Yazar "İlhan, Osman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Clinical characteristics and treatments outcomes in elderly patients with multiple myeloma: A multicenter retrospective study(2017) Terzi, Hatice; Korkmaz, Serdal; Berber, İlhami; Keklik, Muzaffer; Doğu, Mehmet Hilmi; Şencan, Mehmet; Kaya, Emin; Eser, Bülent; Sarı, İsmail; İlhan, OsmanAbstract: Amaç: Mutipl Myeloma, tüm kanser tiplerinin %1' ini, hematolojik malignitelerin ise %10' unu oluşturan tamamen kürün sağlanamadığı fatal bir hastalıktır. Genellikle yaşlı populasyonda izlenir. Bu çalışmanın amacı, son 5 yılda farklı rejimlerle tedavi edilen 65 yaş ve üzerindeki 105 Mutipl Myeloma' lı hastadaki klinik deneyimimizi sunmaktır. Yöntem: 65 yaş üzerindeki Mutipl Myeloma'lı hastaların klinik karakterleri ve terapötik sonuçlarını analize etmek için, Türkiye'deki 5 farklı merkezden retrospektif olarak veriler toplandı.Bulgular: 51 erkek ve 54 kadından oluşan toplam 105 yaşlı Multipl Myeloma hastası (65 yaş ve üzeri) retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalara ilk basamak olarak, VAD( vinkrsitin, adriamisin, deksametazon), VCD ( Bortezomib, siklofosfamid, deksametazon), MP( melphalan, prednizolon), MPT (Melphalan, prednizolon, thalidomid) rejimleri verildi. 29 hastada tam yanıt elde edildi ve bu hastaların 18 'ine otolog kök hücre nakli yapıldı. Tam yanıt elde edilemeyen 46 hastaya, ikinci basamak tedavi olarak bortezomib, lenalidomid ve talidomid bazlı rejimler verildi. İkinci basamak tedavi ile tedavi edilenlerin 29'unda tam yanıt elde edildi ve bu hastalardan 20'sine otolog kök hücre nakli yapıldı. 16 hastaya ise birinci ve ikinci basamak rejimlere yanıt vermediğinden lenalidomid bazlı rejimler (n: 10), talidomid bazlı rejimler (n: 6) verildi. Bu tedavilerle remisyona giren 5 hastaya Otolog kök hücre nakli yapıldı. Sonuç: Optimal tedavi yaklaşımı, verimli, güvenli, kaliteli yaşam sağlamalı ve amaç tam yanıtın yanı sıra hastalıksız sağ kalımı ve genel sağ kalımı uzatmak olmalıdırÖğe Idyopatik trombositopenik purpurada klinik seyir : 62 hastalık bir seri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Aydoğdu, İsmet; Tayfun, Egemen; Akan, Hamdi; Koç, Haluk; Beksaç, Meral; İlhan, Osman; Konuk, Nahide; Uysa, Akınİdyopatik trombositopenik purpura, özellikle büyüklerde, kronik seyirli bir hastalıktır. Retrospektif olarak yapılan bu çalışmada idyopatik trombositopenik purpuralı 62 hastanın klinik seyirleri ve tedavi sonuçları incelenmiştir. Sonuçlar son yayınlanan Amerikan Hematoloji Derneğinin kuralları ışığında değerlendirilmiştir.Öğe İdyopatik trombositopenik purpurada klinik seyir: 62 hastalık seri sonuçları(1997) Aydoğdu, İsmet; Tayfun, Egemen; Akan, Hamdi; Koç, Haluk; Beksaç, Meral; İlhan, Osman; Konuk, Nahideİdyopatik trombositopenik purpura, özellikle büyüklerde, kronik seyidi bir hastalıktır. Retros¬pektif olarak yapılan bu çalışmada idyopatik trombositopenik purpurah 62 hastanın klinik se¬yirleri ve tedavi sonuçları incelenmiştir. Sonuçlar son yayınlanan Amerikan Hematoloji Derne¬ğinin kuralları ışığında değerlendirilmiştir.Öğe Kemoterapi alan lösemili hastalarda serum eritropoietin düzeyleri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Aydoğdu, İsmet; İlhan, Osman; Beksaç, Meral; Koç, Haluk; Akan, Hamdi; Konuk, Nahide; Uysal, AkınEritropoietin (Epo) sekresyonunda anemi majör situmulusdur. Çeşitli çalışmalarda kemoterapiyi takiben Epo düzeylerinin arttığı bildirilmiştir. Bu artışın nedeni henüz tam olarak açıklanamamıştır. Bu çalışmada 17 akut lösemili hastada (13 akut myeloblastik, 4 akut lenfoblastik) kemoterapi öncesi, sırası ve sonrası serum Epo düzeyleri ölçüldü. Kontrol grubu olarak 12 sağlıklı kişi çalışmaya alındı. Tedavi öncesi Epo seviyeleri lösemili hastalarda kontrol grubuna göre yüksek olup, bu yükseklik tedavi sonrası devam etti. Tedavi öncesi ile tedavi sonrası değerler arasında anlamlı bir fark yoktu. Tedavi öncesi Hb ve Epo düzeyleri arasında Hb < 9 g/dl olan grupta zıt ilişki vardı (r: -52, p<0,05). Bu ilişki tedavi sırası ve sonrasında kayboldu. Epo ile diğer hematolojik ve biokimyasal parametreler arasında ilişki bulunamadı. Anemi olmadan Epo’nun artışında, kemoterapiye bağlı doku hipoksisi veya karaciğer ve kemik iliği orijinli Epo sentezi gibi diğer nedenlerin rolü olabilir.Öğe Orta ve yüksek malignité eğilimli tedavi edilmemiş non-Hodgkin lenfomalarda MİNE protokolü uygulaması(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Aydoğdu, İsmet; Koç, Haluk; İlhan, Osman; Gurman, Gunhan; Akan, Hamdi; Beksan, Meral; Konuk, Nahide; Uysal, AkinIn recent years, more effective and less toxic treatment protocols have been developed to rise cure rates in intermediate and high grade non-Hodgkin's lymphoma (NHL). This study was undertaken to investigate the efficacy and toxicity of MINE (ifosfamide, mesna, mitoxantrone and etoposide) combination chemotherapy in patients with intermediate and high grade non-Hodgkin's lymphoma. Twenty-one patients (16 male, 5 female; aged between 26 and 70 years) with non-Hodgkin's lymphoma were included in the study. An overall response rate of 73% and complete response rate of 56% were achieved and survival rate for responding patients was 80% at 48th month. Side effects including mild myelosuppression, nausea- vomiting, and alopecia were observed. MINE combination seems to be effective and well tolerated without significant toxicity as a first-line therapy in patients with intermediate or high grade NHL.Öğe Serum erythropoietin levels in leukemia patients receiving cytostatic treatment(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Aydoğdu, İsmet; İlhan, Osman; Beksaç, Meral; Koç, Haluk; Akan, Hamdi; Konuk, Nahide; Uysal, AkınEritropoietin (Epo) sekresyonunda anemi majör situmulusdur. Çeşitli çalışmalarda kemoterapiyi takiben Epo düzeylerinin arttığı bildirilmiştir. Bu artışın nedeni henüz tam olarak açıklanamamıştır. Bu çalışmada 17 akut lösemili hastada (13 akut myeloblastik, 4 akut lenfoblastik) kemoterapi öncesi, sırası ve sonrası serum Epo düzeyleri ölçüldü. Kontrol grubu olarak 12 sağlıklı kişi çalışmaya alındı. Tedavi öncesi Epo seviyeleri lösemili hastalarda kontrol grubuna göre yüksek olup, bu yükseklik tedavi sonrası devam etti. Tedavi öncesi ile tedavi sonrası değerler arasında anlamlı bir fark yoktu. Tedavi öncesi Hb ve Epo düzeyleri arasında Hb < 9 g/dl olan grupta zıt ilişki vardı (r: -52, p<0,05). Bu ilişki tedavi sırası ve sonrasında kayboldu. Epo ile diğer hematolojik ve biokimyasal parametreler arasında ilişki bulunamadı. Anemi olmadan Epo’nun artışında, kemoterapiye bağlı doku hipoksisi veya karaciğer ve kemik iliği orijinli Epo sentezi gibi diğer nedenlerin rolü olabilir.