Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Şenbaba, Elif" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Amoksisilin-klavulanik aside bağlı gelişen akut jeneralize ekzantematöz püstülozis (AGEP) olgusu
    (Astım Allerji İmmünoloji, 2014) Şenbaba, Elif; Çatal, Ferhat; Ermiştekin, Halime; Varol, Fatma İlknur; Akpolat, Nusret
    Öz: Akut jeneralize ekzantematöz püstülozis (AGEP), eritamatöz zemin üzerinde küçük, steril püstüller ile karakterize nadir görülen bir deri reaksiyonudur. Etyolojide başlıca antibiyotikler olmak üzere en sık ilaçlar yer almaktadır. Hastalığın tanısı, “European Severe Cutaneous Adverse Reactions (EuroSCAR)” çalışma grubunun belirlemiş olduğu skorlama sistemi ile konulmaktadır. Dört yaşında erkek hasta, eritematöz zemin üzerinde çok sayıda püstüler döküntü şikayetiyle başvurdu ve hastanın iki gündür amoksisilin + klavulanik asit kullanım öyküsü mevcuttu. Hastanın püstüler lezyonlarından biyopsi örneği alındı. Hastanın klinik özellikleri ile biyopsi örneğinin incelemesi sonucu EuroSCAR skorlamasına göre AGEP tanısı konuldu. Bu olguyu sunmamızdaki amacımız AGEP’in çocuk yaş grubunda nadiren görülebildiğini vurgulamak, hastalığın klinik özelliklerini, tanı ve tedavisini gözden geçirmektir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Karaciğer transplantasyonu sonrası yumurtaya karşı gelişen anafilaksi: Olgu sunumu
    (Astım Allerji İmmünoloji, 2014) Şenbaba, Elif; Çatal, Ferhat; Topal, Erdem
    Öz: Ortotopik karaciğer nakli yapılan çocuklarda besin allerjisi gelişimi artarak rapor edilmektedir. Karaciğer naklinden sonra gelişen besin allerjisi mekanizması halen tam olarak aydınlatılmış değildir. Bir yaşından önce nakil yapılan çocuklar ve immünsüpresif takrolimus tedavisi alan hastalar besin allerjisi gelişimi açısında risk altındadır. Beş aylıkken dev hücreli hepatit nedeniyle karaciğer nakli yapılan 11 aylık kız hasta yumurta yedikten 10 dakika sonra, vücudunda kaşıntı, kızarıklık, dudaklarında şişlik ve hızlı nefes alma, öksürük şikayetiyle çocuk acil servisimize 15 dakika sonra getirildi. Anafilaksi tanısı konulan hastaya intramusküler adrenalin yapıldı. Klinik bulguları düzelen hastanın dört hafta sonra yapılan deri prik testinde yumurta beyazı ile 5 x 5 mm lik endürasyon (negatif kontrol 0 mm, pozitif kontrol 6 x 6 mm) tespit edildi. Bu olguyu sunmamızdaki amacımız; özelikle süt çocuğu grubunda karaciğer nakli yapılan hastaların besin allerjilerinin gelişimi açısından yakından takip edilmesi gerektiğini vurgulamaktır. Başlık (İngilizce): Developing anaphylaxis to egg after liver transplantation: A case report Öz (İngilizce): Food allergy has been increasingly reported in children who had orthotopic liver transplantation. The exact mechanism of post-liver transplantation allergies remains to be elucidated. Children are at risk for the development of food allergy for the first year of transplantation and immunosuppression with tacrolimustreated patients. 11-month-old patient that underwent transplantation of liver at the month of 5 due to giant cell hepatitis, consulted to our pediatric emergency department after 15 minutes with body itching, redness, swelling of the lips, and rapid breathing, cough after 10 minutes of eating egg. The patient was diagnosed as anaphylaxis, and then injected epinephrine intramusculer. After 4 weeks, the patient whose clinical findings improved, 5 x 5 mm induration (negative control 0 mm, positive control, 6 x 6 mm) of white egg were detected in the skin prick test. Our aim of presenting this fact is to emphasize the necessity to closely monitor the patients especially in the age group of infants with hepatic transplant for the development of food allergies.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Nadi?r Bi?r Fi?zi?ksel Ürti?ker Nedeni?: Soğuk Ürtiker
    (2014) Şenbaba, Elif; Çatal, Ferhat; Topal, Erdem
    Soğuk ürtikeri, soğuğa maruziyet sonrası ürtiker ve/veya anjioödem gelişimi ile karakterizedir. Soğuk içecekler, soğukhava ve soğuk nesneler soğuk ürtikerini tetikleyen faktörlerdir. Soğuk ile temas eden cilt yüzeyi geniş ise, sistemikreaksiyonlar gelişebilir. Hipereozinofilik sendrom ve hipotiroidi tanıları ile takipli 12 yaşında erkek hasta soğuğa maruziyetsonrası tekrarlayan şişlik, kaşıntı, kızarıklık şikayeti ile polikliniğimize başvurdu. Sonrasında soğuk havada ve soğuksuya girince vücudunda şişlik, kızarıklık ve kaşıntı şikayetleri tekrarlamıştı. Hepatit markerları ve kriyoglobülini negatifidi. Hastaya yapılan buz-küp testi pozitif bulundu. Bu olgu nadir görülen bir fiziksel ürtiker çeşidi olan soğuk ürtikerinihatırlatmak için sunulmuştur.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Nadir Bir Fiziksel Ürtiker Nedeni: Soğuk Ürtiker
    (Türkiye Çocuk Hastalıkları Dergisi, 2014) Şenbaba, Elif; Çatal, Ferhat; Topal, Erdem
    Öz:Soğuk ürtikeri, soğuğa maruziyet sonrası ürtiker ve/veya anjioödem gelişimi ile karakterizedir. Soğuk içecekler, soğuk hava ve soğuk nesneler soğuk ürtikerini tetikleyen faktörlerdir. Soğuk ile temas eden cilt yüzeyi geniş ise, sistemik reaksiyonlar gelişebilir. Hipereozinofilik sendrom ve hipotiroidi tanıları ile takipli 12 yaşında erkek hasta soğuğa maruziyet sonrası tekrarlayan şişlik, kaşıntı, kızarıklık şikayeti ile polikliniğimize başvurdu. Sonrasında soğuk havada ve soğuk suya girince vücudunda şişlik, kızarıklık ve kaşıntı şikayetleri tekrarlamıştı. Hepatit markerları ve kriyoglobülini negatif idi. Hastaya yapılan buz-küp testi pozitif bulundu. Bu olgu nadir görülen bir fiziksel ürtiker çeşidi olan soğuk ürtikerini hatırlatmak için sunulmuştur.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Okul öncesi dönemde ağır hışıltı atağı ile ilişkili risk faktörleri
    (Abant Tıp Dergisi, 2015) Topal, Erdem; Çatal, Ferhat; Aslan, Mehmet; Özdemir, Ramazan; Karadağ, Ahmet; Demirtaş, Gülsüm; Şenbaba, Elif; Kurt, Ahmet
    Öz: Amaç: Okul öncesi yaş grubunda ağır hışıltı atağı ile ilişkili risk faktörlerini belirlemektir. Yöntem : Ocak 2013 ile Haziran 2013 tarihleri arasında İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Çocuk Alerji ve Astım polikliniği ile Çocuk Acil polikliniğine, tekrarlayan ağır hışıltı atağı ile başvuran altı yaşından küçük hastaların dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Bulgular: Altı aylık sürede her iki polikliniğe (çocuk alerji ve çocuk acil) 70 çocuk ağır hışıltı atağı ile başvurmuştu. Çalışmaya, karşılaştı rma yapabilmek için aynı yaşta hafif hışıltı atağı ile başvuran 72 çocuk hasta da dahil edildi. Ağır hışıltı atak tanısı konulan olguların 49 (%68,1) u erkek idi ve ortanca yaşı 30 ay (6 -60) idi. Hastaların ilk geçirdikleri atak yaşının ortancası 6 ay (1 -60), son bir yıl içerisindeki atak sayısının ortancası 5 (1 -10) ve son bir yılda sistemik steroid gerektiren atak sayısının ortancası 2 (1 -10) idi. Modifiye astım prediktif indeks hastaların 27 (%38,1) sinde pozitifti ve 29 hastada (%41,4) hışıltı çoklu tetiklenen hışıltı fenotipindeydi. Ağır hışıltı atağı erkek cinsiyette (p=0,004) ve pasif sigara maruziyeti olan çocu klarda (p=0,011) daha fazlaydı. Ayrıca son 1 yılda atak sıklığı (p=0,029) ve sistemik steroid gerektiren atak sayısı da (p=0,001) ağır hışıltı atağı ile başvuran hastalarda daha fazlaydı. Sonuç : Ağır hışıltı atağı erkek cinsiyette, pasif sigara maruziyeti olan çocuklarda, son bir yılda hışıltı atakları sık olan ve sistemik steroid gerektiren hastalarda daha fazla görülmektedir. Bu nedenle hışıltısı olan çocukların son 1 yıldaki hışıltı öyküleri detaylı bir şekilde sorgulanmalı ve sigara maruziyeti önlenmelidir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Oral besin provokasyon testi sırasında gelişen reaksiyonların sıklığı ve şiddeti
    (Astım Allerji İmmünoloji, 2014) Topal, Erdem; Çatal, Ferhat; Şenbaba, Elif; Varol, Fatma İlknur; Sinanoğlu, Muhammed Selçuk; Yıldırım, Nurdan; Ermiştekin, Halime
    Öz: Giriş: Oral besin provokasyon testi besin allerjilerinin tanısında altın standarttır. Oral besin provokasyon testleri, hafif deri reaksiyonlarından hayatı tehdit eden ağır allerjik reaksiyonlara kadar gidebilen klinik tablolara neden olabilmektedir. Çalışmadaki amacımız oral besin provokasyon testi sırasında gelişen reaksiyonların sıklığını ve şiddetini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Allerji kliniğimizde Eylül 2012 ile Eylül 2013 yılları arasında oral besin provokasyon testi yapılan çocukların dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Bulgular: Oral besin provokasyon testi yapılan toplam 63 hasta çalışmaya dahil edildi. Oral besin provokasyon testi en sık inek sütü, fıstık ve yumurta ile yapılmıştı. Oral besin provokasyon testi hastaların 50 (%79.4)'sinde tanıyı doğrulamak, 13 (%20.6)'ünde ise besine karşı tolerans gelişip gelişmediğini ispatlamak için yapılmıştı. Oral besin provokasyon testi 63 hastanın 13'ünde pozitifti. On iki hastada reaksiyon hafif şiddette iken bir hastada anafilaksi gelişmişti. Oral besin provokasyon testi sırasında reaksiyon gelişen hasta grubu ile reaksiyon gelişmeyen hasta grubu arasında cinsiyet, testin yapıldığı yaş, eşlik eden atopik hastalık, IgE aracılı besin allerji öyküsü, periferik eozinofil yüzdesi, serum spesifik IgE düzeyi ve total IgE düzeyi açısından anlamlı fark yoktu (p> 0.05). Ancak deri prik testindeki endurasyonun çapı ile oral besin provokasyon pozitifliği arasında pozitif yönde bir korelasyon mevcuttu (rho: 0.307, p= 0.019). Sonuç: Oral besin provokasyon testi sırasında gelişen reaksiyonların çoğu hafif şiddetteydi. Deri prik testindeki endurasyonun çapı, oral besin provokasyon testi sırasında reaksiyon gelişimi için risk faktörüdür. Bu nedenle, oral besin provokasyon testi uzman gözetiminde yapılmalı ve oral besin provokasyondan önce, deri prik testindeki endurasyonun çapı göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Subkütan immünoterapi enjeksiyonu sonrası geç dönemde gelişen şiddetli sistemik reaksiyon (anafilaksi): Olgu sunumu
    (Astım Allerji İmmünoloji, 2013) Şenbaba, Elif; Çatal, Ferhat; Topal, Erdem; Ermiştekin, Halime; Yıldırım, Nurdan; Sinanoğlu, M. Selçuk
    Öz: Günümüzde çevresel korunma ve ilaç tedavisine rağmen şikayetleri kontrol altına alınamayan allerjik rinit veya allerjik astım tanılı hastaların tedavisinde allerjen spesifik immünoterapi uygulanmaktadır. Uygulanan allerjen immünoterapisine bağlı lokal ve sistemik reaksiyonlar ortaya çıkabilmektedir. Şiddetli sistemik reaksiyonların neredeyse tamamı ilk 30 dakikada ortaya çıkmasına rağmen, geç tip sistemik reaksiyonlar nadir de olsa görülebilmektedir. Olgumuz, astım tanısı olan 15 yaşında kadın hastaydı ve verilen medikal tedaviye rağmen şikayetlerinin kontrol altına alınamaması nedeniyle, duyarlı olduğu “Dermatophagoides farinae” ekstresiyle subkütan immünoterapi başlanıldı. Subkütan enjeksiyonun (idame dozunda, 0.8 mL) dördüncü saatinde, hastada şiddetli sistemik reaksiyon (anafilaksi) gelişti. Bu olgu nedeniyle, immünoterapiye bağlı şiddetli sistemik reaksiyonların geç dönemde nadir de olsa görülebileceğini vurgulamak istedik. Başlık (İngilizce): Delayed severe systemic reaction (anaphylaxis) after subcutaneous immunotherapy injections: Case report Öz (İngilizce): Currently, allergen specific immunotherapy is administered to allergic rhinitis or asthmatic patients with uncontrolled symptoms despite medical treatment and avoidance of environmental allergens. Local or systemic reactions can occur after subcutaneous immunotherapy. Although almost all severe systemic reactions are reported to begin within 30 minutes after administration of injections, late onset reactions could be seen. Our case was 15 years old female patient with asthma whose complaints could not controlled by medical treatment and subcutaneous immunotherapy with “Dermatophagoides farinae” extract that she was sensitized was administered to her. Severe systemic reaction (anaphylaxis) has developed in the patient within fourth hours of post-injection observation period at the ma- intenance dose of 0.8 mL. We want to emphasize that severe late onset systemic reactions are rare but could occur after subcutaneous immunotherapy injections.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim