Yazar "İnanç, Filiz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocukluk çağı Henoch Schönlein purpurasında böbrek tutulumu ve prognoza etkili faktörler(İnönü Üniversitesi, 2010) İnanç, FilizÇalışmamızda kliniğimizde HSP tanısı ile en az altı ay süreyle izlenmiş hastalar incelendi, böbrek tutulumu ve prognoza etkili faktörlerin retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Materyal ve Metot: Çalışmamızda; Henoch-Schönlein purpurası tanısı almış 107 olgu retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların demografik özellikleri, sistem tutulumları, laboratuvar bulguları ve böbrek tutulumu üzerine etkili prognostik faktörler araştırıldı. Bulgular: Henoch-Schönlein purpuralı hastaların 6 aylık takibi sırasında %26,16 oranında böbrek tutulumu geliştiği tespit edildi. Böbrek tutulumu; mikroskopik hematüri %64,28, makroskopik hematüri %3,57, persistan hafif (non-nefrotik düzeyde) proteinüri+hematüri %7,14, nefritik sendrom %3,57 oranında gözlendi. Tek başına nefrotik sendrom hiçbir hastada gözlenmedi. Mikst nefritik/nefrotik sendrom %21,42 oranında tespit edildi. Böbrek tutulumu görülen grupta ortalama yaş, böbrek tutulumu olmayan gruba göre daha yüksekti. Böbrek tutulumu olan grupta, skrotal tutulum sıklığı, böbrek tutulumu olmayan gruptaki skrotal tutuluma göre istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek saptandı (p=0,017). Böbrek tutulumu olan hastaların IgA düzeyleri, böbrek tutulumu olmayan hastalara göre istatistiksel anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0,037). Böbrek tutulumu olan hastaların C3 düzeyleri, böbrek tutulumu olmayan hastalara göre istatistiksel anlamlı olarak düşük bulundu (p=0,04). On ve on yaşın üzerinde böbrek biyopsisi yapılma oranı istatistiksel anlamlı olarak daha fazla bulundu (p=0,004). Böbrek tutulumu olan 28 hastanın en az 6 aylık izlemlerinde son dönem böbrek yetmezliği saptanmadı. HSP'li hastalarda izlemde böbrek tutulumu gelişme olasılığı 10 ve 10 yaşından büyük çocuklarda istatistiksel anlamlı olarak yüksek bulundu (p=0,0001). Böbrek tutulumu gelişimi ile erken steroid tedavisi arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı (p>0,05). Sonuç: HSP çocuklarda genellikle kendini sınırlayan bir hastalık olsa da; olguların küçük bir kısmında hayatı tehdit edici komplikasyonlara, uzun ve ciddi tedavi gereksinimlerine, morbidite hatta mortaliteye yol açabilmektedir. HSP'de uzun dönem prognozu belirleyen en önemli faktör böbrek tutulumudur. Bu nedenle hastaların böbrek tutulumu açısından yakın ve uzun süreli izlemi gerekmektedir. Çalışmamıza göre; 10 yaşından büyük olmak, IgA yüksekliği, C3 düşüklüğü, skrotal tutulum böbrek tutulumu için risk faktörleridir. Erken steroid kullanımı böbrek tutulumu üzerine etkili bulunmamıştır. Çalışmamızda elde ettiğimiz verilerin daha geniş hasta serilerinde ve uzun süreli çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir.