Yazar "Şahin, Osman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 2000 sonrası popüler Hollywood sinemasında dini tema ve örüntüler(İnönü Üniversitesi, 2016) Şahin, OsmanBu çalışma görsel çağ diye de adlandırılan günümüz postmodern durumunda popüler filmlerin din ile olan etkileşimini sekülerleşme ve kültür teorileri bağlamında incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma 2000 Sonrası popüler Hollywood filmlerinde bulunan dini, paranormal, büyülü ve mitolojik temaları belirlemeye çalışmakta ve bunların hangi din ve mitolojilere referanslarda bulunduklarını araştırmaktadır. Dini hikayeleri konu alan filmler ve dini kurumların sponsorluğunda veya özellikle kurumsal bir dinin öğretileri ışığında üretilen filmler araştırmaya dahil edilmemiştir. Çalışma içerik analizi ile popüler filmlerde dini, mitolojik, paranormal ve kutsal temalar, karakterler, anlatılar ve öğeleri belirlemekte ve bu bulgulardan yola çıkarak bazı ana temalara ulaşmaktadır. Bu ana temalar popüler Hollywood filmlerinin seküler eğlence görünümüne rağmen ne kadar dini temalar ile dolu olduklarını göstermektedir. Bu çalışma sekülerleşme, kültür teorileri ve Postmodernizm bağlamında bu bulguları ele almayı amaçlamaktadır.Öğe Fransa Katolik Kilisesi’nde Gallikanizm(2022) Şahin, Osman; Oymak, İskenderFransa Katolik Kilisesi, Roma Katolikliği içerisinde müstesna bir yere sahiptir. Fransa, Reform hareketine direnmiş, 1789 Devrimi’nden sonra dahi halkın çoğunluğunun Katolik olarak tanımlandığı bir ülke olmuştur. Ancak bu, Fransa Katolik Kilisesi’nin Roma’ya mutlak itaati şeklinde anlaşılmamalıdır. Aksine, Fransa’ya özgü bir akım olan “Gallikanizm”, Fransa ile Roma arasında birçok kez çatışmalara yol açmıştır. Gallikanizm, Fransa Katolik Kilisesi üzerinde Papalığın yetkilerini kısıtlamayı hedefleyen birtakım karar, uygulama ve doktrinleri ifade etmektedir. Genel konsilleri Papaların üzerinde bir otorite olarak gören konsilyarizm gibi birtakım teolojik argümanlar ile desteklense de, Gallikanizm çoğunlukla idari ve maddi meseleler ile ilgili olmuştur. Gallikanizm, krallar, papalar, piskoposlar ve daha sonra parlamenterlerin dâhil olduğu bir güç mücadelesini tanımlamaktadır. Bu mücadelede taraflar ve ittifaklar her zaman aynı kalmamıştır. Hatta bazı dönemlerde kral veya piskoposlar, Papalık ile ittifak halinde olmuştur. Papalıktan devşirilen yetki ve haklar için kral, parlamento ve piskoposlar karşı karşıya kalmıştır. Bu sebeple Royal, Parlamenter ve Episkopal Gallikanizm’lerden bahsedilir. Bu çok başlılıktan dolayı Gallikanizm yekpare bir akım olamamış ve Fransa Katolik Kilisesi üzerinde kalıcı bir etki bırakamamıştır. Bu çalışma, Fransa Katolik Kilisesi tarihinde önemli birtakım olay ve olgular çerçevesinde Gallikanizm’i açıklamaya çalışmaktadır.Öğe FRANSA’DA JANSENİZMİN GELİŞİMİ VE SONU(2022) Şahin, Osman; Oymak, İskenderJansenizm, Hıristiyanlıkta ihsan doktrini ile ilgili birtakım tartışmalar etrafında gelişen ve özellikle Fransa’da etkili olan bir akımdır. İsmini Aziz Augustin’i yeniden yorumlayarak “Augustinus” isminde yeni bir eserle konuyu gündeme taşıyan Cornelius Jansen’den almıştır. Augustinus adlı eserinde Jansen, Aziz Augustin’in Pelagianizm’e karşı yürüttüğü tartışmaları, ilk günahı ve cennetten kovuluşu ele almış, kendi zamanında ortaya çıkan “yeni bir eğilim” şeklinde ifade ettiği Molinizm’i ve onu takip eden Cizvitleri, Semi-Pelagian olmakla itham etmiştir. Molina özelinde Cizvitler, Luther ve Calvin gibi Reform liderlerinin aşırı kaderci Augustinci kurtuluş teolojisine karşı çıkmış ve insanın özgür iradesini ön plana çıkaran hümanist bir teolojiyi benimsemiştir. Bu sebeple Jansen ve onun takipçileri, insanın iradesini Tanrı’nın iradesinin önüne geçirmekle eleştirilmişlerdir. Katolik Kilisesi içinde ortaya çıkan “kurtuluş doktrininde insanın ve Tanrı’nın rolü” ile ilgili bu teolojik tartışmalar, Jansenizm ekseninde özellikle Fransa’da yıllar boyunca gündemi meşgul etmiştir. Bu çekişmeler sadece teolojik alanla sınırlı kalmamış, 1879 Devrimi’ne giden süreçte siyasi arenada da yankıları olmuştur. Bu çalışma Jansenizm’in ortaya çıkışını, Fransa’da konu ile ilgili gelişen olay ve tartışmaları ve devrime doğru giden süreçte gündemden düşüşünü ortaya koymaktadır.Öğe HIRİSTİYAN DÜNYADA YENİDEN BİRLEŞME GİRİŞİMLERİ: ESKİ KATOLİK VE ANGLİKAN KİLİSESİ ARASINDA ORTAK KOMÜNYON(2020) Şahin, Osman; Oymak, İskenderHıristiyan dünyanın birliğini sağlamak amacıyla çeşitli kiliseler tarafından yürütülen ökümenikfaaliyetler, özellikle 20. yüzyılda büyük bir ivme kazanmıştır. Bu çerçevede yapılan kiliseler arasıdiyalog faaliyetleri, inanç birliğini sağlamanın yanı sıra, misyonerlik, göç hareketleri ve farklımezhepler arası evlilikler gibi pratik sorunlara çözüm bulma kaygılarıyla hız kazanmıştır. Günümüzdebirçok kilise, ökümenik diyaloğun öneminin farkındadır. Ancak bu tür ökümenik faaliyetlerde nadirenbaşarılı sonuçlar alınabilmiştir. Eski Katolik Kiliseleri ile Anglikan Kilisesi arasında gerçekleştirilenortak komünyon (intercommunion) anlaşması, tarihsel olarak farklı menşelere dayanan iki kilisearasında gerçekleştirilen ilk başarılı ökümenik kazanım olarak değerlendirilebilir. Bu çalışmada önceökümenizm ve ökümenik hareketler ile ilgili betimleyici bir değerlendirme yapılmıştır. Ardından EskiKatolik Kiliseleri ile Anglikan Kilisesi arasında gerçekleştirilen ortak komünyon anlaşması betimlenmişve tartışılmıştır.Öğe Luteryen-Katolik Diyaloğu: Aklanma Doktrini Ortak Bildirisi(2022) Şahin, OsmanHıristiyanlık tarihi ayrılık hikâyeleri ile doludur. Bu ayrılıkları gidermek için çeşitli kiliseler arasında birtakım diyalog faaliyetleri gerçekleşmiştir. Özellikle 19. yüzyılda bu çerçevede yeni bir canlanma yaşanmış ve 20. yüzyılda da bu tür girişimler artarak devam etmiştir. Roma Katolik Kilisesi başlangıçta bu tür çalışmalara karşı çoğunlukla mesafeli bir tutum takınmıştır. Ancak II. Vatikan Konsili’nden sonra Roma Kilisesi de ökümenik diyalog faaliyetlerine aktif bir şekilde katılmaya başlamıştır. Bu çerçevede Roma Katolik Kilisesi ile Luteryen Kiliseler arasında birtakım diyalog çalışmaları yürütülmüş ve bu iki kilise arasındaki en önemli teolojik sorun olan “aklanma doktrini” üzerine ortak bir bildiri yayımlanmıştır. Bu çalışma, Roma Katolik Kilisesi ile Luteryen Kiliseler arasında imzalanan “Aklanma Doktrini Ortak Bildirisi’nin” nasıl bir süreç sonunda ortaya çıktığını, içeriğini ve önemini açıklamayı hedeflemektedir.Öğe Search for Transcendent in Science Fiction and Apocalyptic Films(2023) Şahin, OsmanHumanity gradually shifted away from religion and the sacred in the modern age, but in the postmodern age, people have discovered that science and reason alone cannot satisfy them. As a result, people returned in various ways to mythology, religion, and the mystical. Cinema, one of the most popular arts of the visual age, could not possibly ignore this move. Religious themes and elements are prevalent in films. Humanity has lost confidence in metanarratives thanks to postmodernism, and is shown to be on a different quest for meaning, particularly in science fiction and apocalyptic/post-apocalyptic films. In many films, this quest evolves into a quest for the transcendent. People contemplate the beginning and the end; they speculate about their origins and their future directions. Postmodern viewers are drawn to the holy, mystical, mythological, and transcendental quests offered in movie theaters. As a result, the film business, which is capitalist in nature, uses this tactic to produce stories that are transcendental, sacred, mythological, mystical, magical, supernatural, and, generally speaking, religious. This essay explores the attempt of postmodern man to use cinema to re-enchant the demystified universe. The postmodern man is tired of extreme rationalism and is on a philosophical quest. The study analyzes five science fiction movies, which are also referred to as apocalyptic movies. These are Avatar (2009), Interstellar (2014), Prometheus (2012), War of the Worlds (2005), and I Am Legend (2007). The article argues that in these movies, post-modern man’s quest for meaning is addressed with some sort of transcendence, his modern identity is developed into a postmodern one, or a postmodern identity is brought forth, and his worries about the end are mostly appeased with a postmodern uncertainty.