Yazar "İleri, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe The effects of mobile phones on pacemaker functions(Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi, 2002) Tandoğan, İzzet; Temizhan, Ahmet; Yetkin, Ertan; Güray, Yeşim; İleri, Mehmet; Duru, Erdal; Şaşmaz, Ali; Çehreli, Şengül; Köse, KenanÖz: Çeşitli sistemler tarafından oluşturulan elektromanyetik alanın kalp pili fonksiyonları üzerindeki olumsuz etkileri bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı mobil telefonların kalp pili fonksiyonları üzerindeki etkilerini değerlendirmektir. Bu amaçla 679 kalıcı kalp pilli hasta üzerinde çalışıldı. Çalışma iki basamak halinde uygulandı. Kalp pili lead polaritesi birinci basamakta unipolar, ikinci basamakta bipolar olarak ayarlandı. Her iki basamakta kalp pili sensitivitesi önce nominal değerlerde iken, daha sonrada o kalp pili için minimal değere indirilerek test yapıldı. Kalp pili cebine göre simetrik olarak yerleştirilen iki farklı mobil telefon (power output 2W, GSM 900 MHz) ile 50 cm, 30 cm, 20 cm, 10 cm ve mobil telefon antenleri kalp pili cebi ile temas ettirilerek, mobil telefonların açılma, standby, çaldırma, konuşulma ve telefonların kapatılması aşamasında test yapıldı. Otuzyedi kalp pilli hastada etkilenme saptandı (%5.5). Lead polaritesinin unipolar olması durumunda etkilenme bipolar olmasına göre daha fazlaydı (Sırayla %4.12, %1.40, p<0.05). Sensitivitenin artırılması kalp pili etkilenme oranı üzerinde tek başına etkili değildi (p>0.05). Etkilenme açısından iki ve tek boşluklu kalp pilleri arasında fark yoktu (p>0.05). Bir DDD-R kalp pilinde ventriküler tetiklenme, 33 VVI(R) kalp pilinde asenkron moda geçiş ve 3 VVI kalp pilinde inhibisyon saptandı. Kalp pili yaşı ilerledikçe mobil telefondan etkilenme oranı artıyordu (p<0.05). Etkilenmelerin hepsi reversibl idi. Sonuç olarak mobil telefonlar belli şartlar altında kalp pili fonksiyonları üzerinde olumsuz etkilere neden olabilirler. Etkilenme durumu, kalp pili inhibisyonu hariç hastalarda önemli bir semptoma neden olmaz ve mobil telefonun uzaklaştırılmasıyla normale döner.Öğe Identification of viable myocardium in patients with chronic coronary artery disease and myocardial dysfunction comparison of low dose dobutamine stress echocardiography and echocardiography during glucose insulin potassium infusion Angiology(Angiology, 2002) Yetkin, Ertan; Şenen, Kubilay; İleri, Mehmet; Atak, Ramazan; Battaloğlu, Bektaş; Yetkin, Özkan; Tandoğan, İzzet; Turhan, Hasan; Cehreli, SengülLow-dose dobutamine stress echocardiography (LDDSE) is one of the methods most used to assess myocardial viability. Glucose-insulin-potassium (GIK) has been shown to increase contraction of the ischemic zone. The aim of this study was to compare LDDSE and echocardiography during GIK infusion for detection of myocardial viability in patients with chronic coronary artery disease (CAD) and myocardial dysfunction. Twenty-one patients who had chronic CAD and myocardial dysfunction were included in the study. Glucose-insulin-potassium protocol consisted of a fixed dose of insulin (100 μU/kg/hour IV) and a variable glucose/potassium infusion rate. GIK echocardiography was made at baseline and after 60 minutes of GIK infusion. During continuous electrocardiographic, blood pressure, and echocardiographic monitoring, an intravenous infusion of dobutamine (3 μg/kg body weight/min) was started with an infusion pump and continued for 5 minutes and then increased to 5 μg/kg/min and 10 μg/kg/min for another 5 minutes. The detected viable myocardium was defined as 1 or 2 scores decreasing in at least 2 adjacent abnormal segments during LDDSE and GIK echocardiography. Viability was detected in 19% (52 segments) of the asynergic segments at baseline with GIK echocardiography and 16% (44 segments) of those segments with LDDSE (p > 0.05). Left ventricular wall motion score index at baseline was 2.24 ±0.35 and it decreased significantly during both LDDSE (p = 0.004 vs 2.11 ±0.36) and GIK echocardiography (p=0.001 vs 2.09 ±0.32). The agreement between LDDSE and GIK echocardiography for detection of myocardial viability was 95%. This study shows that GIK echocardiography is similar to LDDSE for detection of myocardial viability. With the support of further clinical studies GIK echocardiography can be used to detect myocardial viability in patients with chronic CAD.Öğe Increased thrombolysis in myocardial infarction frame counts in patients with isolated coronary artery ectasia(Heart Vessels, 2003) Senen, Kubilay; Yetkin, Ertan; Turhan, Hasan; Atak, Ramazan; Sivri, Nasir; Battaloğlu, Bektaş; Tandoğan, İzzet; İleri, Mehmet; Koşar, Feridun; Özdemir, Ramazan; Cehreli, ŞengülThe Thrombolysis in myocardial infarction (TIMI) frame count is a simple clinical tool for assessing quantitative indexes of coronary blood flow. This measurement has been significantly correlated with flow velocity measured with a flow-wire by several investigators during baseline conditions or hyperemia. In this study we aimed to evaluate the coronary flow in patients with isolated coronary artery ectasia by means of the TIMI frame count and to compare the results with those of patients with angiographically normal coronary arteries. The study population consisted of 37 patients with coronary artery ectasia only in the right coronary artery (RCA). The control group consisted of 31 patients with angiographically proven normal coronary arteries. Coronary artery ectasia was defined as nonobstructive lesions of the coronary arteries with a luminal dilatation 1.5-fold or more of the adjacent normal coronary segments. The TIMI frame count was determined for each major coronary artery in each patient according to the methods first described by Gibson et al. The TIMI frame count of RCA in the study group was significantly higher than in that of the control group (51 17 vs 25 8, P 0.0001). The TIMI frame counts of the study group for the left anterior descending and left circumflex coronary artery were also significantly higher than those of the control group (corrected TIMI frame count for LAD 42 11 vs 24 7, P 0.001; TIMI frame count for LCx 44 15 vs 25 9, P 0.001). In patients with coronary artery ectasia, the TIMI frame count of the RCA was higher than that of the left anterior descending and left circumflex coronary artery (51 17 vs 42 11 and 44 15, respectively, P 0.05). We have shown increased TIMI frame counts in patients with isolated coronary artery ectasia and suggest that the pathophysiological mechanism of coronary artery ectasia is not a focal disease. TIMI frame counts can be regarded as an index of the severity of impaired coronary flow in patients with coronary artery ectasia.Öğe Mobil telefonların implante edilebilen kardiyoverter-defibrilatör fonksiyonları üzerinde olumsuz etkileri olabilir mi?(2002) Tandoğan, İzzet; İleri, Mehmet; Yetkin, Ertan; Temizhan, Ahmet; Aras, Dursun; Sezgin, Alpay T.; Bıyıkoğlu, Funda; Şaşmaz, AliÖz: Amaç: Bu çalışmanın amacı dünyada kullanımı hızla artan mobil telefonların İmplante Edilebilen Kardiyoverter-Defibrilatör (ICD) fonksiyonları üzerinde olumsuz etkilerinin olup olmadığını araştırmaktır. Yöntem: Değişik merkezlerde koroner arter hastalığına bağlı ventriküler taşikardi ve/veya fibrilasyon gelişmesi nedeniyle tansvenöz ICD takılan 9 hasta (2 kadın, 7 erkek, yaş ortalaması 65.5±6) üzerinde çalışıldı. Test, hastalarda önce ICD'nin bazal şartlarında yapıldı. Daha sonra kendi ritminde çalışan 7 ICD hastasında, ICD VVI modunda ve hızı hastanın spontan hızının 10 vuru/dakika üzerine programlanarak yapıldı. Pektoral kas yerleşimli ICD cebine göre simetrik olarak yerleştirilen iki farklı mobil telefon ile 50 cm, 30 cm, 20 cm, 10 cm ve mobil telefon antenleri ICD cebi ile temas ettirilerek, mobil telefonların açılma, standby, çaldırma, konuşulma ve telefonların kapatılması aşamasında test yapıldı. Test sırasında ICD etkilenmesinin varlığı açısından bazal şartlarda uygunsuz antitaşikardik şok, ICD'nin pacemaker fonksiyonunda inhibisyon, ventriküler asenkron moda (VOO) dönme, iki boşluklu pacemaker fonksiyonu olan ICD'de ventriküler tetiklenme gelişip gelişmediğine bakıldı. Oluşabilecek değişiklikler intrakardiyak ve yüzey EKG'den izlendi. Bulgular: Çalışma sonunda ICD'nin bazal durumunda ve pacemaker fonksiyonlarında herhangi bir değişme saptanmadı; hastalarda herhangi bir semptom gelişmedi. Sonuç: Mobil telefon kullanımının çalışmamızda kullandığımız ICD fonksiyonları üzerinde olumsuz etkilerinin olmadığına karar verildi.