/Cho değeri ise 2.05±0.42 olarak tespit edildi. Grup A ve B arasında; NAA/Cr ve NAA/Cho değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi (P<0.05). Cho/Cr değerleri açısından ise; istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi (P>0.05). SONUÇ: Diyabetik retinopati ilerledikçe görme merkezindeki NAA/Cr ve NAA/Cho oranlarında bir azalma olmaktadır. Fakat bu azalmalar istatistiksel olarak anlamlı değildir. HbA1c değeri yükseldikçe görme merkezinde NAA azalmakta olup, nöronal kayıp geliştiğini göstermektedir. Görme merkezindeki metabolit değişimleri, kronik olaylardan çok, akut gelişen olaylara bağlıdır.Öğe Eksternal Dakriyosistorinostomide Mukozal Flep Tekniğinin Cerrahi Başarı Üzerine Etkisi: H Flep mi? U Flep mi?(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012) Gündüz, Abuzer; Cumurcu, Tongabay; Demirel, Soner; Özsoy, ErcanLakrimal kese ve burun mukozasında oluşturulan “H” ve “U” flep tekniklerinin eksternal dakriyosistorinostominin (DSR) başarısı üzerine etkisini karşılaştırmak. Yöntem: Distal nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısı ile eksternal DSR ameliyatı yapılan 50 olgunun (36 bayan, 14 erkek) 50 gözü çalışmaya alındı. Olgular ameliyat olma sıralarına göre iki gruba ayrıldı. Önce ameliyat olan 25 vaka birinci gruba (H-flep grubu), sonra ameliyat olan 25 vaka ikinci gruba (U-flep grubu) alındı. Birinci gruptaki hastalarda kese ve nazal mukozada “H” şeklinde kesi ile ön ve arka flepler hazırlandı. İkinci gruba ise sadece “U” şeklinde kesi ile ön flepler hazırlandı. Tüm olgulara flep tekniği dışındaki tüm cerrahi basamaklar aynı şekilde yapıldı. Bulgular: Birinci grup yaşları 18-60 (ort. 42.7±14.3) arasında değişen 25 olgu, ikinci grup ise yaşları 22-65 (ort. 44.2±13.4) arasında değişen 25 olgudan oluşturuldu. Birinci gruptaki olgular 7-14 (ort. 10.5±3.6) ay, 2. gruptaki olgular 5-13 (ort. 11.4±4.2) ay takip edildiler. Birinci gruptaki (H-flep) 25 olgunun 21’inde (%84) cerrahi başarı sağlanırken, 4’ünde (%16) başarısızlık saptandı. İkinci gruptaki (U-flep) tüm olguların erken ve geç postoperatif dönemde yapılan tüm kontrollerinde lavajla kanalın açık olduğu ve hastaların preoperatif tüm şikâyetlerinin kaybolduğu saptandı. Sonuç: “U” flep tekniği ile eksternal DSR’nin cerrahi başarı oranının artabileceğini düşünmekteyiz. Bu flep tekniği ile büyük lakrimal keselerde olduğu gibi küçük lakrimal keselerde de yeterli büyüklükte ön fleplerin oluşturulması mümkün olmaktadır.Öğe Evaluation of central macular thickness after penetrating keratoplasty(2018) Özsoy, Ercan; Gül, Fatih Cem; Çelik, Fatih; Yusufoğlu, Elif; Güler, Mete; Can, NagehanAbstract:Aim: To evaluate the changes in central macular thickness after penetrating keratoplasty. Material and Methods: A total of 24 eyes of 24 patients who had undergone penetrating keratoplasty were included in the study. This study was performed retrospectively by reviewing the charts of the patients. Postoperative 1st week, 1st month, 3rd month, 6th month and 12th month mean total macular volume, central macular thickness, parafoveal area and perifoveal area thickness and retinal nevre fiber layer (RNFL) thickness results obtained with optic coherence tomography were compared. ANOVA test was used for statistical analysis. Results: The postoperative 1st week, 1st month, 3rd month, 6th month and 12th month mean total macular volume measurements were 7.03±0.2 mm³, 7.05±0.4 mm³, 7.0±0.6 mm³, 7.02±0.5 mm³ and 6.12±0.6 mm³, respectively. Mean central macular thickness measurements were 227.6±4.6 μm, 228.7±5.5 μm, 227.2±4.6 μm, 227.5±7.1 μm, 226.3±5.1μm respectively; mean parafoveal area thickness measurements were 290.2±3.7 μm, 289.9±7.8 μm, 288.7±6.3 μm, 288.8±4.7 μm, 288.6±8.3 μm respectively, mean perifoveal area thickness measurements were 261.1±4.2 μm, 261.4±1.9 μm, 260.4±3.6 μm, 259.8±2.7 μm, 259.3±4.7 μm respectively, and mean RNFL thickness measurements were 106.54±11.28 μm, 107.28±8.75 μm, 107.45±13.64 μm, 105.62±9.27 μm, 105.16±12.74 μm; respectively. Conclusion: No significant change was seen in macular thickness after penetrating keratoplasty. Although the macular thickness increases in the early postoperative stage, it decreases in time.Öğe Pediatrik Hastalarda Eksternal Dakriyosistorinostomi Sonuçları(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012) Gündüz, Abuzer; Demirel, Soner; Özsoy, Ercan; Cumurcu, TongabayPediatrik yaş grubunda distal nazolakrimal kanal tıkanıklığı nedeni ile yaptığımız eksternal dakriyosistorinostomi (DSR) ameliyat sonuçlarımızın sunulması. Gereç ve Yöntem: Nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısı ile eksternal DSR ameliyatı olan 6 olgu (3 kız, 3 erkek) çalışmaya alındı. Vakaların ortalama yaşları 9.0 (4-14) yıl idi. Olguların dışarıdan gözlemle kese lojları kabarıktı. Olguların lipiodollü dakriyosistografilerinde geniş hidrops kese görünümleri izlenmekteydi. Hastalara U-Flep DSR uygulandı. Nazal ve lakrimal kese mukozalarında sadece ön flepler oluşturuldu. Sulanma şikâyetinin geçmesi ve pasajın irrigasyonla açık olması başarı olarak kabul edildi. Bulgular: Olgular postoperatif 1.hafta, 1., 3., 6.ve 12. ayda kontrollere çağrıldı. Takip süreleri en az 6, en fazla 24 aydı (ortalama 13.8 ay). Yapılan kontrollerde tüm olguların lavaj ile kanalın açık olduğu ve preoperatif tüm şikâyetlerinin kaybolduğu saptandı. Böylece olgularımızın 6’sında da (%100) cerrahi başarıya ulaşıldığı tespit edildi. Hiçbir olgularımızda intraoperatif veya postoperatif ciddi bir komplikasyon gelişmedi. Sonuç: Çalışmamız sonucunda pediatrik yaş grubunda hidrops keseli olgular için eksternal DSR’nin tercih edilebilecek başarılı bir cerrahi yöntem olduğu kanaatine vardık.Öğe The Results of Pediatric External Dacryocystorhinostomy(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 2012) Gündüz, Abuzer; Demirel, Soner; Özsoy, Ercan; Cumurcu, TongabayÖz: Amaç: Pediatrik yaş grubunda distal nazolakrimal kanal tıkanıklığı nedeni ile yaptığımız eksternal dakriyosistorinostomi (DSR) ameliyat sonuçlarımızın sunulması. Gereç ve Yöntem: Nazolakrimal kanal tıkanıklığı tanısı ile eksternal DSR ameliyatı olan 6 olgu (3 kız, 3 erkek) çalışmaya alındı. Vakaların ortalama yaşları 9.0 yıl idi. Olguların dışarıdan gözlemle kese lojları kabarıktı. Olguların lipiodollü dakriyosistografilerinde geniş hidrops kese görünümleri izlenmekteydi. Hastalara U-Flep DSR uygulandı. Nazal ve lakrimal kese mukozalarında sadece ön flepler oluşturuldu. Sulanma şikâyetinin geçmesi ve pasajın irrigasyonla açık olması başarı olarak kabul edildi. Bulgular: Olgular postoperatif 1.hafta, 1., 3., 6.ve 12. ayda kontrollere çağrıldı. Takip süreleri en az 6, en fazla 24 aydı (ortalama 13.8 ay). Yapılan kontrollerde tüm olguların lavaj ile kanalın açık olduğu ve preoperatif tüm şikâyetlerinin kaybolduğu saptandı. Böylece olgularımızın 6'sında da (%100) cerrahi başarıya ulaşıldığı tespit edildi. Hiçbir olgularımızda intraoperatif veya postoperatif ciddi bir komplikasyon gelişmedi. Sonuç: Çalışmamız sonucunda pediatrik yaş grubunda hidrops keseli olgular için eksternal DSR'nin tercih edilebilecek başarılı bir cerrahi yöntem olduğu kanaatine vardık. Başlık (İngilizce): The Results of Pediatric External Dacryocystorhinostomy Öz (İngilizce): Aim: To present our results of external dacryocystorhinostomy (DCR) operations in pediatric patients with distal nasolacrimal duct obstruction. Material and Methods: This study included 6 pediatric patients (3 boys, 3 girls) with distal nasolacrimal duct obstruction underwent external DCR. The median age was 9.0 years . All patients had a large hydrops lacrimal sac in lipiodol dacryocysrography. The patients underwent U-flap DCR and only anterior mucosal flaps were formed. Surgical success was accepted as the absence of epiphora and open lacrimal passage with irrigation. Results: The patients were examined at 1st week and 1, 3, 6. and 12 months. The cases were followed for a minimum of 6 months and a maximum of 24 months (mean follow up was 13.8 months). All nasolacrimal ducts were open with irrigation at all control. Surgical success was 100% (6/6). No severe intraoperative or postoperative complication occurred in any case. Conclusion: DCR was concluded as a successful surgical procedure for the pediatric age group in appropriate cases.