Yazar "Şişlioğlu, Kübra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Isıl işlem gören bazı et ürünlerinin lipit fraksiyonlarında meydana gelen bazı değişimlerin belirlenmesi(İnönü Üniversitesi, 2012) Şişlioğlu, KübraBu çalışma ile geleneksel olarak üretimleri yapılan et ürünlerinden et/tavuk döneri, Adana Kebap ve köfte örneklerinde pişirme işlemine bağlı olarak bu ürünlerin lipit fraksiyonlarında meydana gelen değişimlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Isıl işlem öncesi ve sonrasında lipit fraksiyonları Folch extraksiyon yöntemiyle extrakte edilmiştir. Ürünlerin oksidasyon düzeylerinin belirlenmesi için konjuge dien, peroksit, tiyobarbütirik asit sayıları ve hegzanal miktarları (SPME-GC-MS) belirlenmiştir. Lipit fraksiyonlarının trans yağ asitlerini de içeren yağ asidi bileşimi, GC-FID ile belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, pişirme işleminin oksidatif stabiliteye etkisinin, ısıl işlemin derecesine ve örnek formulasyonuna bağlı olduğu tespit edilmiştir. Köz ateşinde pişirmenin uygulandığı Adana Kebab ve köfte örneklerinin yağ asidi bileşimlerinde genel olarak önemli değişimlerin olmadığı (bir Adana Kebap örneği hariç) saptanmıştır. Diğer yandan doğrudan gaz aleviyle pişirmenin uygulandığı et ve tavuk döneri örneklerinin ise lipit fraksiyonlarının yağ asidi profillerinde, özellikle de major yağ asitlerinde önemli değişimler meydana geldiği saptanmıştır. Tavuk dönerlerinde yüksek sıcaklık uygulamasına bağlı olarak trans yağ asidi oranlarında artışlar tespit edilirken, et döneri örneklerinde vaksenik asit oranındaki azalmaya bağlı trans yağ asidi azalması tespit edilmiştir.Öğe Organojel yapısında lipit taşıyıcı partikül sistemlerin üretimi ve fonksiyonel özelliklerinin araştırılması(İnönü Üniversitesi, 2019) Şişlioğlu, KübraSindirilebilir lipitler ince bağırsakta oluşan misel miktarını artırarak yağda çözünen biyoaktif ajanların biyoyararlanımlarını artırırlar. Bu sebeple biyoaktif maddelerin biyoyararlanımları artırmak amacıyla nano-emülsiyonlar, katı lipit nanopartiküller ve nanoyapılandırılmış lipit taşıyıcılar gibi lipit esaslı salınım sistemleri kullanılmaktadır. Bu çalışma kapsamında jelatör ve sıvı yağ içeren nano lipit partiküller oluşturularak organojel yapılı nanoyapılandırılmış emülsiyon sistemler geliştirilmiştir. Nano-emülsiyonları hazırlamak için üç boyutlu kristal ağlar oluşturarak organojel meydana getirebilen Kandelilla vaks jelatör olarak kullanılmıştır. Yağ fazlarında Kandelilla vaks, mısırözü yağı ve bunların karışımlarıyla sırasıyla Katı Lipit Nanotaşıyıcı (SLN) sistem, Sıvı Lipit Nanotaşıyıcı (LLN) sistem ve Nano-yapılandırılmış Organojel Lipit taşıyıcı (NLC) sistem örnekleri simüle edilmiş in vitro salınım ortamlarında gastrointestinal sistem (GIT) koşullarında incelenmiş, bileşimlerindeki farklılıkların partiküllerinin fiziksel özellikleri ve gastrointestinal akıbetleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Ağız, mide ve bağırsak koşullarına maruz bırakıldıktan sonra, örneklerin partikül boyutu, partikül yükü ve mikroyapılarındaki değişimler ölçülmüştür. Örnekler simüle edilmiş GIT koşullarında partikül özellikleri bakımından benzer davranış gösterseler de SLN örnekğinin lipaz aktivitesiyle sindirilemediği, LLN ve NLC örneklerinin trigliserit bileşenlerinin ise tamamen sindirilerek Kandelilla vaksın NLC örneğinde lipaz aktivitesinde inhibisyona neden olmadığı gözlemlenmiştir. Kendiliğinden birleşimle nano boyutlu fibril ağlar meydana getirerek organojel oluşturabilen 𝛾����-orizanol ve 𝛽����-sitosterol karışımı, organojel yapılı nano-emülsiyon oluşturmak amacıyla yağ fazında pirinç kepeği yağını yapılandırmak için kullanılmıştır. Antioksidan özelliğe sahip jelatör bileşeninin enkapsüle edilen 𝛽����-karotenin kimyasal stabilitesi üzerine etkisi hızlandırılmış test koşullarında depolanan örneklerde analiz edilmiş, organojel nano-emülsiyon sistem ile enkapsüle edilen 𝛽����-karotenin stabilitesinin arttığı elde edilen sonuçlarla gösterilmiştir. Ayrıca yağ fazında %15 ve %30 jelatör karışımı içeren NLC örnekleri ve LLN örneğinin in vitro GIT koşullarında partikül boyutu, partikül yükü ve mikroyapılarındaki değişimler ölçülmüştür. Yağ fazında %15 jelatör karışımı içeren organojel nano-emülsiyon örneğinin ağız fazından ince bağırsak fazına kadar stabilitesini koruyarak ulaşabildiği, NLC-%30 ve LLN örneklerinde partikül stabilitesinin korunamadığı tespit edilmiştir. En yüksek 𝛽����-karotenin biyoerişilebilirlik oranı NLC-%15 örneğinde ölçülmüş, biyoerişilebilirlik üzerine in vitro GIT koşullarında partikül stabilitesinin etkisinin önemli olduğu gözlemlenmiştir. 𝛽����-sitosterol ve 𝛾����-orizanol organojel nano-emülsiyon sistemin, keten tohumu yağının oksidatif stabilitesi üzerine etkisini araştırmak amacıyla; MCT (orta zincir uzunluklu trigliserit karışımı), 𝛽����-sitosterol ve 𝛾����-orizanol ile hazırlanan nano-emülsiyonlar keten tohumu yağı ile hazırlanan nano-emülsiyonlarla 1:1 oranda karıştırılmıştır. Hızlandırılmış oksidasyon koşullarında depolama süresince örneklerin fiziksel stabilitesi partikül boyutu ve partikül yükü analizleri ve mikroskop görüntüleri ile oksidatif stabiliteleri ise PV (Peroksit sayısı) ve TBARS (Tiyobarbütirik asit sayısı) analizleri ile belirlenmiştir. Depolama sonunda 𝛾����-orizanol ve 𝛽����-sitosterol kompleksi ile hazırlanan organojel nano-emülsiyon örneği fiziksel olarak diğer örneklere kıyasla daha stabil bulunurken, organojelatör bileşenlerinin partiküller arası transferinde meydana gelen farklılıklar sonucunda oksidatif stabilite en yüksek 𝛾����-orizanol ve 𝛽����-sitosterol nano-emülsiyonlarının ayrı ayrı hazırlanıp sonradan karıştırıldığı örnekte tespit edilmiştir.