Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Şimşek, Gökçe" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Atipik Yerleşimli bir Onkositoma Olgusu
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012) Şimşek, Gökçe; Vuralkan, Erkan; Tokgöz, Sibel Alicura; Hudaynazarov, Utkur; Akın, İstemihan; Köybaşıoğlu, Fulya
    Onkositoma benign tükrük bezi tümörlerinin %2’sini oluşturan nadir bir neoplazidir. Genelde 6. dekatta görülür ve kadın/erkek oranı 1:1’dir. Bu tümörlerin büyük çoğunluğu parotis glandına yerleşir, diğer tükrük bezlerinde yerleşim nadirdir. Klinikte genelde asemptomatik , yavaş büyüyen kitle ile prezante olurlar. Bu yazıda sağ submandibuler gland yerleşimli kitle nedeniyle başvuran ve onkositoma tanısı alan 68 yaşında bayan hasta sunuldu ve konu literatür bilgileri eşliğinde tartışıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Dedifferentiated Acinic Cell Carcinoma of Parotid and its Treatment: A Rare Case Report
    (2015) Şimşek, Gökçe; Akın, İstemihan; Köybaşıoğlu, Fulya Fatma
    Abstract:Asinik hücreli karsinom parotis bezinde nadir görülen bir neoplazidir. Kadınlarda ve sıklıkla 40-50 yaşları arasında görülmektedir. Klinikte genellikle ağrısız yavaş büyüyen kitle şeklinde bulgu verir. Asinik hücreli karsinomların büyük kısmı parotisin yüzeyel lobunda yerleşir. Tedavisi cerrahi olup, iyi prognoza sahip tümörlerdir. Bu tümörlerin tedavisinde histolojik evreleme göz önünde bulundurulmalıdır. Histopatolojik olarak papiller, kistik, folliküler ve iyi prognozlu çeşitleri bulunmaktadır. Çok nadir olarak yüksek dereceli tümörlere dönüşen dediferansiye formu bulunmaktadır. Dediferansiye türleri klasik türlerine göre daha agresiftir; rekürrens, perinöral ve perilenfatik invazyon ile bunlara bağlı sistemik metastazlar daha sıktır. Bu yazıda sağ parotis bezinde bir yıldır olan kitle yakınması ile başvuran ve dediferansiye asinik hücreli karsinom tanısı koyulan 77 yaşındaki bir hasta ve yönetimi sunularak konu literatür bilgileri eşliğinde tartışıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Effects of topical phenytoin on nasal wound healing after mechanical trauma An experimental study
    (The Laryngoscope, 2014) Şimşek, Gökçe; Çiftçi, Osman; Karadağ, Neşe; Karataş, Erkan; Kızılay, Ahmet
    Objectives/Hypothesis: Impaired postoperative wound healing is the second most common morbidity after synechia formation in endoscopic sinus surgery. The aim of this experimental study was to investigate the potential effects of topical phenytoin on wound healing after nasal mucosal trauma in rats. Study Design: An experimental study at the Inonu University Faculty of Medicine. Methods: Twenty-four rats were randomized into three groups: 1) phenytoin group (n 5 8), 2) control group (n 5 8), and 3) vehicle group (n 5 8). After damaging the right nasal cavity, in the phenytoin group, 1% topical phenytoin cream was applied for 7 days. The rats in the control group did not receive any treatment. The vehicle group was treated with daily topical cold cream for 1 week. The rats were sacrificed at the end, and the nasal cavities were excised. Tissue edema and inflammatory cell infiltration were compared among the groups. Additionally, proliferating cell nuclear antigen (PCNA) and cluster of differentiation 31 (CD31) immunoexpression levels were evaluated. Furthermore, in biochemical analysis, the tissue levels of vascular endothelial growth factor and (EGF) of the groups were investigated. Results: In the phenytoin group, tissue edema and inflammatory cell infiltration were significantly decreased, and PCNA and CD31 immunoexpression levels were more prominent (P <.001) and the tissue EGF levels were significantly higher (P <.01). Conclusions: Topical phenytoin treatment may alter the nasal wound healing after mechanical trauma. The potential beneficial effects of topical phenytoin on nasal mucosa should be investigated by further experimental and human trials.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Melatonin s protective effect on the salivary gland against ionized radiation damage in rats
    (Journal of Oral Pathology & Medicine, 2016) Çakmak Karaer, Işıl; Şimşek, Gökçe; Yıldız, Azibe; Vardı, Nigar; Polat, Alaadin; Tanbek, Kevser; Gürocak, Simay; Parlakpınar, Hakan
    The aim of this study was to examine the effects of melatonin on ionized radiation-induced salivary gland damage using an experimental model. Thirty-two rats were randomized into four groups: (i) the control group (C, n = 8) that received intraperitoneal (i.p.) 0.9% NaCl; (ii) the melatonin group (M, n = 8) that received i.p. 5 mg/kg melatonin; (iii) the radiotherapy group (RT, n = 8) that underwent irradiation; (iv) the melatonin plus radiotherapy group (M+RT, n = 8) that received i.p. 5 mg/kg of melatonin, followed by irradiation 30 min later; and (v) the radiotherapy plus melatonin group (RT+M, n = 8) that received irradiation followed by i.p. 5 mg/kg of melatonin 30 min later. The medications and irradiation were administered for 5 days and the salivary glands of the rats were excised 10 days later; the histopathological changes in the salivary glands were assessed and biochemical analyses were conducted (tissue levels of malondialdehyde (MDA), superoxide dismutase (SOD), catalase (CAT), glutathione peroxidase (GPx), reduced glutathione (GSH), total antioxidant status (TAS), total oxidant status (TOS), and oxidative stress index (OSI)). Regardless of whether melatonin was administered before or after radiotherapy, melatonin decreased the radiation-induced parotid and submandibular histological damage. In addition, regardless of whether administration occurred before or after radiotherapy, melatonin decreased oxidative stress markers, such as MDA, TOS, and OSI. On the contrary, levels of antioxidative markers, such as CAT and GPx, were increased by melatonin. Melatonin may have a significant protective effect on salivary gland damage secondary to ionizing radiation.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Parotisin dediferansiye asinik hücreli karsinomu ve tedavi yaklaşımı: nadir bir olgu sunumu
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2015) Şimşek, Gökçe; Akın, İstemihan; Köybaşıoğlu, Fulya
    Asinik hücreli karsinom parotis bezinde nadir görülen bir neoplazidir. Kadınlarda ve sıklıkla 40-50 yaşları arasında görülmektedir. Klinikte genellikle ağrısız yavaş büyüyen kitle şeklinde bulgu verir. Asinik hücreli karsinomların büyük kısmı parotisin yüzeyel lobunda yerleşir. Tedavisi cerrahi olup, iyi prognoza sahip tümörlerdir. Bu tümörlerin tedavisinde histolojik evreleme göz önünde bulundurulmalıdır. Histopatolojik olarak papiller, kistik, folliküler ve iyi prognozlu çeşitleri bulunmaktadır. Çok nadir olarak yüksek dereceli tümörlere dönüşen dediferansiye formu bulunmaktadır. Dediferansiye türleri klasik türlerine göre daha agresiftir; rekürrens, perinöral ve perilenfatik invazyon ile bunlara bağlı sistemik metastazlar daha sıktır. Bu yazıda sağ parotis bezinde bir yıldır olan kitle yakınması ile başvuran ve dediferansiye asinik hücreli karsinom tanısı koyulan 77 yaşındaki bir hasta ve yönetimi sunularak konu literatür bilgileri eşliğinde tartışıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Pediatrik Hastada Parotisin Mukoepidermoid Karsinomu: Olgu Sunumu
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Şimşek, Gökçe; Şahan, Mehmet; Serin, Ömer; Paker, İrem; Akın, İstemihan
    Mukoepidermoid neoplazmlar, tüm pediatrik tükürük bezi tümörlerinin üçte birini oluşturmaktadır ve en sık parotis glandında izlenir. Mukoepidermoid karsinomlar histolojik diferansiasyon derecesine göre düşük, orta ve yüksek dereceli tümörler olarak üçe ayrılırlar. Düşük gradeli tümörler benign gibi davranmalarına rağmen lokal invazyon ve metastaz yapma potansiyelleri vardır. Hastalığın klinik evresi ve tümörün histolojik derecesi prognozu belirleyen ana faktörlerdir. Tedavide fasiyal sinir korunarak total parotidektomi yapılır. Pediatrik yaş grubunda sekonder malignite riski ve mandibula gelişimi açısından primer tedavide radyoterapi tercih edilmez. Bu yazıda sağ parotis glandında düşük gradeli mukoepidermoid karsinom saptanan 9 yaşında erkek hasta sunuldu. Pediatrik tükürük bezi maligniteleri olgu sunumuyla beraber güncel literatür bilgileri eşliğinde tartışıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Pediatrik hastada parotisin mukoepidermoid karsinomu: olgu sunumu
    (İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Şimşek, Gökçe; Şahan, Mehmet; Serin, Ömer; Paker, İrem; Akın, İstemihan
    Mukoepidermoid neoplazmlar, tüm pediatrik tükürük bezi tümörlerinin üçte birini oluşturmaktadır ve en sık parotis glandında izlenir. Mukoepidermoid karsinomlar histolojik diferansiasyon derecesine göre düşük, orta ve yüksek dereceli tümörler olarak üçe ayrılırlar. Düşük gradeli tümörler benign gibi davranmalarına rağmen lokal invazyon ve metastaz yapma potansiyelleri vardır. Hastalığın klinik evresi ve tümörün histolojik derecesi prognozu belirleyen ana faktörlerdir. Tedavide fasiyal sinir korunarak total parotidektomi yapılır. Pediatrik yaş grubunda sekonder malignite riski ve mandibula gelişimi açısından primer tedavide radyoterapi tercih edilmez. Bu yazıda sağ parotis glandında düşük gradeli mukoepidermoid karsinom saptanan 9 yaşında erkek hasta sunuldu. Pediatrik tükürük bezi maligniteleri olgu sunumuyla beraber güncel literatür bilgileri eşliğinde tartışıldı.

| İnönü Üniversitesi | Kütüphane | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


İnönü Üniversitesi, Battalgazi, Malatya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim